58

11.1K 1K 583
                                    


Telefonunun çalmasıyla Lisa yanında yatan Jungkook'un kıçını ittirdi ayağıyla.

Yüz üstü yatan çocuk sinirle mırıldandı. "Hmm?"
Boğuk sesini duydu genç kız. Kalkmaya hiç niyeti olmadığında sağına dönüp götünü devirdi. "Telefonun çalıyor."

"Benim telefonum salonda." Dedi bıkkınlıkla. Lisa kaşlarını çattı. "Ne demek salonda? Telefonun çalıyor Kook!"

"Ya senin ki bu!" Sinirle mızmızlandı oğlan. Doğruldu Lisa. Jungkook yüz üstü uzandığı için esmer sırtına baktı.

Sinirle sırtına vurduğunda Jungkook acıyla yüz üstü uzandı. "Sabah sabah delirdin yine ya!"

"Telefon çalıyor diyorum! Siklemedin bile!"

"Ne yapayım ben ya! Bana niye işkence yapıyorsun!" Saçlarını karıştırdı kız. "Beni kim niye arasından sabah sabah ya?" Ayağa kalkacağı sırada Jungkook kızın üstüne giydiği tişörtünden çekti.

"Uyuyorduk işte."

"Telefonu götüne sokarım, çalmaya orda devam eder."

"Kendime not; sabah Lisa'yla uğraşma. Huysuzun teki oluyor." Güldü kız kendi kendine. Telefon çalmayı bırakıp kapandığında derin bir nefes verdi. "Başım ağrıyor..."

Çocuk yatakta uzanıp kolunu kafasının altına koydu. Elini beline koyup gülümsedi. "Biraz eğlenelim mi?"

"Dayak geliyor." Kızı omuzlarından tutup geri yatırdı gülerken. "Dün eğlenceli değil miydi?"

Dudağına eğilip konuşan Jungkook'a gülümsedi.

Suratına üflediğinde, Jungkook ani şokla geri çekildi. Lisa oğlanın yüzünün aldığı hali görünce gülmeye başladı. "İyi, ne yapıyorsan yap. Götümü devirip uyuyacağım." Sinirle tekrar yatağa uzanan çocuğa güldü.

Ayağa kalktı. Karışan saçlarını açmaya çalışırken, üstündeki büyük tişörtü düzeltti.

İki arama ve 5 mesaj olduğunu görünce kaşlarını çattı.

Hepsi abisinden geliyordu.

Kaşlarını çattı.

Seokjin😍;
lalizzzz
bir kaç saatte orda olacağım
Aradım ama açmadın
ev arkadaşının sevgilisinin alt katta kaldığını söylemiştin değil mi?
Bir kaç gün onunla kalabilir bence 😆
Kardeşimi özledim 😻😻

Gözü seğirdi korkuyla.

"Jungkook."

"Hmm?"

"Abim geliyor." Korkuyla doğruldu çocuk. "Nereye geliyor?"

"Ağzıma." Korkuyla telefonu bıraktı. "Kalk kalk kalk!" Çocuğu kaldırdı. "Ne?"

Çocuğun yerdeki pantolonunu çocuğun suratına fırlattığında Jungkook dehşetle kıza baktı. "İyi misin ya!"

Üstüne giydiği tişört oğlana ait olduğundan bozla yemi tişört vermek için dolabını açtı. "Taehyung'lara git!"

Pantolonunu giymesine bile izin vermeden çocuğu ittirmeye başladı. "Lisa!" Kapıyı açıp çocuğu dışarı attı. "Ne oluyor ya!" Diye bağırdı Jungkook.

"Taehyung'lara git!"

"Biri beni mi çağır- LAN?" Jungkook'u gören Taehyung dehşetle bir Lisa'ya bir Jungkook'a baktı. "Niye donlasın oğlum sen?"

"Jisoo! Jisoo! Kalk!" Lisa merdivenlerden çıkarken Jungkook Taehyung'lara girip pantolonunu giymeye çalıştı.

Apartmanda oluşan gergin hava çoğalıyordu. Lisa'yı hiç bu kadar gergin görmedikleri için, daha korkunçtu.

"Ne oluyor ya!" Namjoon merdivenlerden çıkıp kafasını uzattı.

Jisoo'yu yataktan kaldırıp aşağı indiren Lisa Namjoon'a döndü. Jungkook da tişörtünü giyip dışarı fırladı.

"Siz ikiniz. Sevgilisiniz."

"Pardon?" Dedi Jisoo uykulu bir şekilde yüzünü buruştururken.

"Jisoo benim ev arkadaşım ama şimdilik Jae Teyze'yle kalacak, tamam mı?"

"Abine böyle mi söyledin?" Dedi Jungkook şaşkınlıkla.

"Başka ne yapabilirdim ki!"

"Abin ne alaka şimdi?" Taehyung konuşmuştu. Lisa korkuyla derin bir nefes verdi.

"Her şeyi anlatacağım, sadece... Şimdi Jungkook'un odasını kilitlemem gerekiyor."

"Tamam, sorun yapma. Birlikte toplarız." Jisoo kızın omuzlarını sıvazladı. O sırada duvara yaslanmış arsız Jungkook konuştu. "Toplanamayacak kadar dağıttık."

"Vazgeçtim. Gel burda kal. Abim seni güzelce dövsün." Jungkook elini salladı gülümserken. "Beni oraya sokamazsınız."

"Jisoo Namjoon'larda niye kalıyor şimdi!" Lisa yüzünü sıvazladı sinirle. "Odayı kilitleyip geliyorum!"

"Yardım edeyim!" Diye atladı Jisoo. Eve girerken Namjoon yutkunup gözlerini yere dikti. Düşüncelerinden arınıp kafasını arkadaşlarına çevirdiğinde, üç arkadaşı da ona sırıtıyordu.

"Siktirin gidin."

"Merhaba!" Tanımadıkları bir de gelince Jungkook yutkunup dudaklarını birbirine bastırdı. "Kimse var mı?" Merdivenleri çakmaya başladı.

"Merhaba." Dedi Namjoon nefesini tutan diğerlerine nazaran. Adam hazır olda bekleyen gençlere bakıp yüzünü buruşturdu. "Siz hepiniz... Niye evlerinizden çıktınız?"

Lisa pantolonunun fermuarını çekip kapıya koştu. "Abi!" Dedi gülümserken. "Ne çabuk gelmişsin." Dağılan saçlarını düzeltti. Jungkook kafasını eğip güldü.

Oluşan sessizlik üzerine gülümsedi kız. "Onlara da söyledim. Geleceğini yani. Hepsi benim arkadaşım." Gülümsediler.

"Çok güzelmiş." Dedi Seokjin keyifle. "Jisoo, sen misin?" Kafasını salladı kız.

"Ona söyledim abi. Sorun yok dedi. Kalacaklar yani." Seokjin kafasını çevirdi. Sevgilisinin kim olduğunu sezmeye çalıştı. Namjoon'la göz göze geldiğinde Namjoon yutkundu. "Hiç sorun değil."

"Başında bir büyük yok mu?" Dedi Seokjin kaşlarını çatarken.

"Ne oluyor orda!" Jae Teyze apartmandan çıktı. "Eheheh," Namjoon gülümsedi. Kadını içeri doğru ittirirken konuştu. "Ona daha teknik detayları anlatmadık."

"Eğlenceli bir yere benziyor. Ben lisedeyken böyle değildi." Jungkook'a dönüp konuşmuştu. Jungkook kafasını salladı. "Tahmin edebiliyorum."

"Eh, gördük, görüştük. Artık evlere dağılabiliriz değil mi?" Jimin gülümsemişti. Lisa güldü. "Kız eşyalarını alsın. Biz seninle bahçede oturalım mı?"

"Olur." Gülümsedi Seokjin. Jungkook atıldı. "Bavulu bırak bana." Dediğinde Seokjin teşekkür edercesine selamladı.

İkisi aşağı inerken, Taehyung kaşlarını kaldırdı. "Abiye yaranmalar mı başladı?"

"Bütün psikolojim bozuldu." Diyerek yukarı çıktı Jen.

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now