Monsta X - One Shots [Smut]

20. Jooheon : "Barışma Noktası" (Bonus)

'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

* *

"Bir daha barışma noktasını dene de bir bakalım hazır mıyım..." dedin.

Jooheon barışma noktası na bayılıyordu. Senin huyun suyun bir başka oluyordu oradan öperse. Aynı anda seni yavaşça yatağa yatırırsa sen bir inlerdin ki,sertleşmesi ışık hızına ulaşırdı. Sonra tişörtünüzü çıkarırdınız. Senin sutyenden taşan göğüslerin onun aşk lekesi bırakma ihtiyacını körüklerdi,yumuşacık dudaklarıyla eme eme seni zer içinde bırakırdı.

Yavaşça göbeğine iner,minik ısırıklar bırakır çamaşırından hemencecik kurtulup klitorisine yollanırdı. Dili seni işgal ederken biraz da burayı emerdi. Deliğin etrafında turlar turlar fakat içine girmezdi. Şımarıkça inlerdin. Jooheo'ın saçlarını çeker,sık nefeslerinin arasında adnı inlerdin. 'Hadi' derdin.

Bazen de sen onu duvara iter, çamaşırını indirir, o güzel dudaklarını onun damarları belirginleşmiş sertliğine sarardın. Ucunu hafifçe emer,yavaşça hepsini ağzına alırdın. Hareketi devam ettirirken bir an dururdun. Dilini ucunda dolandırırdın. Öyle olunca seni kaldırıp yatağa ilerlemek isterdi. Ama sen izin vermezdin. Yalvartırdın illa. Gözlerinin içine bakarak devam eder,pes edene dek devam ederdin.

Öylesi severdi Jooheon 'barışma noktası'nı. Sen de.

Şimdi sen nazlı nazlı ona sarılıyordun ya,Jooheon'ın aklı gidip geliyordu. Parmaklarını yaladı Jooheon. Eli bacaklarının arasına girerken görememiştin. Çünkü barışma noktasını dudakları ve dişleriyle istila etmekteydi. Onun kibar parmakları avaşça içine ilerlerken hafif bir çığlık salıverdin dudaklarından. Omuzlarına tutundun. İyice ıslanmış olduğun için Jooheon daha bir sertleşmişti. Kayganlığının onu davet etmesi çok seksi bir düşünceydi. Zevkin arttıkça bacaklarını aralıyordun.

Daha da içeri... daha da fazla...

Jooheon yüzüne baktı. Sen ona dik dik bakıp isyankarlık yapıyor, inlemiyordun zevkine rağmen. Jooheon'ın tek kaşı oyunbaz bir şekilde yukarı kıvrıldı. Gamzesi çıkana dek sırıttı. Tek hamlede seni yatağa bıraktığında kıkırdadın. Dudakları birden klitorisini darmaduman etti; deliğinin en huylanan köşesine kaçamak darbeler atmaya başladı. Şımarık sızlanmaların başlayınca Jooheon da yavaştan çamaşırını çıkarıp kendini okşamaya başlamıştı. Sen sessizliğe çabalarken üzerinde dikildi ve kollarını oynatamayacağın şkilde karnına oturdu.

Bir elini arkaya atıp kadınlığını parmaklarıyla uyarabileceği kadar uyarmaya başladı. Diğer eliyle seni tehdit eder gibi yüzüne doğru uzayıp genişlemiş sertliğini okşamaya başladı. Aldığı zevki görmeni sağlıyordu. Kısık kısık inliyordu, gamzesini çıkararak dudaklarını yalıyor ve sana dikdik bakarak zirveye koşuyordu. İnlemezsen,onun bu muhteşem halini sadece izleyebiliyordun. Sonra kendi eline kalıyordun -ki bu da yetersiz geliyordu.

"Jooheon,nolur... " dedin. Güldü.

"Az kaldı bebeğim,kusura bakma artık.." dedi umarsızca. " Sadece beni izle.. zevki bir ayrı oluyor.."

Tepindin,kıvrandın. Ama o sana zor anlar yaşatan biçimli bacakları seni sıkı sıkıya yatağa çivilemişti. Eğilip ucuna doğru bir öpücük kondurdun. Jooheon o an dayanamadı ve üzerinden kalkıp bacaklarının arasına girdi.

"Sesini,çıkarmaya ihtiyaç duyduğun kadar,dinleyeceğim.... tamam mı prenses?" dedi.

"Lanet.... tamam.. tamam. tamammm. Hadi artık!" dedin. Yalvarma tonunu hentai seviyesine ayarlamıştın. Jooheon anladığı gibi sırıtıp birden girişini yaptı. Onu o kadar sıkı sarmıştın ki hissetmiştin sen bile. Jooheon'ın gözlerinin zevkten devrilmesinden de belliydi.

"Prenses... her seferinde daha da sevilesi oluyorsun..." deyip hareket etti. Hareket ettikçe küfür ediyordu. Çaresizce zevk alışı egona tavanı hissettirirken sen de kahkahamsı inlemelerle onun sertliği ve hızına iltifat ediyodun.

Kıvrılıp büküldün zevkle. Jooheon'ın gözlerine vahşi bakışları sana onun önceki hayatında kaplan olduğuna ispat gibi geliyordu. Ellerin onu belinden kendine çekerken aniden içindeki ipler koptu ve sen yay haline gelen sırtınla,avaz avaz ıkınmavari inlemelerinle onun sertliği etrafında boşaldın. Nefes nefese kalmıştın. Jooheon ise senin onunla bu kadar mutlu olabilmene bayılmaktaydı. Kendisi içine kendini akıtırken dudaklarına yapıştı. Son dem darbeleri her zaman böyle romantik olmaktaydı.

"Aşığım sana prenses... "

"Ben de sana birtanem.."

"Bana küsmelerinin bile bir güzelliği var,nasıl bir varlıksın sen böyle..." içine ter dmlaları kaçan gözlerini açmaya çalışarak yüzünü okşadı. Ellerini uzatıp onu bu ızdıraptan kurtardın. Gözleri gözlerine aşka bakarken iç geçirdi.

"Ev arkadaşın ve onun travmaları için üzgünüm...."

**

Jooheon'ın performansı hakkında zibilyar teori ürettik.

Bu da onlardan biri olsun.

Sağlık,sevgi ve macera dileklerimle,

D.