37

1.1K 92 41
                                    

Satır arası yorumlarınızı yaparsanız sevinirim MELEKLERİM 💜


Lalisa,19 Ağustos 2020.
15.35

Yapacak hiçbir şey kalmamış gibiydi.
Ölüsünü bekliyordum resmen.
Göğsüme kafasını koymuş,ellerini belime sıkıca sarmış Jungkook'un saçları ile oynuyordum. Odaya sessizlik hakimdi. İkimizden de çıt çıkmıyordu.
Jackson'dan 1 haftadır hiçbir şekilde haber alınamıyordu. Ve bu durum beni çok üzüyordu.

O benim en yakın arkadaşım,abim sayılırdı. Yıllarca beni koruyup kollamış,
meslek edinmem de yardımcı olmuştu. Şimdi ben böylece,elim kolum bağlı ölüsünü bekliyordum. Başka bir şey gelmiyordu elimden. Şehirin her bir karışı didik didik aranıyordu ama hala yoktu.

Korkuyordum. Birini daha kaybetmekten deli gibi korkuyordum.
Yıllarca benim için çalışıp,
çabalamıştı,ben ise onu pis işlere bulaştırıp,ölümüne sebep olacaktım. İğrenç biriyim.

"Güzelim,kendini sıkma." Dakikalardır dudağımı ısırıyordum,ağlamayayım diye. Ancak Jungkook sonunda fark etmişti. "K-korkuyorum." Dedim fısıltı ile. Belime dolanan parmakları,sevecen bir şekilde okşadı.
"Biliyorum. Farkındayım. Ancak elimizden birşey gelmez Lisa. Bekleyeceğiz. Ya dirisi gelecek,ya ölüsü."

Son cümlesi ile gözümden bir damla yaş,yastığa düştü.
"Hâlâ bir haber yok değil mi?"
"Sen ne biliyorsan,bende o kadar biliyorum güzelim." Ofladım.
"Kimin kaçırdığı belli mi peki?"
"Seo Yeji,olma ihtimalinden şüphe ediyoruz. Jackson'ı bir tek o gördü."
Sertçe yutkundum. "Sanırım şu dakikadan itibaren,öldüğü kanaatına vardım." Bunları söylerken sesim titremişti.

Saçlarında ki ellerimi, yüzüme çıkarıp ağlamaya başladım. Göğsümden kalktı. Ve sırtını başlığa yaslayarak beni kendi göğsüne çekti. Saçlarımı öptü,okşadı.
"Ölmüşse bile ağlaman hiçbir şeyi değiştirmeyecek. Ancak sana engel olmayacağım. Rahatlayana kadar ağla. Ben, yanındayım."

Öylece koynunda kaç saat ağladım bilmiyorum. Sonra da uyumuşum zaten.

Aşağıdan gelen bir takım sesler ile,gözlerimi ovuşturup kalktım yataktan. Jungkook,aşağıda olmalıydı.
Kapıyı yavaşça aralayıp,çıktım.
"Ya öldürmüşler ise?" Taehyung'un endişeli sesini duydum. "Belki de tuzak?" Jimin'in sesiydi bu da.
Neler oluyor? "Lalisa,bunu kaldıramaz." Jungkook'un gergin sesi kulaklarıma doldurdu.

Basamakları indim ve esnedim. Ağlamaktan gözlerim acıyordu.
"Neler oluyor? Sorun ne?" Dememle hepsinin endişeli bakışları beni buldu.
"Güzelim,biraz daha uysaydın. Yorgunsun hala." Jungkook yanıma gelip elimi belime koydu. "İyiyim ben,gerçekten." Dedim tebessüm ederek. Acı bir tebessümdü. Bunun farkındaydı.

"Birşeyler buldunuz mu?" Dedim kaşlarımı çatarak. Gergince birbirlerine baktılar. "Eninde sonunda öğrenecek. Şimdi söylesen daha iyi Jungkook." Tzuyu'nun sesi çok fazla gergin geliyordu. Jungkook'a kaydı bakışlarım tekrar. "Kook,sorun ne?" Dedim eline dokunarak. "Gel otur güzelim." Belimden tutarak beni yanına,koltuklara oturttu.

Ellerimi sıkıca tuttu ve defalarca kez öptü. "Lalisa,bak söyleyeceğim ama kesin bir bilgi değil. Sakin olmanı istiyorum." Kalbime ağır bir yük oturdu. Nefesimi kesti sanki. Bütün sinir sistemim alt üst oldu. Zorlukla konuştum."Ölmüş mü?" Dedim direk dolan gözlerim ile.
"Bak emin değiliz. Gidip göreceğiz. Hâlâ yaşıyor da olabilir, Lalisa." Dedi yanağımı severek.

Görmüyorum sanıyordu ama görüyordum. Gözlerinde gördüm ,ölü olduğuna o kadar emindi ki. Jackson'ın yaşadığına gram inanmıyordu. Ama beni yatıştırmak için yalan söylüyordu.
"Yalan söylüyorsun. Sen bile kendi dediğine inanmıyorsun,Kook. Jackson ölmüş işte." Dedim hıçkırarak.
Zorlukla yutkundu.

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now