47

893 110 234
                                    

Satır aralarında yorum yaparsanız sevinirim^^

Lalisa,18 Ekim 2020.
14.35

"JUNGKOOK KAPIYI AÇ DEDİM SANA!"
Sinirle kapıya tekme attım ve ellerimi saçlarıma geçirip çekiştirdim.
Ç

ıldıracaktım. Hiçbir bok anlatmadan beni buraya kitlemişti. Günlerdir öfkem dinmek bilmiyordu. Buradan çıkınca ağzını yüzünü kıracaktım. Etrafa fırlattığım eşyalar paramparça olmuştu. Yatak dağınıktı. Vazolar kırılmış yerde duruyordu. Dikkat ederek ilerledim ve yatağa sırtımı vererek, kırıkların arasına oturdum.


Kızlar neredeydi? Ne haldeydi hiçbir fikrim yoktu. Jimin,Taehyung ve Jungkook'un bir boklar karıştırdığını anlamalıydım. Brezilya'ya gelmeden önce,odaya çekilip, üçü de gizli gizli konuşuyordu. Aptal kafam, ne planladıklarını öğrenmeliydim.
Gerçi nereden bilecektim ki beni kaçıracaklarını?

Bir bacağımı yere uzatırken,diğerini kendime çekip üstüne kolumu koydum.
Başımı eğmiş öylece duruyordum.
Yaşanan olayları anlamaya çalışıyordum.  Ben büyükbabama hesap sormayı planlarken hiç ummadığım bir şekilde sevdiğim adam tarafından kaçırıldım. Aman ne güzel!

Odanın kapısından kilit sesleri gelince  oraya çevirdim bakışlarımı.
İtilen kapının ardından Jungkook belirdi. Göz devirerek,önüme döndüm.
"

Sakin olmayı deneyemez misin?"

Keskin bakışlarım onu buldu.
"Sen ne bok yediğini nasıl anlatamıyorsan,bende sakin kalmayı beceremiyorum gerizekalı." Boş boş bakmaya devam etti.  "Odayı ne hale getirmişsin. Gelmeseydim, daha ne olurdu bilemiyorum." Alayla güldüm.

"Şaka mısın sen?" Dedim kaşlarımı kaldırarak. Gözlerimde ki siniri görüyordu ama umrunda değildi.

"Lalisa,sana zaten açıklama yaptım."
"Bok yaptın! Kaçırdın ya beni! Bu mu açıklama!" Sabır dilercesine gözlerini yumdu. Dudağını yaladı.
"Sesinin ayarına dikkat et. Kafamı attırma benim."

Alaycı bir kahkaha döküldü dudaklarımdan. Ellerimi iki yana açıp konuşmaya başladım."Ne yaparsın? Zarar mı verirsin bana da? Kalbimi paramparça mı edersin yine? Yoksa beni döverek öldürür müsün?"

"Ne saçmalıyorsun! Ne dövmesi! Seni korumaya çalışıyorum! Ben saçının teline zarar gelmesin diye uğraşıyorum!"

Birden kükremesi ile gözlerimi yumdum. Tek kaşımı kaldırarak gözlerinin içine baktım. "Bu şekilde mi yapacaksın? Her defasında tekrar zarar vererek mi?" Sesimde ki o kırgın tonlama ile gözlerini kırpıştırdı.

"Bak Lisa ben-" Üzerine yürümüş ve isaret parmağım ile göğsüne dokunmuştum. Tam kalbinin üzerine bastırdım.

"Sen beni,kendinden koru. Yarın öbür gün içtiğin, o uyuşturucu yüzünden delirip,beni öldürmeyeceğinin kesinliğini verebilir misin? Beni katletmeyeceğinin garantisini verecek misin,Jungkook?"

Dudaklarını araladı lakin konuşamadı. Haklıydım. Uyuşturucunun dozunu kaçırıp,beni bir gece yarısı öfkeden katledebilirdi. Yapardı. Jungkook bu,sağı solu hiç belli olmuyor. Geri çekilip,nefesimi verdim.

"Git." Ağzımdan çıkan tek kelime ile gözlerinde beliren o duygu.

Ben onun duygularını anlamadığım zaman gözlerine bakardım.
Bana doğruları söyleyen sadece gözleriydi çünkü. Beni sevdiğini sadece gözlerinden anlıyordum. Gerçi bunu bilmek pek işe yaramıyor ama.

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now