13

17.4K 1.4K 644
                                    


"Uyandın demek." Jungkook cüzdanını kontrol ederken saçları dağılmış Lisa'ya baktı. Gözünden hala uyku akıyordu. Kafasını ovuşturuyordu.

"Dün ne oldu?" Jungkook cüzdanını arka cebine koyup gülümsedi. "Aşağıda ufak çaplı bir yangın çıktı, sen de bayıldın."

"Cidden mi?" Dedi Lisa korkuyla. "Kafamı mı çaptım peki?" Jungkook kafasını salladı. "Hayır?"

"Uh, kafam çok acıyor da." Jungkook durdu. Yutkundu.

"Yoktur bir şey." Lisa banyoya geri yürüdü. Yüzünü yıkadı, saçlarını düzgünce topuz yaptı.

"Bu hafta sınavlar başlıyor." Dedi derin bir nefes verirken. "Ve bu gün cumartesi." Jungkook kafasını çevirdi. Sanırım kendi kendine konuşuyordu.

"İyi çalışıp, notlarımı yüksek tutmalıyım. Ayrıca, iş bulmalıyım." Kafasını salladı.

"Lisa?"

"Efendim!" Jungkook giydiği siyah dar pantolonun ceplerine koydu ellerini. Üstünde beyaz bir tişört, ben pantolonunda iki tane zincir vardı.

"Sonunda delirdin mi?" Lisa kafasını çıkardı odasından. "Ders çalışmam gerek! Öğleden sonra da iş bakacağım!"

"Kahvaltıya ne olacak?"

"Ben mi hazırlıyordum?" Dedi kafası karışmış bir şekilde. "Hayır Lisa, ben ısmarlıyorum. Unuttun mu?"

"Ha, şey. Bana bir şeyler alırsın değil mi?" Jungkook kafasını salladı. "İyi sen bilirsin. Ama elindeki şansı kaçırdın bebeğim." Kaşlarını çattı. "Ne şansı?"

"Jeon Jungkook ile kahvaltı şansını." Güldü alayla. "4 dilde küfür edebiliyorum." Güldü genç adam.

"Ne istediğini sormama gerek var mı?" Lisa düşündü. Tam söyleyecekken, "Bence de gerek yok. Görüşürüz!" Dedi.

Ofladı.

Bu kadar umursamazlık nerden geliyordu?

Jungkook elleri cebinde ıslık çalarak merdivenlerden indi. Cumartesi ona hep huzur verirdi. Okul yoktu, istediği kadar boş vakti vardı. Ayrıca gece hayatı cumartesi daha aktifti.

Arabasına binip çalıştırdı. Lisa odasının penceresinden gelen sesle oraya yaklaştı.

Arabası mı vardı?

Kaşlarını çattı. Bir arabası vardı ama öğrenci evinde kalıyordu. Üstelik normal bir arabada değildi.

"Hayır Lisa. Sherlockçuluk oynama sakın." Yutkundu. Ama bu çok büyük bir gizem gibi geliyordu.

"Hayır. Sakın." Masasına oturup derin bir nefes verdi. "Siyah kapılı oda..." kaşlarını çattı. Dudaklarını büzdü.

"Hayır, gerçekten hayır." Notlarını açıp gözden geçirmeye başladı.

"AÇIN ŞU LANET OLASI KAPIYI!" Lisa yerinde zıpladı. Korkuyla kapıya koştu. "Taehyung?" Dedi endişeyle kapıyı açarken. "Ay, canım. Bir tek sen mi varsın evde? Korkutmak istememiştim." Lisa endişeyle çocuğun yüzüne bakmaya devam etti. "Ne?"

"Ben böyle çalarım kapıyı." Anlamsızca bakıştılar bir kaç dakika. "Ee, Bunny nerde?" Kaşlarını çattı. "Bunny mi?"

"Jungkook yani. Tavşana benziyor ya hani. Birde pleyboy olunca, adı Bunny oldu." Bu Taehyung için komikti, ama Lisa hala apartmandaki bütün erkeklerin oksijen israfı olduğunu düşünüyordu.

"Neyse." Dedi öksürürken. "Yok mu?"

"Yok Taehyung."

"Nerde?"

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now