21

1.3K 140 184
                                    

Satır arası yorumlarınızı yaparsanız sevinirim 🙂


Rosé'den
03.00

Gözlerim dolmuş karşımda bize bakan kişiyi izliyordum.
Bu gerçek olamaz değil mi?
Ama o...ölmüştü.
"L-l-lalisa?" Zorlukla konuşan Tae ile burukça tebessüm ederek ona döndü.
"Taehyung..."demesi ile Tae ayakalandığı gibi ona sarıldı.
"S-sen yaşıyorsun?" Dedi anlamsız çıkmıştı sesi.
"Evet. Yaşıyorum."dedi sırtına vuran Loiras yani Lalisa.

"Hortlamış resmen kız! Yuh!" Diye bağıran şaşkın Jimin.
Jungkook'a döndüm.
"Sen...onu öldürmüştün?" Dedim fısıltı ile. Inanamıyordum.
"Dikkatleri üzerimden çekmek için bunu yapmak zorundaydım." Dedi bana dönerek. "Bizi kandırdın!"Diye bağırdım.
"Rosé bunu yapmak zorundaydı."
diyerek konuşan Lalisa'ya döndüm.

Koltuktan kalktığım gibi ona sarıldım.
"Öldün sandım." Dedim ağlayarak.
Yarasına dikkat ederek sarıldı.
"Tamam ağlama. Bak burdayım işte." dedi biraz geri çekilerek.
"Ne kadar ağladım üzüldüm haberin var mı? Çok özledim seni." Dedim dudaklarımı büzerek.
"Biliyorum. Jungkook söylüyordu. Sümüklü olmuşsun."demesi ile istemsizce güldüm.
"Seni tekrardan görmek güzel Lalisa."Diyerek Jimin de sarıldı.
"Seni de Jimin."diyerek sırtını patpatladı.

"Ee Lalisa yaşadığına göre herşey çözüldü o zaman." Konuşan Taehyung ile. Ben ise Lalisa'nın sağında yandan ona sarılmıştım. Sağ kolunu omzuma atmıştı. "Herşey değil. Birkaç şey."dedi Jungkook. "Neler oluyor? Bir şeyleri açıklayın artık. Hiçbir şey anlamıyoruz."dedi Jimin kaşlarını çatarak.  "Şuan bu ortamda ki kişiler ve sadece Min Yoongi, Lalisa'nın yaşadığını biliyor. O yüzden evde ki kimse ama kimse bilmeyecek."dedi kararlı bir sesle Jungkook.

"Neden onun yanındasın?"
Diyerek Lisa'ya döndüm.
"Masanın asıl kurucusunun babam  olduğunu biliyorsunuz zaten. Amacımız Min Yoongi'yi masadan atmak." Dedi hepimize teker teker bakarak.  "Yoksa virüs gibi ülkeye yayılacak..."diyerek düşünceli bir sesle konuşan Jimin.
"Ve geriye yaşayan kimse olmayacak."diyerek devam etti Tzuyu.

"Bize yardım ediyorsun. Başa Jungkook geçsin diye?"devam etti Taehyung Lisa'ya bakarak. "Hayır. Bana söz verdi. Min Yoongi ölürse bu işleri bırakacak ,
değil mi Jungkook?"Diyerek ona döndü.
Yutkunarak başını salladı. Bırakması zor olacaktı. "Sen baya ciddisin yani?" Dedi Jimin, Jungkook'a bakarak.
"Ciddiyim Jimin. Artık hiçbirimiz bu işleri yapmayacağız."dedi net bir dille.
Tamam... "Zor olacak ama yapacaksınız. Yakalanırsanız hapise girersiniz."dedi Tzuyu.

"Sen bunu kabul ettiğine göre Jungkook herşeyi anlattı o zaman sana?"Dedi Taehyung tereddütle. "Yani babamın baş kurucu falan olduğundan bahsetti. Benim şuan ki amacım ailemi öldüreni bulmak. Ailemi yakarak katleden kişiyi bulmak."dedi Lisa masaya bakarak.
O sırada Jungkook,Jimin ve Taehyung bir bakışma yaşadı. Ne oluyor bunlara?
"B-bulursan ne yapacaksın?"Dedi Jimin Lisa'ya dönerek.

"Bilmem. Neden beni çıkarıp da ailemi bıraktığını sorarım ya da niye yaptığını? Ne olursa olsun hiçbir insan yanarak ölmeyi haketmez."dedi dolan gözleri ile. Sıkıca sarıldım.

"Beni neden yetim bıraktı ki? Ailem ne yapmış olabilir ki ona? Ne yaptım  ben ona? Benden,ailemden bu kadar mı nefret ediyor?" Yüzü ağlamaklı bu ifeda alırken saçlarını sevdim.

"Ağlama Lisa."dedim üzgünce.
Jimin'e kaydı bakışlarım. Taehyung ve o yumruklarını sıkan ve gözleri dolmuş Jungkook'a bakıyordu. Halinden ancak o anlardı. Çünkü o da yetim büyümüş bir çocukdu. Daha 11 yaşında iken ailesini kaybetmişti. Bu işlere girme sebebi ailesini öldüren canileri bulmaktı. Yavaş yavaş bir çete haline geldik iste.
"

senior assassin | lkOnde histórias criam vida. Descubra agora