Monsta X - One Shots [Smut]

38. Minhyuk : "Simit Aşığı" (Bonus)

'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

**

Minhyuk'un gereksiz sıfatlı fesat stilist yamaklarının ağzını büzmek üzere hareketleri devam ediyordu. Seni sık sık kenarda köşede kıstırıp öpüyor,neredeyse ikinci seviyeyi zorluyordu. Elleri iç bacağına,beline alışmıştı. Artık kimse senin kaç beden giydiğinden değil,acaba günde kaç sefer zırh giydirdiğinden bahsediliyordu. Minhyuk'un senin zayıflamana asla izin vermediği de duyulmuştu.

'Minhyuk, (İsmin) ne zaman kısa elbise giyse kızı alıp alıp götürüyor. Çocuktaki enerjiye bak...'

'Kız çok iyiymiş galiba.... '

'Geçen hafta kız iki gün işe gitti de gelmedi diye çekim aralarında uykusunda inim inim kızın adını inledi...'

'Kız aslında güzel de.... Minhyuk biasımdı ya... sağlam gıcığım kıza o sebeple..'

Minhyuk sayesinde gerçekleri duymaya başlamıştın. Tuhaf olan kısmı şuydu. Minhyuk gittikçe etrafa sergilediği ilişki imajınıza kaynaşmıştı. Seninle her tenha noktada yakınlaşmak istiyordu. Sevimli köpecik hallerinden birden 'Bana babacık de' imajına dönmesi kafanı karıştırıyordu. Yanında olduğu her saniye erekte olduğunu fark ediyordun. Parfümünden yaptırdığın maniküre kadar herşey onu tahrik ediyordu.

Bir öğleden sonra,program bittiğinde Minhyuk yanına geldi. Onlar çekimdeyken gelmiştin. Kapıdan el sallayıp bekleme odasına gitmiştin. Kıvrımsız kızlara göre uzun mu uzun olan bu elbise sen giydiğinde seksi,dar ve kısa durmuştu. Minhyuk bizzat almıştı bunu sana. Pakette dümdüz dursa da, kum saati şeklindeki vücudunu olduğundan beş on kat daha seksi göstermişti. Esas stil danışmanlarının önerisiyle topuklu çizme giymiştin. Gri triko elbisen ve siyah çizmelerin düz fön yaptırdığın hafif kızıl saçlarınla tamamlanıyordu. Minhyuk ile uğraşmayı seven fotoğrafçıları onun tekli çekimlerini özellikle en sona bırakmıştı.

Diğerleri bekleme odasına,sana selam vermeye uğradıklarında bir an Minhyuk'u ne kadar sevdiklerini düşündüler. Gerçekten de baştan çıkarıcı duruyordun bu basit parçaların içinde. Changkyun ciddi durmaya çalışsa da yanında heyecanlanmış ve gevezeleşmişti. Shownu ise selam verip daha fazla hafif iri ama şekilli bacaklarına bakmamak için derhal oradan ayrılmıştı. Herkes bir bir yanından ayrılırken Minhyuk geldi. Sen ise Hyungwon ile vedalaşıyordun. Hyungwon her daim Avrupai bir çocuktu. Hep sana sarılarak veda ederdi. Fakat bu kez sen böyle gözükürken Minhyuk gerçekten de sinirden köpürmüştü. Hyungwon da gidip içeri görevliler doluşurken Minhyuk sana sert bir tonlama ile azar kaydı.

"Böyle yapmak zorunda mısın? Nasıl göründüğünden haberin var mı.* Dışarı böyle çıkman haksızlık! Sen neden hiç beni düşünmüyorsun.... Sen gel şuraya.." deyip seni kostüm deposuna götürmüştü tekrardan.

İçeri girdiğinizde Minhyuk kapıyı kilitledi, ceketini çıkarıp kenara astı, gömleğinin düğmelerini tek tek çözerken sana birazdan seni çiğ çiğ yiyecekmiş gibi bakıyordu.

"MinMin... bebeğim.. burada kimse yok..."

"Biliyorum Kuğu'm.... kimse yok. Öyle olmasını tercih edersin diye düşündüm."

"Ne-Ne için tatlım?" O sana doğru gelirken sen de geri geri duvara gidiyordun.

"İlk birlikteliğimiz için... Bugün bu kadar güzel olman... çıldırmak üzereyim. Gel buraya.." Minhyuk seni yakalamış ve duvarla arasına hapsetmişti. Büyük bir açlıkla öpüyordu seni. Elleri elbisen üzerinden seni okşuyor,yokluyor ve seviyordu. Dekoltenin cezbediciliğine dayanamayıp elbiseyi üzerinden çıkartıp fırlattı. Siyah çamaşır takımına bakarak homurdandı.