6

1.4K 168 74
                                    

Taehyung,20 Şubat 2020
14.43

O kız, burda kaldığı sürece herkes tehlikedeydi. Şuan da olduğu gibi. Polisler kapıya dayanmıştı. Arama kararı yüzünden evi arayacaklardı ve biz o kadar telaş içindeydik ki. Lalisa'nın en ufak bir sesi bizi hapse tıkardı.
Polisler evi incelerken Jungkook, gergince peşlerindeydi. Lalisa'yı bağlamıştı. Ellerini,kollarını,ağzını.
Hareketsizce sandalyede bağlıydı. Yaşadıklarına göre şimdi iyiydi. Daha iyiydi hatta.

"Birkaç gündür şirkete gitmiyormuşsunuz? Sebebi nedir Bay Jeon?" Dedi komiser. Jungkook,içtenlikle gülümsedi.
"Hastaydım. Ağrılarım vardı." Dedi şüphesizce. Komiser,kuşkuyla başını salladı.
Polislerden biri hızla yanımıza geldi.
"Temiz komiserim. " Jungkook, gülümsedi.
"Size söyledim Komiser Yang. O kızla alakam bile yokOnu tanımıyorum bile. Neydi adı?" Dedi,düşünür bir hal aldı.

Bu çocuk, şeytandı. Ben bile acaba kaçırmadı mı, diye düşünmeye başladım.
"Lalisa Manoban." Dedi komiser. Ciddi ifadesi ile. Jungkook'un tepkilerini izliyordu. En ufak bir açık bulsa hepimizi ters kelepçeye alacaktı.
"Herneyse. Evimde öyle biri yok. Bittiyse..." dedi kaşlarını kaldırarak. Bu bir nevi 'siktirin gidin' demekti.
Sinsice içimden güldüm. Ben,Namjoon Hyung ve Jungkook peşlerindeydik. Diğerleri de aşağıda.

"Peki Bay Jeon. Tekrar görüşmek üzere. "
"Bir daha görüşeceğimizi sanmıyorum Bay Yang. Bu bana olan takıklığınızı geçin artık. Size zarar vermesini istemem değil mi?" Dedi,gülüşünün ardında saklanan şeytanı gizliyordu.
Komiser ve polisler aşağı inerken, Jungkook sırıtıp bize baktı. Yumruk yapıp, koluna vurdum.
"Aferin lan!" Dedim gülerek. Merdivenlerden inip, polislerin gitmesini bekledik.
Araçlara binip, hızla ayrıldılar. Arkalarından ise toz bulutu bırakmışlardı.

"Bunu da atlattık." Dedi, Jimin nefesini verip.
"Komiser olmasa şurada kafasına sıkardım da kendimi zor tuttum. Takık piç ya!" Dedi Jungkook sinirle.
"Git kızı çöz. Karanlıkta çok kalmasın." Dedi,Namjoon Hyung. Hızla merdivenlerden koşarak çıktı. Telaşını anlayabiliyordum. Fakat ihtimal veremiyordum. Sonuçta o Jungkooktu ve kendisinde hiçbir duygu barındırmazdı.

Dakikalar sonra ürkmüş Lalisa ve boş gözlerle Jungkook inmeye başladı. Gerizekalı kızı o kadar korkutmuştu ki polisleri görünce,çıt dahi çıkmamıştı kızdan. İyi de olmuştu. Koltuğa geçip, Rosé'nin yanına oturttu.
"Ne yaptın kıza? Kızarmış gözleri?" Dedi Rosé, Lisa'ya bakıp. Jungkook göz devirdi.
"Korkmuş karanlıktan ben ne yapayım?" Dedi. Rosé, küfür etti sessizce.

Lisa ise yere kitlenmiş, gözleri büyümüş şekilde sessizce oturuyordu.
"Neyin var?" Dedi,Rosé koluna dokunup. Lisa kitlenmiş hali ile yavaşça konuştu.
"Onu...hatırlıyorum..." demesi ile doğruldum.
"Kimi?"
"

K-kırmızı gözü...O hala orada..." dedi gözlerini hızla yerden kaldırıp. Jungkook önünde ki masaya kuruldu. Bir cevap versin,kalkıp gidip kafasına sıkayım diye şimdi kıvranıyordu. Dikkati Lalisa'yı esir almıştı.

"Yüzü nasıldı?" Dedi kaşlarını çatarak. Lalisa, sertçe yutkundu. Sakin kalmaya çalışıyordu.
"2 kişiydiler..." dedi sessizce. Ne? İyi de kamerada sadece 1 kişi vardı?

"Nasıl yani?" Dedi Jungkook anlamsızca.

"İlk bir kadın girdi odaya,kim hatırlamıyorum. Beni bağlayıp,döven ve kafamı vuran oydu. Daha sonra ne kadar zaman geçti hatırlamıyorum ama biri daha girdi. Yüzünü göremiyordum. Sadece ıslığı ve kırmızı gözleri gözüküyordu. Bana sürekli 'Ben geldim,gidiyoruz. Ölmeye hazır ol.'diyordu.  Boğmaya çalışırken ona zarar verdim.  Ellerimi çözerken,şarap şişeni vurdum, bir yerine. Nereye denk geldi bilmiyorum." Dedi dolan gözleri ile.

senior assassin | lkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin