16

1.2K 147 42
                                    

Jimin, 30 Nisan 2020
15.34

Lalisasız geçirdiğimiz 20. Gün.
Herkes göreve odaklanmaya başlamıştı. Hepimiz artık bu durumu atlatmak zorunda olduğumuzu biliyorduk.
"Paralar sıcak sıcak!" Diyerek masaya bırakan Taehyung ile gülümsedik.
Büyük iki siyah çantayı açarak içine baktım. Dolarlar....
"İyi iş çıkardınız çocuklar." Diyen Jungkook ile kahkaha attık ve paraları koklamaya başladık.
"Taehyung! Paranın gerçek olup olmadığına ısırarak bakamazsın!" Jisoo ile Taehyung'a döndük.
Gerçekten yiyordu.
Ona gülmeye başladık. Bu haline kendi bile güldü.

Yanımda ki Rosé'ye döndüm. Çok ta sevinmiş gibi değildi.
"Keşke Lisa da burda olsaydı." Dedi bir anda. Sessizlik çöktü çevreye.
"O, öldü Rosé. Artık bunu kabullensen iyi edersin." Sinirle konuşan Jennie'ye kaş göz işareti yaptım. Jungkook, buradaydı. Omuz silkti.
"Neden öldürdün ki?" Dedi Jungkook'a bakarak. Gözlerini kaçırdı.
"Rosé, kendine gelmen gerek. Benim işim bu. Duygusallığa yer yok." Dedi birden ciddiyetle.

Ya çok iyi oyuncusun Jungkook
Ya da bir şeyler gizliyorsun...

Yanımdan kalkıp, merdivenlere yöneldi.
Peşinden kalkacaktım ki Namjoon Hyung oturttu.
"Yalnız kalsın. Ya kendine gelir ya da görevlere gelmeyecek." Dedi tek kaşını kaldırarak.
"Kabullenmesi zor. Biraz anlayış gösterin. Ne ara bu kadar duygusuz insanlar oldunuz!" Dedim öfkeyle ayaklanarak.
"Onu seviyordun değil mi?" Konuşan Jennie ile kaşlarımı çattım.
"Kimi? Ne diyorsun Sen?" Dedim üzerine giderek.
"Lalisa Manoban'ı."

"JENNİE!" Salonda yankılanan ses ile ikimiz de susmuş birbirimize bakıyorduk. Jungkook resmen kükremişti.

"Bir daha Lalisa hakkında ileri geri konuşursan..." devamı getirmeden sustu.
"Hiçbiriniz bir daha onun hakkında böyle konuşmayacak. Anladınız mı beni!"

Bağırışı ile başımızı salladık.
"Jimin Rose'nin yanına git." Sert ses ile yüzümü buruşturarak, Jennie'ye baktıktan sonra merdivenlere yöneldim.
"Asla uslanmayacaksın değil mi Jennie?" Taehyung'un sesini duydum.

Rosé'nin odasının önüne gelmem ile tıkladım.
"Yalnız kalmak istiyorum, Jimin."
"Ben istemiyorum." Dedim net bir dille.
"Git desem de geleceksin değil mi?"
"Beni biliyorsun." Dedim hafif gülerek.
"Tamam gel." Kapıyı açıp içeri girdim.
Yatağına oturmuş dışarıyı izliyordu.
Yanına oturdum. Dizlerini kendine çekmişti.
"Lalisa'yı özledim,Jimin."
"Farkındayım . İlk defa böyle oluyorsun. Acımasız Rosé yerine sümüklü Rosé geldi." Dememle koluma vurdu. Güldüm.
"Jungkook'a onu geri getirmesini söyledim. Ölü birini getiremeyeceğini söyledi." Dedi titreyen sesi ile.

"O da özlüyor." Dedi bana dönerek.
"Rosé..." Dedim kendime çekerek. Ağlaması şiddetlendi.
"Kardeşim gibi benimsedim Jimin. Lalisa... Karin'e çok benziyor." Dedi hıçkırarak.
Saçlarını sevdim. Öptüm,kokusunu içime çektim.
Karin,onun küçük kardeşiydi. Yaptığımız bu işten dolayı onu kaybetmiştik.
"Özlemiyorum diyor ama Lalisa'yı özlüyor ,Jimin. Küçüklükten beridir tanıdığı tek kişi o. Ona değer veriyor." Dedi devam ederek.

"Aşağıda onun için hepimize bağırdı." Dedim burnumdan gülerek. Biraz uzaklaştı.Gözlerime bakmaya başladı. Kayboldum sanki.
"Sen...beni öldürmezsin değil mi?" Demesi ile yutkundum.
"Saçmalama Rosé. Ne biçim konuşuyorsun öyle."
Omuz silkti.
"Ne bileyim..."

"Bu şekilde konuşmaya devam edersen kalkıp gideceğim." Dedim sinirle.
"Tamam tamam." Dedi gözlerini silerek. Suratımı astım.
"Ya tamam Jimin! Özür dilerim! Bir daha öyle konuşmayacağım!" Dedi yandan sarılarak.  "Konuşmasan iyi edersin." Dedim dibimde ki yüzüne dönerek.

Yavaşça yaklaşıp, onu öpmeye başladım. Ellerini boynuma sarıp,bana karşılık vermeye başladı. Belinden tutarak, narin bedenini yatağa bıraktım. Alt dudağını ısırmam ile inledi. Bana karşılık olarak saçlarımı çekiştirdi. Hırıltım ile gülümsedi. Nefes nefese az bir mesafe bırakarak ayrıldım.
"Görmek istediğimiz, Rosé." Dedim dudağımı ısırarak. Başımı tutarak, boynuna yasladı.
"Görmek istediğim Jimin hala ortalarda yok ama." Sesinde ki isteği hissetmemle boynunu ısırmaya başladım. Kulağıma bahşettiği güzel inlemesi ile daha da sertleştim.
"Ah!" Boynuma batırdığı tırnakları ile inledim.

Yazardan:

O sırada Jeon Jungkook'un telefonuna bir bildirim düşer.

Loiras:
Yüzünü hayal meyal hatırlıyorum.
Ama çıkaramıyorum.
Seni telaşlandırmak istemem ama..

Loiras:
İçinizde hain var Jungkook.
Ve o kişi Kim Seokjin ile işbirliği yapıyor.

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now