23

1.5K 136 283
                                    

Satır arası yorumlarınızı yaparsanız sevinirim 😊

Lalisa,29 Mayıs 2020.
02.39

Hainin öğrenilmesinden sonra herkes büyük bir yıkılış yaşamıştı.
Ancak kimse birşey söylemedi.
Ve şuan Kim Namjoon karşımızda elleri kolları bağlı bir şekilde duruyordu. Tzuyu ve ben ne kadar zor olsa da evden çıkıp gelmiştik. Omzum hala yaralıydı ve alçım duruyordu. Yüzümde maske oturuyordum. Taehyung,Jimin ve Rosé üzgünce Namjoon'a bakıyordu.

"Neden yaptın bunu?" Dedi Taehyung ayaklanıp, yanına giderek. Kimse dokunmamıştı bile ona. Sapasağlam duruyordu. "Ağzımdan asla laf alamazsınız. Ben bu iş için yetiştirildim. Profesyonelim ve ötmeye de hiç niyetim yok." Dedi sakin bir ifade ile.
"Sana güvendik." Dedi Jimin de aynı şekilde. "Güvenmeseydiniz bu benim sorunum değil." Cevaplarını  esirgemiyordu.

"Herşeyi planlamışsın. Tanrım sen pislik herifin tekisin! Şeytandan farkın yok bile!" Dedi Rosé ayaklanarak.
"Karin'i ne çabuk unuttun?" Dedi. Beni göremiyordu. Çünkü gözleri kapalıydı.
"Onu da ben öldürdüm. Her gece bana ölmemek için yalvardı Rosé biliyor musun? Ama onu delirttim ve kendi canına kıydı." Diyerek kahkaha atmaya başladı.  Karnına yediği tekme ile öksürdü.

"Amacın ne senin!" Dedi Jimin bağırarak. "Amacım Senior Assassin'in etrafında ki herkesi öldürmek ve tek kalmasını sağlamak. O zaman masadan çekilecekti." Dedi sırıtarak.
"Masanın başı öldü biliyorsun değil mi?" Dedi Jungkook sessizliğini koruyarak.
"Evet, biliyorum. Bir aptal gibi Lalisa'nın masanın başı olduğunu gelip bana söyledin. Onu delirtmek de işime geldi." Dedi gülerek.

Yüzüne yediği yumruk ile sustu.
"Her gece onu korkutmak bir müddet sonra alışkanlık yaptı Senior, biliyor musun? Onun o çaresiz ve delirmiş halleri o kadar güzeldi ki. Verdiğim ilaçların kırmızı reçeteli olduğunu da bilmiyordu safım!" Dedi kahkaha atarak.

Kalkıp yüzüne tükürmek istiyordum.
Masanın üzerinde ki silahı alan Jungkook yanımdan kalktı.
"Son bir isteğin var mi?" Dedi sakince.
Bu kadar sakin olması beni korkutuyordu.  "Immm. Hayır. Ya da dur Jisoo'ya de ki onu asla sevmedim. O da çok saf. Hemen kandı. Bu kadınlar gerçekten çok salaklar!" Demesi ile alnının çatına sıktı Jungkook. Gözlerimi yumdum. Bunu görmek istemiyorum.
"Delileri temizleyin. Daha sonra da denize atın." Diyen Jungkook çoktan yanıma gelip oturmuştu. Diğer korumalar Namjoon'u götürürken Jungkook'a yandan sarıldım.

Tepki dahi vermiyor öylece yeri izliyordu. Üzgündü ama belli edemiyordu. Güçsüz gözükmek istemiyordu. Onu tanıyordum artık. Ağlamak,üzülmek ona göre şeyler değildi. Olsa da belli etmezdi.
Namjoon'a acı çektirir sanmıştım ama öyle olmadı. Yıllardır yanında abisi olarak bildiği adama işkence çektiremezdi. Jungkook yapamazdı.
Çünkü hala onu abisi sayıyordu.

Elini tuttum sıkıca yorgun ve üzgün bakışları beni buldu. "Hava alalım mı?" Dedim masumca. Gözlerimi kapatıp açtı. Günlerdir uyumadığı o kadar belli oluyordu ki.  Elimi tutarak ayaklandı.
"Geç gelmeyin olur mu? Min Yoongi dönecek çünkü." Diyen Tzuyu ile onayladı. Depodan çıkıp arabasına bindik. "İstediğin bir yer var mı?" Dedi tepkisiz hali ile.
"Ben tarif edeceğim,sen sür yeter." Dedim burukça. Başını salladı ve gaza bastı. Daha sonra ordan ayrıldık.

El frenini çekmesi ile derin bir nefes aldı. Yol boyu konuşmamıştık ikimizde. Önüme döndüm ve maskeyi çıkardım. Şehir ayaklarımızın altındaydı. Evlerin camlarından yansıyan rengarenk ışıklar. Şehiri güzelleştiriyordu.
"Neden hiçbirşey yolunda gitmiyor?" Dedi sessizce önüne bakarak.
Üzgünce ona bakmaya başladım.
"Bir türlü birşeyleri düzene sokamıyorum. Kimseye zarar vermeden duramıyorum. Etrafımda ki herkes mi zarar görmek zorunda!" Diyerek direksiyona vurdu sertçe.

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now