63

11.2K 1K 1.1K
                                    


"İliğimi sömürecek. Kemiklerimi kıracak. Hissedebiliyorum." Jungkook stresle ellerini cebine koydu. "Sakin ol be kanka. Alt tarafı kızın abisini Seoul turuna çıkaracaksın. Bir şeyler alıp geleceksiniz."

"Doğru." Kafasını salladı. "Ben iyi biriyim. Niye kemiklerimi kırsın ki?"

"Hey." Seokjin çantasını omzuna takıp gülümsedi. "Gidelim mi, Jungkook?"

Jungkook koşarak kaçmak istedi.

"Tamam." Oğlanın arabasına doğru yürüdüler.

Jungkook yanındaki koltuğa oturan adamla yutkunup direksiyona döndü. Arabadan çıkıp, kendini yola atmak istiyordu.

"Lisa'yla okula arabayla mı gidiyordunuz?" Jungkook sorulan soru karşısında stresle adama döndü. Ağzını araladı ama sonra geri kapattı.

"İyi anlamlı bir soru muydu?"

Gülümsedi adam.

"Dikkatli sürüyorsundur umarım." Bu adam onu iki kat strese sokuyordu.

Jungkook gülümseyip arabayı çalıştırdı. "Ehliyet sınavında bu kadar stres olmamıştım."

Güldüler.

Ana yola çıktığında Seokjin gülümsedi. "Lisa sana söyledi mi bilmiyorum." Dedi. "Tayland'a uğramanız gerekiyor."

Kafasını çevirdi. "Efendim?"

"Babasıyla tanışman gerekiyor."

"Neden?" Büyük bir sessizlik oldu. "Ne demek neden?"

"Evlenmeyi düşünmüyoruz, sadece çıkıyoruz." Kafasını salladı Seokjin. "Şöyle anlatayım istersen." Doğruldu. "Lisa, bizim her şeyimiz. Ve onu kaybedeceğimizi hissettiğimiz dönemler oldu." Devam etti. "Kısaca eğer aptalca bir şey yaparsan, ayağımızın altına almamız gerekir."

Yutkundu.

"Bu yüzden tanışacaksın."

"Peki, sorması ayıp." Korkuyla derin bir nefes verdi. Belki de ölümü kabullenerek yaşamalıydı.

"Sadece babasıyla ve annesiyle mi tanışmam gerekiyor?"

Seokjin güldü.

"10 tane teyzesi var, mahallede akrabası olmadığı ama ellerinde büyüdüğü 30 teyzesi var. Arka mahallelerde kuzenleri var. Yan mahallelerde arkadaşları var. Çocukluk arkadaşları. Dedesi var. 5 tane halası var. 4 tane amcası var."

Jungkook idrak etmekte biraz zorlandı. Mahalledeki arkadaşlarından sonrasını kaçırmıştı.

Oluşan topluluğu hesaplamaya çalışıyordu. Orduyla mi tanışmaya gidiyordu sevgilisinin akrabalarıyla mı belli değildi.

"Dedesinin babası var birde." Adamın utanmadan hala yaşıyor olmasına mı şaşırmalıydı, yoksa onunla tanışması gerektiğine mi anlamıyordu.

Yüzündeki dehşeti okuyabilen Seokjin gülmeye başladı.

"Korkma. Hoşlarına gitmeyen bir şey yapmadığında sürece bir şey yapmazlar."

Bu hiç rahatlatmamıştı.

Seokjin çocuğun masum bir ruha sahip olduğunu düşünmeye başlamıştı. En azından, duygularının saf olduğunu düşünmek mümkündü.

Ailesiyle tanışması bu kadar strese soktuğuna göre, fazla umursadığı söylenebilirdi.

"5 tane küçük kuzeni. İki liseli var. Sizden 3 yaş falan küçükler. Hepsi de... Uh. Kpop'la ilgileniyorlar." Gülümsedi Jungkook. "Kim ilgilenmiyor?"

mposine  ✿ liskookWhere stories live. Discover now