Taehyung,8 Mart 2020
13.47
Arabalara nasıl bindiğimizi hatırlamıyordum bile. Eve her kimse baskın düzenlemiş. Gizli tutmamıza rağmen. Korumalardan biri çatışma esnasında haber vermişti. Yapacağımız görevi iptal etmiş eve dönüyorduk. Silâh ve mühimmatımızı kontrol ettik. Evden biraz uzak bir yere park etti, Jungkook.
"Dikkatli olun." Dedi sessizce. Elimizde silahlar evin etrafından dolaşmaya başladık. Çatışma sesleri hala devam ediyordu. Jennie ve Lalisa evdeydi. Asla tek bırakmamalıydık. İstedikleri onlardı. Susturucu ile önüme çıkan ilk adama sıktım. Jisoo'ya işaret vermemle bahçeye girdi. Jimin ardından. Bende peşlerinden. Sesler daha çok yükseldi. Bitmiyorlar tam tersi daha çok çoğalıyorlardı.
"Taehyung! Jennie!" Bağıran Namjoon Hyung ile başımla onaylayıp arka kapıya yöneldim.
Sürükleyerek içeri girdim. Tek el ateş ettim önüne çıkan şerefsize! Hemen duvarın köşesine sindim. Biri geliyordu. İlk silahı belirdi daha sonra kendisi. Silahın arkası ile bayıltıp kafasına sıktım. Koşar adımlar üst kata çıkmaya başladım.
"Kaçıyorlar!" Rosé'nin sesi ile odaya daldım. Jennie aynı şekilde yerde yatıyordu. Eee o zaman....
"Lalisa!" Korkuyla yukarı kata çıktım. Jungkook'un odasındaydı. Bir hışım girdiğim oda ile dehşete düştüm. Lalisa....yoktu.
Merdivenlerden üçer beşer atlayarak bahçeye indim.
"Lalisa'yı almışlar. Başında beri onun için geldiler!" Dedim hepsine bakıp.
"Koş!" Diyen Jimin ile siyah arabalara binen adamların oraya koştuk.
Adamın omzunda elleri,kolları,ağzı bağlı bir şekilde Lalisa'yı gördüm. Saçları savruluyordu. Hayır!
Arabaya fırlattığı gibi gaza bastılar. Arkalarından ben,Jimin ve Jungkook kaç el ateş etmiştik bilmiyordum.
"Siktir!" Dedim sinirle. Diğerleri koşarak yanımıza geldi.
"Jennie, iyi."Dedi Jisoo nefes nefese.
Namjoon Hyung ,daha sonra bahçeden elinde kırmızı kağıt ile belirdi.
"İstedim ve aldım Senior Assassin:)"
Jungkook,elinden kağıdı alıp paramparça etti. Sürekli küfür ediyordum.
"Lalisa, kurtarmak zorundayız." Dedi Rosé,kafamı salladım. Onu bırakamazdık.
"Hayır,değiliz. İşimize gelir. Zaten ölecekti." Diyen Jungkook ile yakasına yapıştım.
"Ne sikim diyorsun lan sen!" Kükremiştim resmen. Yakasında ki ellerimi itti.
"Bağırma lan! Zaten öldürecektik!"
"Jungkook saçmalama! Kız sana güveniyordu!" Dedi Rosé onu iterek.
"Güvenmeseydi. Benim sorunum değil." Dedi dişleri arasından.
"Sen...seni seviyor lan o..." dedim sessizce.
"Bu kadar...vicdansız olamazsın. Kim bilir ne yapacaklar orada?" Dedi Rosé üzgünce. Bir tek ikimiz tepki gösteriyorduk. Diğerleri sessizdi.
"Banane lan banane! Kafasına sıkıp atıyorlar mı! Tecavüz edip bırakıyorlar mi umrumda dahi değil!" Dedi ikimize bağırarak.
"Vicdansız köpek!"Dedi Rosé tokat atıp eve koşmaya başladı. Sinirle soluyordu Jungkook.
"Sandığımdan da vicdansız ve şerefsizsin." Dedim yüzümü buruşturup.
"Ben buyum. Gaddar,acımasız,vicdansız ve merhametsiz! Ne gördüysem öyle yaşadım! Beni seviyor diye hepimizi ölümemi atayım?! O yüzden kesin sesinizi! Canımı sıkmayın benim!"Dedi dişleri arasından.
"Orospu çocuğu!" Küfür edip sinirle soluyarak eve girdim. Odama geçip her yeri yıkmaya başladım.
Lalisa...özür dilerim arkadaşım. Piçin tekini seviyorsun. Onun umrunda dahi değilsin. Jungkook bu kadar vicdansız olamaz. Benim tanıdığım Jungkook bu değil. O, değil. Ne olmuştu?
Sadece intikam gözünü kör etmiş sanıyordum. Başkaymış. O insanlığını yitirmiş bir orospu çocuğu! Duygusuz piç! Onu asla hiçbirimiz tanımıyoruz. Sadece tanıdığımızı sanıyoruz. O Jungkook,olmaktan çıkmış. Sahte maskesi gerçeğe dönüştü.
Acımasız ve deli biri.
Bazen onun bir canavara dönüştüğünü düşünüyoruz.
Ailesinin ölümünde parmağı olan herkesi öldürmek istiyor.
Bu onu bir seri katile dönüştürdü.
Başta ailendi ve şimdi onlar ölü.
Ama sen yaşıyorsun.
Herşeyin başı sensin, Lalisa.
Hiçbir şeyden haberin yok.
Sen onu bulmadın,o seni buldu.
Geriye sadece öldürmek kaldı.
O bir canavar, bu sakin halleri ardından büyük bir katliam getirecek.
Parçalanmış cesetler,kan,acı,dehşet,korku,silah, çığlıklar...
Bunların hepsi onun kendini yüceltme şekli.
Karanlık onun evi...
Leşlerinin üzerine kızgın demir ile yıldız çiziyor...
Ve biz onu durduramıyoruz...
♤
