8

1.4K 172 134
                                    

Lalisa,6 Mart 2020

Boş tavanı izliyordum. Hissettiğim acı o kadar fazlaydı ki. Jungkook o gün, Jennie'yi odaya kitlemiş ve bağırıp çağırmıştı. Ona artık güvenmiyorlardı sanırım. Ya da banane. Odaya sadece Taehyung'u sokuyordum. Onu görmek dahi istemiyordum. Çokta umrunda değildim zaten. Bir kere gelip kontrol dahi etmemişti. Sikime kadar yolu var.

Kapının tıklanması ile oraya döndüm.
Taehyung kafasını içeri uzattı.
"Lalisa?"
"Gel Tae." Onunla iyi anlaşıyorduk. En azından ilk günlerde olduğu gibi yavşamak yerine arkadaş gibi davranıyordu. Benimle ilgileniyordu. Bu evde merhamet duygusunu barındırdığını düşündüğüm biriydi.
"Ne yapıyorsun?" Dedi yatağa oturup.

"Hayatımı sorguluyorum. Acaba kendimi assam mı yoksa kessem mi? Ölmek için ne güzel bir gün değil mi?" Dedim sahte gülüşümle. Bacağıma vurdu sertçe. İnledim.
"Oha! Yavaş!" Dedim tekme atıp. Güldü.
"Canım sıkıldı benim. Eğlendir beni." Dedi somurtup. Yüzü solgundu.
"Beni kim eğlendirsin?" Dedim gözlerimi devirip.
Göğsünü gerip konuştu.
"Yakışıklı arkadaşın olan tabi ki ben! Yüce Kim Taehyung Hazretleri!"

Kahkaha attım. Çok komik duruyordu.
"Salak ya!" O da gülüyordu.

"Hadi gel kahvaltı hazırlayalım. Acıktım." Dedi. Beni yataktan çekerek. Yere düşmüştüm.
"Yavaş!" Diyip kalktım. Omzuna geçirmemle sızlandı. Arkadaş gibiydik.
"Hadi hadi!"
Merdivenlerden inip mutfağa yöneldik. Üzerimde siyah tayt,beyaz tişört vardı.
"Sen yap ben seni izliyim. Nasıl fikir?" Dedi bilmişçe.
"Oldu başka. Yardım edeceksin." Dedim kolundan çekip. Memnuniyetsizce homurdandı.
"İyi be, tamam."

Masaya birkaç şey koyduk. Nerdeyse hazırdı. Gülümseyerek ağzına kahvaltılık atan Tae'ye döndüm. Şaşkınca bana döndü.
"Ne oldu?" Dedi.
"İyi ki varsın Tae. Benimle ilgilendiğin,arkadaşım olduğun için teşekkür ederim." Dedim sarılıp.
Şaşırdığı için tepki vermedi. Sırtımı patpatladı.
"Ne demek. İyi birisin sen,Lalisa. Seni sevdim. Çok iyi bir arkadaşsın. En azından beni dinliyorsun." Ondan ayrıldım. Dudaklarını birbirine bastırıp, gülümsedi.

Merdivenlerden ayak sesleri geldi. Rosé sevinçle koşarak üzerime atladı.
"Sonunda çıkmışsın odandan. Sevindim." Dedi neşeyle. Gözlerim şaşkınlıkla açıldı. Geri adım attıracak şekilde üzerime çullanmıştı.
"Taehyung,çıkardı. Yoksa çıkmazdım." Dedim burukça gülüp.
"Taehyung, olmasa. " Dedi benden ayrılıp, Taehyung'un koluna vurarak. İtişip kakışıyorlardı. Diğerleri de indi. Onun suratına dahi bakmadım. Ancak Jennie yoktu. Hâlâ kitliydi. Gece Jungkook'a seslenişlerini duyuyordum. Bana küfürler ediyordu. Çokta umrumda değil.

Kısa bir kahvaltıdan sonra mutfağı topladım. En azından ben biraz insaflıyım da ona tepsi hazırladım. Tek dert anahtarı almaktı. Taehyung,mutfağa girince ona döndüm.
"Taehyung, senden birşey isteyeceğim." Diyip kendime çekerek fısıldadım.
"Ne?" Dedi aynı benim gibi.
"Jungkook'tan anahtarı alalım.Jennie'ye yemek götürelim. "
"Saçmalama asla vermez sana."
"Ben değil sen isteyeceksin. Sana verir."
"Asla almam. Jennie bunu haketti." Dedi burukça.
"Taehyung,hadi. Açlıktan ölecek." Dedim mızmızlanarak.  Ofladı.
"İyi tamam. Tepsi ile yukarı çık beni bekle kapıda." Mutfaktan ayrılınca hemen tepsi ile yukarı çıkmaya başladım. Salonda değillerdi.

Dakikalar sonra elinde anahtarı sallayarak geldi. Gülümsedim heyecanla. Kapıyı yavaşça açtı. Girecekken onu durdurdum.
"Ben gireceğim sen dur."
"Saçmalama. Seni gördüğü gibi üzerine atlar."
"Merak etme. Sadece konuşacağız."
"Lalisa..."
"Taehyung, lütfen. Güven bana. Kapıda bekle yeter."
"İnatçı keçi." Homurdanıp,başını salladı.

senior assassin | lkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin