Monsta X - One Shots [Smut]

31. Minhyuk : "Bir Doz Kahve,Aşk Karnına" (Bonus)

'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

**

Hastanenin bir kanadının bakıma alınması nedeniyle, bir süreliğine Minhyuk ile aynı katta çalışacaktınız. Minhyuk doktor önlüğü içinde mükemmel görünüyordu. Gözlük de takıyor, canı sıkıldığında saçlarını dağıtıyordu fark etmeden. O halinde önlük hariç tüm kıyafetlerini zihnindeki fotoşop programında sildiğinde Minhyuk ile ilgili olan fantezini elde ediyordun.

Minhyuk'a öyle ifaden sağa sola kaymış halde bakarken yakalanıyordun. Utanıp başını eğiyor, alttan alttan gülümsüyordu. Sen koşa koşa tuvalete gidiyordun. Kabine giriyor, sessiz sessiz Minhyuk'u hayal ederek kendine dokunuyordun. Çantanda minik bir vibratörün vardı. Sayesinde sakinleşiyordun. Yoksa Minhyuk'un üstüne atlardın altı ay önce.

***

Viziteden dönen Minhyuk dinlenme odasında uzanırken yataklara serilen çarşaftaki kırmızı gelincik çiçeğine daldı. 

Çöpe atmak isterken çöpü kaçırıp diğer tarafa atmıştın elindeki çöpünü o gün. Diğer tarafa dolanmak yerine çöpün üstünden eğildin diğer tarafa. O an Minhyuk çamaşırını görmüştü. Gelincik kırmızısı. Senin kırmızı bir takım içinde ne kadar hoş görüneceğini hayal ederken bir vızlama duydu. Ardından kesik sesler. Ne olduğunu anlamamıştı. O an telefonu çalınca yanıtladı. Sen birden ranzanın üst katından aşağı sarktın. Göz göze geldiniz. Minhyuk dudaklarına öpücük kondurarak kardeşinin sorduğu soruya cevap vermeye devam etti.

Kıl payı kurtulmuştun rezil olmaktan. Dinlenme odasına ne ara girmişti ki....

***

Senin hocan seni de viziteye çıkarmıştı bu hafta. 

Döndüğünde üst ranzadan ters bir açıyla devrilip asılı kalan çantanı ve yere dağılan eşyalarını gördün. Minhyuk ise altında kalmıştı belli ki her şeyin .Vibratörünü eline almış, incelemekteydi.

Vibratör biraz el kremi şişesi gibi duruyordu. Anlamaz diye umdun. Başta anlamadı da zaten. Fakat gözlerine baktığı anda her şeyi birden kavradı. Tuvaletten gelen seslerini, ona uzun uzun bakmalarını. Hayretle kahkaha atmaya başladı.

"Ya dalga geçme...."

"Benim asil prensesimin de bu tarz insanı ihtiyaçları olabiliyormuş... kahkahalarla kutlamam gerek. "

"Ya uf... sus ya yeter gülme daha!" pespembe olmuştun utançtan.Minhyuk seni daha fazla zorlamadan eşyalarını çantana soktu. Tam sana doğru yürümüş bir elini yeşil formanın içine sokmuştu ki aldığınız mesajla acile koşmuştunuz. İşiniz bitince ikiniz de stresle dolup taşmış, acilen duş ve yemek yemeye ihtiyaç duymuştunuz.

"Mümkün olsa yemek yerken duş alırım ki hemen yatağa girebileyim." dedin. Minhyuk ile yaşadığınız evinize giderken. Minhyuk yutkundu.

"S-sen... o kadar çok mu istiyyorsun...yatağa girmeyi?"

"Aaah... evet. O kadar ihtiyacım var ki Minhyuk..." yorgunluktan ağzından çıkanı kulağın duymuyordu. Minhyuk direksiyonu kavrayınca anladın.

"YA HAYIR YANİ.. UYUMAK İÇİN... ÇOK YORGUNUM!!"

***

Ev kirası, hastaneye olan mesafesi için falan bir ev tutmuştunuz.