17. Minhyuk : "Sınıf Başkanı Oppa" (Bonus)

1.7K 51 4
                                    

'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

**

Minhyuk ile derste notlaşmanız yüzünden yine azar yemiştiniz. Cezaya kalmıştınız. Sizinle beraber cezaya bir çocuk daha kalmıştı cezaya. Hyungwon muydu neydi adı.... keyifli keyifli uyurdu cezada. İmrenirdin bazen o pozisyonda uyuyabilmesine.

***

Minhyuk ile derste çok konuşuyorsunuz diye öğretmen seni sınıfın diğer ucuna oturtmuştu. Sınıf başkanı olarak yaptığı bu aşırılıklar yüzünden pozisyonu çok da sağlam değildi. Notları iyi olmasa çoktan başkanlıktan olacaktı.

Ama seni çok seviyordu.

Biraz da döverek seviyordu. Tsundere olmaya çalışsa da yaşça büyük ve muzip komşu abi kıvamında bir flörtleşme tarzı vardı. İtme-çekme. İtmeyi ne kadar gıcık yapıyorsa çekme kısmı da aynı oranda hoştu.

Mesela sana kilo aldın derse buna bozuluyordun. Akabinde 'Daha fazla (ismin)im oldu.. daha çok öperim' diyordu. Yorgun görünüyorsun derse bir aynada kendini kontrol etme ihtiyacı hissediyordun. Ardından seni kollarına çekip 'Bana seni kollarımda dinlendirme imkanı oluşturduğun için teşekkür ederim bebeğim,Min-Yastığın hep burada' diyordu.

Derslerdeki halini düşündün. Soruları doğru yanıtlayınca diz kapağını hafifçe okşardı. Yanlış yaptığında ise otururken açılan belinden gıdıklardı.

Zamanla diz kapağından iç bacağına doğru kaymıştı o parmak ucu okşamaları. Sonra da bacağını avuçlayarak sıkma haline geldi. Ceketini çıkarp kendi kucağına seriyordu hep... kendini saklamak için. Sen neler olduğunu biliyordun ama...

Derste sana sevimli notlar atıp durunca sen de karşılık olarak notlar atmıştın. Hoca da sizi fark edince kopyalaştığınızı sanıp şimdilik sadece cezaya bırakmıştı.

Ceza da cezaydı yani.

Okuldan sonra bir ders saati boyunca ceza sınıfında sırada hiçbir şey yapmadan dümdüz oturmanız gerekiyordu. Bir şey ile uğraşmak yasaktı. Konuşmak yasaktı. İstersen uyurdun. Ve gözetmen öğretmen kendi birşeylerle uğraşıyor olsa da gözlerini sınıftan ayırmazdı.

Gözetmen hocadan gözetmen hocaya değişiyordu gerçi bu durum. Bazısı kitap okunmasına müsaade ediyor, bazısı da ders çalışılmasına izin veriyordu. Bugün ders çalışmaya izin veren hocanın günüydü.

***

Minhyuk, hocaya yalvar yakar seninle ders çalışmak için izin dilendi. Başardı da... gülümsemesine kimse dayanamıyor edepsizin. Sen de dayanamamıştın gerçi...

Siz çalışmaya başlayınca Minhyuk'un bir eli bacağını okşadı okşadı; ardından yoğurmaya geçti. Sen ona bıcır bıcır konu anlatırken o da nefesi kesilmiş halde sana bakarak ve zaman zaman yutkunarak seni dinliyordu. Hyungwon top patlasa uyanmayacaktı ama gözetmeniniz ısrarla daha sessiz anlatmanı söyleyip duruyordu. Sen de Minhyuk'a eğilip anlatıyordun mecbur.

Gözetmeniniz az sonra kalkıp gitti. Giderken beş dakika sonra geleceğini söylemişti ama o gideli 15 dakika olmuştu. Biraz sonra onu beden eğitimi hocanızla okul bahçesinde turlarken gördünüz. Minhyuk'un gözlerinde birden şimşekler çakmıştı. Yakından epey ürkütücü görünmüştü bu.

"Bebeğim?"

"Efendim oppa?"

Kulağına eğilip boynunu öptü birden. "Seni çok özledim..."

"E buradayım ya oppa?" en nazlı ses tonunla söylemiştin.

"İşte orası olman gereken yer değil..."

"Neresiymiş olmam gereken yer?"

Seni birden kucağına çekmişti. Bir bacağını diğer yanına atıp seni üstüne bindirmişti. Ardından seni kalçalarından kaldırıp tam da sertliğinin haykırdığı nokta üzerine oturttu.

"Burası... bebeğim... oppan zor durumda..." aslında esas zor durum sendeydi. Hormonlarının umarsızca haykırdığı haftandaydın.

Sakin bir ifade ile üzerinde yavaşça hareket ettin. Bu hareket ikinizin de çok hoşuna gitmişti. Gri okul eteğininin kucağında dağılışına baktı Minhyuk... zaman zaman üzerinde sadece okul eteğin varken sevişmeyi rica ediyordu. Tam da hayallerindeki kızdın sen. Kalben,ruhen... fiziksel olarak.

Ellerini sana daha dün hediye getirdiği gri dantelli çamaşırın dantel boşluklarına götürüp çamaşırı boydan boya yırttı. Erkeksi sert hareketleri seni daha da tahrik ediyordu. Pantolonunun cebinden cüzdanını, cüzdanı içinden de daha minik, kartvizit gibi bir çantayı çıkardı. İçinde zırh vardı. Zırh pakedini açıp çöpü cüzdana geri koydu. Sen ise düğmelerini sen az evvel ders anlatırken sıra hizasında sakladığı elleriyle hırkanın içinden açtığı gömleğinin düğmelerine baktın. Hırkanı kenara itince Minhyuk'u en çok tahrik eden halinle ona bakıyordun.

Minhyuk zırhını kuşanınca seni kucağına, sertliğini içine alabileceğin bir şekilde oturttu. Doluluk hissiyle gözlerini devirmiştin sessiz bir inilti ile. Sen biraz onun boyutuna adapte olurken o da seni izleyip vücudunu ve yüzünü öpücüklere boğmuştu. Az sonra sen hareketlenince Yavaşça kalkıp seni sıranın ucuna oturttu. İçine doğru tempolu hareketine başladı. Hyungwon'un horlamasının fon müziği olduğu bu hızlı ama yoğun seferinizde Minhyuk daha bir erkeksiydi.

Normalde melekler, teletubbies güneşi tarzında olan sevgilin okul fantazisi gerçekleşirken oldukça ciddi ve sert duruyordu.

Sen zirveye doğru kalkışa geçmişken sesin çok çıkıyor diye içine doğru hareket ederken kravatını çıkarıp ellerini bağladı. Sen geriye yaslanmış, ten çarpışması seslerinizin ve inlemelerinin arasında kendini kaybetmeden önce Minhyuk bir eliye ağzını kapatırken diğeriyle de zevk düğmeni titreşimli dairesel hareketlerle ovuyordu. Bacaklarını iyice açmış, zevkin içine dolmasını arzularken ip koptu ve sen kıvranarak ve titreyerek boşaldın.

Minhyuk senin pelteleşmiş, ifade veremez haline bakarken yandan yandan sırıtıp ağzındaki elini göğsüne sardı. Diğer elini de sıraya yaslayıp sert darbelerle hızlıca hareket etti. Son bir sert darbe ile içindeyken, zırha boşaldı. Seni kaldırıp kollarıyla sardı ve biraz öylece dinlenmenizi sağladı. Sen hala hafif hafif seğiriyordun zevk artçılarıyla.

***

Göz ucuyla bahçeye baktığında gözetmeninizin orada olmadığını fark ettin. Az evvel oradaydı halbuki.

Panikle Minhyuk'u uyaracakken Hyungwon birden kalkıp kapıya doğru yürüdü ve kapıdaki gözetmene ısrarla cezanın bitmesini onbeş dakika geçtiğini, artık gitmek istediğini tekrar edip durdu. Siz de o sırada toparlanmıştınız.

Gözetmen bıkkın halde Hyungwon'a gidebileceğinizi söyleyip gitti. Gözetmeninizin ardından çantasını kapıp kapıya yönelen Hyungwon senin inlemelerini taklit etti. Çıkıp gitmeden önce size döndü.

"+19 rüya gördüğümü sandım bir süre... siz cidden... " dedi ve pis pis sırıtarak gitti.

Minhyuk ise sana hala şehvet dolu gözlerle bakıyordu.

"Hyungwon'un peşinden gidip dayak yemektense burada kalıp seni bir kez daha titretmek istiyorum güzelim..." dedi. Bugün baya iddialıydı.

"Ben de beni eve götürmeni ve evin güvenli ortamında üstümde sadece eteğim varken titretmeni isteyecektim." dedin.

"İleride arkadaşlara anlatması zor olur diye şu an evlenme teklif etmiyorum... ama uyumumuz bana bunu söyletmeye çabalıyor... seni çok seviyorum benim yaramaz (ismin)'im."

**

Sağlık, sevgi, sadakat ve macera dileklerimle,

D.

Monsta X - One Shots [Smut]Where stories live. Discover now