27. Jooheon : "Sana Bakıyorum" (Bonus)

1.1K 46 7
                                    


'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

**

Jooheon arabaya bindikten birkaç dakika sonra yalandan müzikçalarını aramaya başladı. Menajerle ufak bir atışmaları sonrası gruptakilerin de desteğiyle kafeye tek başına gitme izni koparmıştı. Wonho ve Changkyun'un pis bakışları eşliğinde arabadan indi ve arka sokaktan kafeye yürüdü.

İçinde bir endişe vardı. Orada olmayabilirdin. Çekinmiş ya da utanmış olabilirdin. Belki de herkese sana söylediği şeyi yetiştirmiş olabilirdin.

Ama ...

Yok yahu.. sen yapmazdın. Seni tam tanımasa da yapmayacağını biliyordu. Sen yapmazdın. Jooheon'ı üzeceğini, zor durumda bırakacağını bilirdin ve yapmazdın. Sen ona gerçekten bakan belki de tek kişiydin. Fakat yine de o his vardı Jooheon'ın içinde. Adımlarını hızlandırdı. Eğer oradaysan... yani seni gördüğünde teşekkür niyetinde bir şey vermek istedi sana. O sebeple bulduğu bir dükkandan sana ve kendisine birbirini tamamlayan bir çift anahtarlık aldı. O saatte açık olanbir dükkanda bulabildiği tek şey buydu. 

Doğru ya... seni bu saatte belki de tek başına eve gitmek zorunda bırakmıştı. Nasıl dönecektin eve? Uzakta mı oturuyordun acaba? Etkinliğin başında sırılsıklamdın. Belli bir mesafeden yürümen gerekmişti. Geri dönüp şemsiye alamayacak kadar uzakta oturuyordun demek ki. Hava da epey soğuktu. Sen baya ince giyinmiştin bir de. Jooheon hepten kötü hissetti. Neyse ki orası bir kafeydi. Sıcak içecek ısmarlardı sana.

***

Sen köşedeki bir masaya yerleşmiş,kendini salak gibi hissediyordun. 

Jooheon ne zaman gelecek anlamamıştın. Sanki boşuna mı bekliyordun? Biri duysa burada salak gibi beklediğini, kesin rezil olurdun. Neymiş, en sevdiğin idol seni fark etmiş de beni bekle de görüşelim demiş... inanasın gelmiyordu. Ama bir umut, bekliyordun.

Jooheon kapıdan içeri girdiğinde kafede sadece bir masanın dolu olduğunu gördü. Seninki. Sen önünde bir bardak çay ile dışarıda yağan yağmuru izliyordun. Kafeden sana bir polar vermişlerdi üşüdün diye. Jooheon senin kafenin boyutlarına göre iyiden küçümen kalan figürüne baktı. Kasaya gidip hesaba iki çay daha ekledi ve hesabı ödedi. Ardından yavaş yavaş masaya yöneldi. Tam sen pes edip kalkmışken Jooheon ile yüzyüze geldiniz. Geleceğini söylemişti ama yine de şaşırmıştın.

"Hoşgeldin..."

"Hoş bekledin... şey yani... beklediğin için teşekkür ederim. Menajerimiz biraz pürüz çıkardı da. Beraber bir çay içelim mi? Ah bak çaylar da geldi."

"Bilemiyorum Jooheon. Epey geç oldu. Hem buradan epey uzakta bir yerde kalıyorum. Daha erken gelebilmiş olsaydın--"

Jooheon ciddi ciddi idol olduğuna da olacağına da sövmüştü içinden. Evet zibilyar kız ona hayrandı. Ama hiçbiri ile bir ilişkisi olamayacaktı anlaşılan. Yüzü iyice asılırken mırıl mırıl özür diledi. Tüm yitirilen özgüveni ile sana anahtarlığı verdi.

"Şey... ben bunu sana almıştım. Çift işi biliyorum ama... beklediğin için teşekkür etmek istemiştim sadece..."

"Ben.. teşekkür ederim..." dedin. Gitmeyi istemiyordun ki.

"(ismin)... bir taksi tutsak... önce seni bırakırım. Sonra ben yurda dönerim. Olmaz mı? Ben seninle konuşmadan eve geri dönmek istemiyorum...

Monsta X - One Shots [Smut]Where stories live. Discover now