41. Jooheon : "Pist Dışı,Kalp İçi" (Bonus)

439 13 2
                                    

'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

**

Jooheon ile günbatımına doğru yol alırken gülümsüyordun. Günbatımına doğru yolculuktan sonra akşam sekiz buçukta evde olman lazımdı. Yoksa abin ikinizi de gün batımında uçurumdan atardı. Jooheon bu düşünce ile gülümsedi.

"Abinin idolü falandım,karizmaydım.. neden kalkıp yaşımı söyledim ki?!"

"Seni benden fazla büyük sanıp da olmaz derdi de ondan.." dedin. Sana bir saniyeliğine kaçamak bir bakış atarak yola döndü.

"Neden bugün şu elbiseyi giydin yine? Akşam ayazında üşüyeceksin."

"Joohoney.. neden elbisemden nefret ediyorsun. Sarı renk diye mi?" dedin cilveli cilveli. Jooheon gözleri yoldayken gamzesini çıkararak gülümsedi.

"Nefret etmiyorum. Sadece biraz sakıncalı bir elbise.. hele böyle bir akşamda..."

"Ne gibi?"

Jooheon elini bacağının üstüne koydu yola bakarken. Elbisenin eteğinin dışardan gelen rügarla havalanıp durduğunu fark ettin. Jooheon'ın eli havalanan etek ucunu kapatmıştı. Gülümseyip düzeltmek istesen de Jooheon'ın eli yavaşça yukarı doğru çıktı. Eli artık tamamen eteğin içindeydi. İç bacağın,baldırın onun dokunuşuyla ürperdi. Sıcak eli değince aslında üşüdüğünü fark ettin.

"Buz gibi olmuşsun Çiçeğim. Isıtıcıyı açayım mı?" dedi. Isıtıcı dediği de 'Sevişelim mi' demekti.

*

Çok çok üşüdüğün bir yolculukta ısıtıcıyı açmak istemiştin. Jooheon'ın dikkati dağılınca yola düşen kenardaki çitin dikenli teli lastiği patlatmıştı. Arayola kadar idareten gitmiştiniz. Jooheon seni bir temiz azarlamıştı. Sen yanındayken arabada hata yapmaktan nefret ediyordu. Sana birşey oldu sanmıştı,endişelenmiş korkmuştu. Sen ondan çok kormuştun seni azarladığında. Birden ifadeni fark etmişti Jooheon.

"Güzel Çiçeğim... senin için endişelenmekten bazen seni öpemiyorum bile... Lütfen, ben birşey yapmadıkça arabada farklı hareketler yapma. Ben yapıyorsam da bana ek olma. Sakin kal. Saçma ama... uf ne bileyim." demişti.

"Sen ... beni öpmekten mi kaçınıyordun?! Jooheon.. ben..."

"Sen üşüdün di mi,ya ne berbat bir sevgiliyim. Dur ısıtıcıyı açayım da çekici gelene kadar ısın sevgilim." demişti kendine kıza kıza ısıtıcıyı açarken. O panele eğilmişken sen de onun boynuna eğilmiştin. Boynu en hassas yeriymiş, o gün keşfetmiştin. Ansızın ona olan bu girişiminle sadece ısıtıcı değil, ilişkinizde bir kapı da açılmıştı. O günde beri şifreniz 'Isıtıcıyı açmak' tı.

*

Senin reddedeceğinden emindi. Dolunay mı vardı,hafta mı vardı.. birşey demiştin. Hala senin regl konuna alışamamıştı.

"Açalım... ama sonuna kadar aç tamam mı... ben çok fena üşüdüm..." dedin. Jooheon ani fren yapmak zorunda kaldı.

"Ç-çok fena mı üşüdün?! Sevgilim... sen misin?"

"Jooheon.. şaka yapma.. haftam yakın... bana kızmayacağını bilsem araba kullanıyorken atlayacağım kucağına... çek bir yere.. otel bekleyemem.. bir an evvel seni içimde istiyorum.." dedin Jooheon'ın elini kadınlığına yaklaştırırken.

Jooheon beyin hücreleri alev almış halde sana baktı. Sen çok nadiren sevişme konusunda ilk adıı atardın. Şimdi ise neler diyordun... Aceleyle bir yere çekti. Akşamüstünün en güzel manzarasında, ağaçlarla gizlenen bir kuytudaydınız. Jooheon,her daim romantiklik peşinde olurdu. Mekan seçimlerinde bile.

El frenini çektiği gibi ona doğru hareket edecekken seni durdurdu ve kendi emniyet kemerini çözdü. Seninkini geri taktı. Ellerini arkanda birleştirip üstüne oturmanı sağladı. Yavaşça çamaşırını çıkarıp torpido gözüne koydu. Bacaklarını araladı ve sol elini kadınlığının gül yaprakları arasına yolladı. Seninle öpüşmesine bayılıyordun. Sanki dudaklarına yıllarca tatlı bir masaj yapılıyormuş gibi hissettiriyordu. Dolgun ve renkli duakları seninkilere acımasızlık ediyordu bazen. Sert öpüşler serpiyordu araya. orta ve yüzük parmakları yavaşça içine girerken inledin. İnlemene müsaade etmiyordu. Dudaklarını dudaklarıyla zapt etmişti.

Yumuşacık parmaklarının sana acımadan yoğun zevk veren hareketi, o parmakların bir de hafif bükülmesiyle daha da zevkli hale geldi. Eli hızlanıp da önsevişme ürünü sıvınla çarpma sesleri çıkarmaya başladığında titreyerek parmakları etrafında bıraktın kendini. Sonunda dudakların serbest kalınca, metrelerce su altında ilerlemişsin gibi sesli nefesler aldın. Yanyan Jooheon'a bayılıyordun.

"Bakma bana öyle... seni can yakan hardcore tarzında istememe sebep oluyorsun..." dedi. Bir keresinde 'beni nasıl istersen öyle becer' demiştin. Sana şüpheyle bakmış ve kendine göre orta,sana göre çok çok fazla düzeyde bir sertlikte seviştiğinizde canın epey yanmıştı. Bir süre kaçmıştın bile ondan.

"Bu kez cidden iyi giderdi...." dedin açgözlülükle. Gülümsedi ve gözlerini kapadı.

"Bu kez yemezler.. bir hafta benden uzak kalırsan ben patlarım Çiçeğim.... Çünkü seni çok fazla özlerim...." dedi.

Eğilipkoltuğunu geri itti ve yatırdı. Emniyet kemerini çözdü ve ellerini rahat bıraktı. Elbisenin ön düşmelerini tek tek çözerken öpücükler bıraktı açılan dekoltene. Onun isteği üzerine sutyen giymiyordun. Her seferinde göğüs uçların bunun sayesinde ultra mega uyarılmalarını sağlayan Jooheon dudaklarına maruz kalıyordu. Muhteşem hissediyordun.

Yavaşça oturduğu yerde aletini çıkardı. Muhteşem manzaraya bakarak kendini biraz okşadı. Dudaklarını ısırırken sana bakması ve kendine dokunması seni her zaman tahrik edecek birşeydi. Yeterince sertleşince zırh pakedini dişleriyle açıp zırhı uzunluğu boyunca yuvarladı. Hazır olduğu için üzerine çıktı. Araladığın bacakların derhal Jooheon'a sarıldı. Jooheon bir uyarı olmaksızın içine giriverdi. Biliyordu,sen onun için yolu çoktan kayganlaştırmıştın onu izlerken.

Sana darbeleri arasında iltifatlar ediyordu. Darlığın güzeldi, iyi kavrıyordun, ayrıca ifadelerin onu mahvediyordu. Araladığın duaklarını öpmek bir mutluluktu. Gözlerindeki bakış içn herşeyi yapardı.. ve nicesi.

Tatlı sevişmeniz devam ederken Jooheon birden sana bir ayrı sırıttı. "Cidden iyi gelir miydi Prenses?" dedi... sert sevişmeye geçceğinin habercisiydi sevişirken sana öyle hitap etmesi. Gülümseyip inledin. Jooheon göğüslerini biraz yoğurduktan sonra eli boğazını hafifçe sardı.

Birden tüm sertliği içine girdi tekrar. Bir daha ve bir daha... Bir eli seni kalçandan kavrayıp hafifçe havalandırdı. Diğer eli ile koltuğuna tutunuyordu. Sen kalçalarını istediği kadar kaldırdın ve ayaklarını torpido gözüne yasladın. Bu sayede tüm uzunluğu içine giriyordu. Sert darbeleriyle kadınlığın mükemmel dozajda bir sertlikle uyuşuyordu. Seni kavrayan eli oldukça sert sıkıyordu. Durup çeneni sıkıca kavrayıp ona bakmaya zorluyor ve sana o vahşi bakışlarını atıyordu. İki kolunu da yatmakya olduğun koltuğa dirsek hizasından yasladı. Ön kolları yaslanırken bükülen beli ile seni daha raat bir şekilde sert yollu 'beceriyordu'. Sen buna 'hayvan çiftleşmesi' diyordun. En ilkel şekilde gerçekleşen gibi bir anlamda. Ağır ihtiyaç halindeyken mükemmel hissettiren bir tarz diyordun. Normal zamanda asla katlanamıyordun ama. İkilemin seni de şaşırtıyordu.

Jooheon'ın vahşi bir kaplan gibi hırlayıp homurdanmaları ile dudaklarını dudaklarına kapadın. Hafifçe ısırdı. Geri çektin dudaklarını.

"Prenses... kendini kasıp duruyorsun.. fazla zevkli oluyor.. çok yakınım... sen?" demişti kesik kesik. Ellerin kalçalarına gitti. Mükemmel bacakları ve harika kalçasına dokunarak daha da zevke geldin. HAykırarak birlikte boşaldığınızda Çığlık attı.

"Biliyorsun değil mi... sırf şu hallerin için her ayın bu zamanlarını iple çekiyorum... "

"Ben de.." dedin. Sana şaşırarak baktı.

"Evimize ses yalıtımı şart olacak.." dedi.

**

Sert Jooheon... yas pls.

Sağlık,huzur,sevgi ve macera dileklerimle,

D.

Ramadrama'ya yeni bölüm hazır. Sadece biraz zaman.

Monsta X - One Shots [Smut]Where stories live. Discover now