19. Hyungwon : "Harikalar Diyarı Elbisesi" (Bonus)

1.4K 49 5
                                    


Hatırlatmakta fayda var: Bu kitaptaki (BONUS) bölümler MXfluff oneshot kitabımdaki hikayelerin bir nevi devamı niteliğinde. Konuyu anlamadığınızda bu aklınızda olsun. Gerçi şimdiye dek çok fazla hissedilmedi sanırım bu durum.

İyi okumalar :)

**

Kapıyı suratına gerçek anlamda çarptığın için kanayan burnuna tıktığınız tampona artık ihtiyaç kalmamıştı. Hyungwon,bir kez daha sadece elini tutarak onu yönlendirmene izin verdi. Her ne olursa senin izninle,yönlendirmen ve yeri gelirse kısıtlaman ile olabilirdi.

Hyungwon sana bakarken gerçek anlamda heyecanlanıyordu. Bunu sana aşık aşık bakan gözlerinden,ağzının kenarındaki gülümsemeden anlıyordun. Daha önce hiç bu koridordan ilerlememiş gibi bir his oluyordu her seferinde. Bir kez daha onu harikalar diyarına kabul etmene inanamıyordu. Buna layık olmak onu şaşırtıyordu.

Niye şaşırdığını anlamazdın ki sen de.... daima ifadeni kontrol ederek sevişirdi seninle. Dur falan dersin diye çok salamazdı kendini. Niye derdin bilemiyordu da,belki canını acıtırdı falan diyeydi galiba. İlk kez seni selamlayan erkekliğini gördüğündeki ifaden yüzündendi galiba.

Sen de haklıydın; bir an ciddi ciddi acaba Hyungwon'un belinden bile kalın mı diye düşünmüştün. Formuna ulaştığında kocamandı ve onu karşılayabileceğinden şüphe ediyordun. İlk kez onunla birlikte olmuştun. O yüzden daima dikkat ediyordu sana. Son birkaç seferdir onu belinden, kalçasından kendine çekmen ona cesaret verir olmuştu.

***

Odana girdiğinizde Hyungwon o koca dudaklarını ıslatıp önce dudaklarını sömürdü,ardından da boynunu. İçini kıpırdatan,göğüs uçlarına elektrik veren bir nokta vardı boynunda, minik kalp şekilli doğum lekenin tam üstündeki bir yerdi orası. Oraya çalıştığında değil ıslanmak,neredeyse orgazma ulaşacak gibi oluyordun. O dudaklarıyla o noktaya yaklaşırken el çantandan telefonunu çıkarıp Kihyun'a mesaj attın.

'Bizim payımızı paketle, galiba gelemeyeceğiz. Yarın alırım senden...'

Kihyun hemen cevap yollamıştı: 'Sizi lanet boyası sevişgenler... Peki tamam...'

Hyungwon elindeki telefona baktı,bir eliyle kavradı ve dudaklarına yapışırken telefonu bir yere fırlattı. Rastgele atmadığını biliyordun. Ama öyle gibi bir havada yapmıştı. Onun bu kontrollü kontrolsüzlüğü bile seni çıldırtıyordu o an.

"Sayemde inlerken telefonla uğraşamazsın Sahibe... Yoksa Hyunnie kızar ve bencil bir çocuk olur.... bunu istemeyiz değil mi?"

Ah bir de yalandan Sahibe falan demeler.... senin dominant olabildiğin falan yoktu. Hyungwon,öyleymiş gibi davransa da kendisi tüm kontrolün gerçek sahibiydi. Ve kontrolü,sanki onun koca tişörtlerinden biriymiş gibi sana giydiriyordu. Sana Sahibe diye hitap etmek onun fantezisiydi galiba.

Elbiseni kolayca çıkarttığında karşısında dikişsiz çamaşır setinle kalmıştın. Elbise inceydi,malum. O ise deri ceketini çoktan evin içinde fırlatıp atmıştı, gömleğinin düğmelerini açmış ama çıkarmamıştı. Pantolonunu sen çıkarttın. Siyah iç çamaşırı,içindeki koca cüsseli mutluluk çubuğunu/borusunu/kalasını belli ediyordu. Ayağa kalkmana yardım etti. Yatağın önünde duruyordun. Seni şöyle bir süzdü.

"Sahibem... otur lütfen..." emir cümlesinin bu kadar kibar kullanımı mevcut muymuş yani... enteresan.

İsteğine uyup oturmandan önce külodunu sıyırıp komodinin üstüne koydu.Oturmana yardım etti ve sen oturduğunda dizleri üzerine çöküp bacaklarının arasına girdi. Sen huylandığın için bacaklarını kapatma refleksiyle boğuşurken o da boynunun tadına bakarken sutyenini çözdü ve komodinin üstüne koydu. Göğüslerini zarif öpücüklerle kapladı. Ardından sol göğüs ucunu parmakları arasında hafifçe onatırken sağ göğüs ucunu hafifçe emdi.

Monsta X - One Shots [Smut]Where stories live. Discover now