43

1K 104 209
                                    

Satır aralarında yorum yaparsanız sevinirim ^^

Yazardan

Genç adam elini tuttuğu küçük kızın boyuna eğildi ve sevgi ile konuşmaya başladı. Bir yandan da avuçlarının arasında küçücük kalan yumuşak ellerini okşuyordu."Mina,Lalisa biraz üzgün. Şimdi seni onun yanına götüreceğim. Ben gelene kadar da onu güldürmeye çalış tamam mı?"

"Lalisa Unnie neden üzgün baba?"

"Hasta bu yüzden de yorgun. Ben gelene kadar onunla ilgilen tamam mı?"

"Tamam. Söz veriyorum onu çok güldüreceğim."Saçlarını karıştırdığı küçük kızına gülümsedi ve yanağını öptü. "Hadi bakalım. Lalisa'nın yanına."
Küçük kız yerinde heyecanla tepindi.
Genç adam ise biraz da olsa Lalisa'nın kendine gelmesini ümit ediyordu.

1 hafta önce cesedi yakılan Jennie'nin küllerini poşete koyup denize atılmıştı. Ortada hiçbir delil olmamalıydı.
Jungkook'un içi rahattı,onun tek korkusu Lalisa idi. Asla kendine gelmeyecekmiş gibi bakıyordu gözlerine.
Onu sürekli aynanın karşısında karnını okşarken buluyordu.Bu durum genç adama acı veriyordu. Şimdi ise planını yapmak için evden ayrılacaktı.
Belkide biraz kafası dağılır diye de Mina'yı getirmişti .

Kulpunu tutarak itti kapıyı.İçeride oturan kızlar ile göz göze geldi. Onu gören kızlar odayı terk ettiler.Küçük kız ile içeri adımladı Jungkook.Daha sonra Mina'ya burada beklemesi için işaret yaptı ve elini bıraktı.

Uzanan sevgilisinin önünde durup dizlerini kırarak çömeldi.
Genç kız sevgilisinin geldiğini fark etmemişti bile oysaki.Saçlarına dokunması ile genç kız irkilerek kendine geldi."J-jungkook...."

"Ben geldim güzelim." Diyerek tebessüm etti ve genç kızı boynundan öptü. Lakin genç kız tepki dahi vermemişti.
"Bak sana kimi getirdim?"Lalisa,hala hissiz bir şekilde sevgilisine bakarken küçük ayak sesleri duydu.

Ve sevgilisine sarılan küçük kızı gördü. Mina,heyecanla genç kıza el sallıyordu.
"Ben geldim Lalisa Unnie."
Lalisa,yataktan destek alarak doğruldu. Gözleri dolu dolu tebessüm etti Mina'ya.
Dudakları titrese de cümleleri toparladı ve kollarını açtı.

"Mina...sarılalım mı?"

Küçük kız ilk şaşırsa da direk Lalisa'nın kollarına atladı ve sıkıca sarıldı.
Küçük kızın saçlarını gömdü burnunu.
Aklın geçen sadece kaybettiği çocuğuydu. Belkide dünyaya gelse Mina gibi güzel bir kız olacaktı.Mina ile ordan oraya koşturup beraber oyun oynayacaklardı. Bu düşünceler yüzünden gözünden yaşlar akmaya başladı.

Genç adam ise zorlukla tebessüm etti.
Lalisa'yı uzun bir süre sonra tebessüm ederken görüyordu. Derin bir iç çekti ciğerlerine.Herşey güzel olacak yakında sevgilim...Mutluluk yakın...
Sadece biraz daha acı çekeceğiz sonra herşey bitecek güzelim...


Kapıyı yavaşça örten genç adam merdivenlerden inmeye başladı.
Lalisa ve Mina birlikte uyuyakalmıştı.
Mina'yı getirmek işe yaramıştı.
Lalisa saatlerdir küçük kızın heyecanına ve komik hareketlerine gülüyordu.
Jungkook,içten içe o kadar mutlu olmuştu ki. Oturmuş saatlerce ikiliyi izlemişti. Lalisa'yı uzun süreden sonra gülümserken görmenin keyfini çıkarmıştı. Salonda oturan kardeşlerini görüp duraksadı. "Siz...neden burdasınız?" Kaşları çatıldı. Normalde şuan kızlarla uyuyor olmaları gerekti.
Saat geç olmuştu çünkü. "Tek gitmene izin vermiyoruz,Jungkook."

Jimin'in kurduğu cümle ile elini beline koyarak göz devirdi ve başını ovdu.
"Jimin,Taehyung bu benim meselem karışmayın."

"Siktirme bana şimdi kendini! Benim meselem senin meselen mi var? Kardeşiz lan biz! Öyle şey mi olur!"
Taehyung'un gürlemesi ile Jimin de onu onayladı. "Taehyung haklı, Jungkook. Öylece gitmene izin veremeyiz. Bu bizden biride olsa sende izin vermezdin. O yüzden inat etme."

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now