Hikayede Üslup (Biçem) Meselesi

177 13 0
                                    

Uzun zaman sonra yeni bir bölümle geri geldim. Bu bölümde, pek çok bu konuda kitabın atladığı, pek bahsedilmeyen, hakkındaki soruların cevapsız kaldığı bir konudan bahsedeceğim, üslup.

Çoğu yazar, betimleme yapmayı salık verir, bazıları da net olun der bu konuda.

Ama sizden isteğim, bu konuda size ne söylenmişse hepsini unutmanız!

Çünkü üslup kişiden kişiye değişen bir olgudur ve "ideal üslup" diye bir kavram yoktur. Kimisi için özlü üsluplar çok iyiyken kimisi ağdalı anlatımları tercih edebilir. Dolayısıyla nasıl bir üslubunuz olursa olsun, asla tüm okurların zevklerine tamamen hitap edemeyeceksiniz.

Bu yüzden, eğer birisi lafı çok uzattığınız yönünde sizi eleştirirse ona aldırmayın, çünkü bu sizin üslubunuzun bir parçası. Tabii kendinizi bu şekilde acemi hissediyorsanız gelişmeyi deneyin, kendinizi kısıtlamayın. Kendiniz için en uygun üsluba ulaşana kadar gelişmeye devam edin.

"Peki üslup için yapmamamız gereken bir şey var mı?" derseniz:

Taklit yapmayın. Özgün olun. Kimsenin yazı yazma stilini taklit etmeyin. Elbet esinlendikleriniz olacak ama üslup taklidi yapmayın.

Tutarlı olun. Mantık hatasına yer vermeyin. Hikâyedeki bilgiler ile yazdıklarınız uyuşsun.

Kendi üslubunuzu nasıl bulacağınıza gelirsek bu, kendi içinizi ne kadar bildiğiniz ile ilgili. Kendinize şu soruları sorun:

"Ben günlük hayatta olguları nasıl ifade ediyorum?"

"Benim konuşma stilim nasıl?"

"En çok mantığa mı, duygulara mı, ruha mı, bilinçaltına mı değer veriyorum? Yoksa insanı bir bütün olarak mı kabul ediyorum?"

"Bana göre insanı tanıtan veya onun var olmasını sağlayan şey nedir?"

"Düzgün bir felsefeye sahip özlü sözler mi yoksa imgesel anlamı yoğun bir şiir mi beni daha çok etkiler?"

Ve bunlara benzer pek çok soru olabilir.

Tabii soruları sorup onlara cevap bulmakla kalmayacaksınız. Başta belirgin bir üslubunuzun olmaması ya da üslubunuzun sizi memnun etmemesi normaldir. Yazarak kendinizi geliştirmeli ve eksik bulduğunuz yönleri düzelterek ideal üslubu yakalamalısınız. Başta taklit yapmanız olasıdır ama sonunda özgün olmalısınız.

Bu şeyler, kişiye bağlı olarak üslupta sorun olabilir:

• Betimleme fazlalığı / eksikliği

• Olayları oldubittiye getirmek

• Diyalogları fazla uzatmak, diyaloglara duygu veya jest katmamak.

• Zaman kavramının fazla hızlı ya da yavaş olması.

• Karakterin duygu dünyasına fazla ya da eksik değinmek, gereksiz ayrıntılardan fazlasıyla bahsetmek.

• Çok sayıda bakış açısı değiştirmek. (Bu, üslupla ilgili olmayabilir.)

• Kurulan cümlelerin uzun ve karmaşık olması. (fazla virgül, sıfat veya zarf içeren cümleler) Devrik cümleler, tamamlanmayan cümleler.

• Paragrafların fazla uzun ya da kısa olması.

Unutmayın, içeriğiniz üslubunuzdan ayrıdır. Dolayısıyla mantık hataları, içeriğinizin uygunsuzluğu üslubunuzla ilgili olamaz. Birisi sizi bu konudan dolayı eleştirirse üslubunuzu öne süremezsiniz. Üslubunuz sadece anlatma şeklinizdir, içeriğinizden bağımsızdır. Kötü bir konu iyi bir üslupla da anlatılabilir. Veya iyi bir konu, kötü bir üslupla berbat edilebilir. Kitabınızda bu durumlar mümkündür. (tabii olmaması daha iyidir.) İçerikle ilgili sorunlara: "Benim üslubum böyle!" diyemezsiniz, başta söylediklerim yanlış anlaşılmasın.

Mesela ana karakterlerinizden bazı yerlerde "kadın, erkek" diye bahsetmek bir üslup olayıdır. Betimleme şekliniz bir üslup olayıdır. Diyalog şekilleriniz üslup olayıdır. Bakış açısı doğrudan üslup olayı değildir ama etkileyen faktörlerden biridir. Sürekli kahraman bakış açısı kullanan biri ile ilahi bakış açısını kullanan biri arasında elbette farklılıklar olacaktır.

Konu olarak ne seçtiğiniz, olumsuz örnek olarak ne kullandığınız tamamen içerik ile ilgilidir. Olumsuz örneğe daha yatkın bir üsluptan bahsedilemez. Dolayısıyla üslubu içerik hatalarına bir bahane olarak kullanmayın. İdeal bir roman, hem içerik hem de üslup bakımından düzgün olmalıdır. Bir yazar olarak sizden beklenen de budur.


Wattpad'de Hikaye Yazmak Hakkında Her Şey-Mantık Ve GerçekçilikWhere stories live. Discover now