Monsta X - One Shots [Smut]

(İSTEK) JH & IM: "Piramit"

Bu hikaye görseldeki fotoğrafın çekildiği günden beri bana yazmam için yalvaran "Yakamoz" için. Ama hepimiz okuyalım. İlk kez bunu bu kitapta deneyeceğim hahaha

*

Telefonunun alarmı çaldığında dersteydin. Amfide çıt çıkmazken senin telefonun alarmı bangır bangır inletmişti amfiyi. Hoca sana hitaben ağır sözler sarf etmişti. Yoklama sıkıntısı yüzünden çıkıp gidememiştin de.

Utançla yüzünü kaldırıp ön sıranda oturan ikiliyi görmen tam o an olmuştu. Zaten her şey o gün yanaklarının o şekilde kızarmasıyla başlamıştı.
*
Ders bitiminde kampüsteki bir kafeteryada tek başına kahve içiyordun. Arka sıradaki konuşmaları dinlemek istemiyordun ama duyuvermiştin.

"Bu kez de MILEE partisine davet edilmezsem yarın bırakacağım bu kıyafet kiralama işlerini. Bir türlü giremiyorum şu partilere!"

"Kızım, girmesi zor olduğu için tatlı zaten. Pek bir olayı yok..."

"Ben üzülmeyeyim diye böyle söylemene gerek yok..."

MILEE Partisi... kampüste hep duyduğun gizemli parti. Daha doğrusu parti serisi. Az sayıda insan alınan, ileri girenlerin gizlilik sözleşmesi imzaladığı parti. Uyuşturucu ya da kumar olduğundan şüpheleniyordun. Çünkü kimse o yasağı bozup da neler olduğunu anlatmıyordu.

Partiyi düzenleyenler üniversitenin kurucu iki ailesinin iki oğlu olan Changkyun IM ve Jooheon LEE idi. Changkyun'un partilerde bambaşka bir yüzünü göreceğiniz söyleniyordu. Bu sebeple baş harfleri değişiyordu.

Bu iki genç son derece havalı, seksi, kışkırtıcı, karizmatik, eğlenceli ve flörtöz iki yakın arkadaşlardı. Garip bir şekilde biri ile çıkan bir kız mutlaka diğeri ile de bir ilişki yaşıyor ve sonra eski sevgililer kervanına katılıyordu kısa sürede. Ancak nefsine hakim olan bir kız bu ikiliden biriyle gerçek bir ilişki yaşayabilecekti. Aksi takdirde en fazla haftalık oyuncakları olup gidecekti.

Birbirlerinin sevgililerini baştan çıkartmayı severler, istediklerini alana dek de topla tüfekle saldırmaya devam ederlerdi. Karşı koymak imkansızdı. Fanservis yapan idollerden bile baştan çıkarıcı olduklarını sen bile görmüştün. Kampüsün farklı noktalarında farklı kızlara akıl oyunları oynadıklarını herkes görüyordu. Bahis oynayanlar bile vardı.
*
"Dersten çıkabilirsiniz bayan (Y/N)!"

Itiraz bile etmeden amfiden çıkmıştın. Arkandan gelen ayak sesleri yüzünden daha hızlı yürümüştün koridorda. İlk kez bir dersten atılmıştın. Üniversiteye başlayışın böyle olmamalıydı.

Gururuna yediremeyip kenara çöktün. Tam da topluluk anksiyetesini yenerken hiç hoş olmamıştı bu sınıf önünde utanç hissetme durumu. Gözlerin dolmuştu. O an Jooheon'ın bal kavanozu kadar tatlı sesini duydun.

"(Y/N), sen o evde kalmış cadıyı boşver. Ne olmuş alarmın çalmışsa?"

Changkyun ise hemen diğer yanına oturup yüzünü iki eli arasına almış ve gözyaşlarını silmişti.

"Amaan... şu güzelliğe de bakın. Ağlayan bir kız nasıl bu kadar seksi olabilir? Bak, Jooheon haklı. Bizi dersinden geçirmeyen bir cadı o kadın. Ama biz niye böyle oluyor biliyoruz... değil mi Joo?"

Bir an gözgöze gelmişlerdi. İçinde bir korku hissi, o göz teması esnasında erotizmle dans etmişti. Ayıplı bakmışlardı sanki...