1

5.1K 238 155
                                    


Başlıyoruz...☆










Lalisa, 2 Ocak 2020.
01.34 p.m




Bir insanı neden seversiniz?
Takındığı tavrı?
Fiziksel özellikleri?
Ya da ufak bir gülüşü?
Evet ben Byun Baekhyun'un gülüşüne kapılmıştım. Nazik,anlayışlı ve bir o kadar tatlı oluşu ile beni elde etmişti.
Hayatımın içine sıçana kadar.
Bir piçin teki olduğunu şuan anlamıştım.
"B-baekhyun? S-seulgi?"dedim titreyen sesime engel olamazken.
En yakın arkadaşım ve sevdiğim adamı iğrenç iniltileri eşliğinde birlikte kaldığımız yatak odasında basmış üstüne büyük bir şok geçirmiştim.

Hızla Seulgi'nin üzerinde kalktığı gibi baksırını giymiş üzerime gelmeye başlamıştı. Gözlerim yatağın örtüsünün altına pişman gözlerle bana bakan en yakın arkadaşımdaydı.
"L-lalisa bak ben..."elimi tutmaya çalışması ile geri çekildim.
"DOKUNMA BANA!" Sesim evin içinde yankı yapmıştı.Hiçbirşey hissetmiyordum. Ne üzüntü ne kırgınlık... Sadece hissizlik.
"Nasıl yaparsınız bunu?"dedim gözlerim ikisinin üzerinde mekik dokurken.
"Lalisa bir dinle."diyen Baekhyun'u ittirdim.

"Neyini dinleyeyim lan! Göz göre göre en yakın arkadaşımla benim evimde bu da yetmezmiş gibi benim yatak odamda sevişiyorsunuz! Neyi dinleyeyim!"
Seulgi ağlamaya başlarken sinirle ona döndüm. "Ağlama! Kes sesini! Ağlama dedim sana! Burda ağlanacak durumda olan benim! Sana  ne oluyor!"
"L-lalisa b-ben özür dilerim."
"Hicbirşey değişmez Seulgi. Artık yüzünüzü dahi görmek istemiyorum!"

Hızla merdivenlerden inerken ardımdan iniyordu."Lalisa dur! Bir dinle!" Arkamı döndüğüm gibi suratına tokatı yapıştırdım. "Tek kelime dahi etme. Bir de kendini savunacak mısın Baekhyun? Kendini küçük düşürmekten başka bir işe yaramazsın. Şimdi gidiyorum geri döndüğüm ne sen, ne sevgilin, ne de bana seni hatırlatacak hiçbirşeyi görmek istemiyorum. Evimden de hayatımdan da defolup gidin!"

Göğsünden ittirdiğim gibi kendimi dışarı attım.
Koştum.
Koştum.
Koştum.
Koştum.
Nefesim daralana kadar,ayaklarım yanana kadar,evden uzaklaşana kadar koştum.  Rusya'dan yeni dönmüştüm . Ben ona sürpriz yapmayı beklerken o bana hayatımın  kazığını atmıştı.

Elimin tersi ile akan burnumu ve gözyaşlarımı sildim. Kafami yerden kaldırdığım gibi hiç bilmediğim bir sokakta buldum kendimi. Ne ses vardı ne de bir insan. Sadece sessizlik ve karanlık. Korkuya katılmamak için yürümeye devam ettim. En ufak bir ses de mi olmazdı? "Aferin Lalisa. Günün mükemmel geçiyor. Sevgilin seni aldattı hem de en yakın arkadaşım ile üstüne bir de bilmedigin bir sokakta yürüyorsun tek başına! Iti kopuğumu, serserisimi,ayyaşımı,sapığımı belli değil!"

Suikastçiye yaklaşıyorsun Lalisa!
Çık ordan!
Sessizlik onun olduğu  inidir!
Kaç git zamanın varken!

Ne bitmez bir sokakmış! Hıçkırıklarım dinmiş yerini iç çekişlere bırakmıştı. Hissizlik duygusunu ilk defa iliklerime işleyene kadar hissediyordum.
Ayakkabım yere sürterken sokakta sadece bu ses yankı yapıyordu. Kollarımı giydiğim V yaka kısa kolunun açıkta bıraktığı yerlere sarılmaya çalıştım. Rüzgâr vardı,hafifte nem.
"Bunu nasıl yaptınız? Siz benim en yakınlarımdınız? Hiç mi canınız yanmadı? Beni düşünmediniz bile. Üzülmüyorum. Sadece size acıyorum ben!" Kendi kendime deli gibi konuşuyordum. Gözyaşlarım dur durak bilmiyordu.

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now