Monsta X - One Shots [Smut]

30. Shownu : "Market Arabası" (Bonus)

'Bonus' hikayeler Monsta X fluff Oneshot kitabındaki oneshotların bir nevi devamı niteliktedir.

İyi okumalar :)

**

Hyunwoo seni kendi evine, birlikte bir akşam yemeği yemeye çağırmıştı. Amacı tüm kardeşleri/arkadaşları ile seni tanıştırmak ve senin ailesi hakkında düşündüklerini öğrenmekti. Sen de kendi çapında hazırlıklar yapmıştın. Sevimli bir elbise giydin. Saçlarını salık bıraktın. Hafif bir makyaj yaptın. Ve hazırdın. 

Shownu ise tüm gün annesi ile görüntülü konuşmada kalmış ve uygulamalı yemek tarifi almıştı. Bu haline acıyan Kihyun onun yaktığı, yapamadığı yemeklerin yerine yenebilir versiyonlarını koymuştu. Hyunwoo, saat yaklaştıkça paranoyaklaşıyordu.

"Sakın kıza garip davranmayın. Doğal olun..." dedi. Hyungwon tek kaşını kaldırdı ve diğerlerine dönerek konuştu.

"Tam tersini yapın. İşin ucunda başbakanlık bursu varmış gibi saygılı olun. Zaten kız bizi market arabasına binip arabacılık oynayan ucubeler olarak tanıdı..."

"Kendi adına konuş Hyungwon hyung, ben masumum." dedi Jooheon. Hyunwoo Jooheon'a baktı.

Eve ter içinde giren Hoseok, önce kulaklığını ve pazusuna taktığı müzik çalarını çıkarıp tezgaha koydu. Ardından tişörtünü çıkararak banyoya ilerledi.

"Çocuklar... lütfen (İsmin) gelince yapmayın bu işleri...." dedi. Yılmış haldeydi. Minhyuk gelip sırtına vurdu. "Merak etme abi... uslu duracağız."

***

Yemek güzel geçmiş olsa da Hyunwoo gergindi. Arkadaşları sana, sen de arkadaşlarına bayılmıştın. 

Hyunwoo kıskancından kudursa da düz ifadesinden bir şey anlaman imkansızdı. Sakinleşebilmek adına Hoseok ve Hyungwon ile paylaştığı odasına gitti. Sıkıntıdan odayı topladı, hatta dolabını düzenledi. Siniri geçmiyordu. Çok oyalandığını düşünüp geri döndüğünde salonda senden başka kimse yoktu. Sen de kahve yapıyordun.

"Herkes nerde? Niye sana kahve yaptırıyorlar?"

"Şey, Hoseok oppanın spora gitmesi lazımmış. Tek gidemem deyip Kihyun ve Jooheon'ı da aldı. Changkyun dedi ki, stüdyoya gitmesi lazımmış. Minhyuk da Hyungwon'a söz vermiş onu Baskin N Roberts'a götüreceğine. Gidip yiyecekler. Gelirken de bana pasta getirecekler. Sen odada oyalanınca ben evde beklemek istedim. Hyungwon çok ısrar etti ama...." dalgın dalgın kahveleri bardaklara döküyordun.

Hyunwoo bir an sinirlense de anladı. Arkadaşları anlamış ve ikinizi yalnız bırakmışlardı. Hyunwoo sana gülümsedi ve kupalarınızı aldı. Koltuğa doğru ilerliyordunuz.

"Sen içeride ne yaptın bunca zaman?"

Hyunwoo koltuğu es geçip odasına ilerledi. "Görmek istiyorsan gelmelisin" dedi.

Odasına gitmiştiniz. Son derece düzenliydi ve temiz kokuyordu. "Kihyun'un odası kadar olmasa da iyi oldu bence. " dedi.

"Muhtemelen öyledir. Ben onun odasını bilmiyorum sevgilim." dedin. Hyunwoo utandı ve yatağına oturdu. Elbisenin kısalığı için salonda sana bir battaniye vermişlerdi ama burada kendini neyle örtsen bilememiştin.

***

Hoş bir muhabbetin orta yerinde Hyunwoo'nun dudaklarına çekildin ve onu öptün. Sıcacık gülümsemesi, güven veren tavırları ve en önemlisi sana gerçek anlamda bir saygısı vardı. Söylediğin herşeyi kafasında tartıp anlamaya çalışıyordu. Anlamazsa açıklamanı rica ediyor, sana kendini önemli hissettiriyordu.