30

1K 105 89
                                    

Satır arası yorumlarınızı yaparsanız sevinirim MELEKLERİM 😇


Lalisa,11 Temmuz 2020.
19.34.

Gözlerimi aniden açınca birinin çığlık attığını duydum.
"Ay! Ödüm koptu!" Kaşlarımı çatarak, sola döndüm. Rosé,elini kalbine koymuş nefes alıyordu.  "Ne oluyor?" Dedim etrafa bakarak. "Evdeyiz,Lalisa. Korkma." Dedi Tzuyu elimi tutarak.
"Somi...Jungkook..." diye fısıldadım.
"Jungkook aşağıda,Somi de uyuyor."
"Nasıl yani? Şimdi plan işe yaradı mı?" Gülümsedi. "Aynen öyle." Demesi ile doğruldum. "Tanrım şükürler olsun!"
Diyerek üzerimde ki yorganı attım.
"Jungkook'u görmek istiyorum." Dedim ikisine bakarak.

"Dinlen,Lisa. Boğazın çok kötü."
"Neden? Ne oldu ki?" Diyerek aynanın önüne gittim ve boynumu kaldırdım.
Kızarmış,morluklar oluşmuştu. Parmak izleri vardı. Aklıma gelen o son görüntü ile geri gittim. Elim boğazıma değince inledim. Yanıkmış gibi fena bir şekilde sızlıyordu.  "Lalisa,bak Jungkook bunu bilinçli olarak yapmadı. Vücuduna enjekte edilen şey yüzünden böyleymiş." Dedi Tzuyu koluma dokunarak.
"B-biliyorum. Sadece çok acıyor." Dedim fısıltı ile. "Farkındayım."

"Aşağı inelim mi?" Dedim. İkisi de başını salladı. Onlardan önce koşarak odadan çıktım. "Onu neden bu işlere alıştırdınız! Size ona dikkat edin dedim! Kızı katil yapın değil!" Jungkook'un bağırışları ile merdivenler de durdum.

"Bizi dinlemeyecekti!Sadece seni düşünüyordu! Nasıl engel olacaktık!" Diye bağıran Jimin. "Aptal mısınız lan siz! Sözünüzü geçiremiyor musunuz!"
"Bağırmayı kes! Seni ne kadar düşünüyor farkında dahi değilsin Jungkook! O kız senin için ölür anlıyor musun? Ölür!"

"Jungkook?" Dedim titreyen sesim ile. Bana döndü. Yüzünde yara bantları vardı. Kolu ve elinde sargı. Durmadan koşarak sarıldım. Bir adım geri gitmişti sarılmamdan dolayı. Elleri sıkıca belimi buldu. Başını boynuma gömdü ve hiç durmadan öpmeye başladı. Çocuklar çıktı ve bizi yalnız bıraktı.
"Çok özledim seni." Dedim geri çekilerek.
"Bende güzelim." Dedi saçlarımı okşayarak. 

Gülümseyip tekrar sarıldım.
"Sürekli sarılmak istiyorum."
"Sarıl güzelim. Kimse engel olamaz artık." Başımı göğsüne yasladı.
"Artık güvendeyim. Sarılınca bütün kafamı kurcalayan düşünceler uçup gitti. Huzurumu buldum. Güvendeyim."
Sessizleşti. Anlam veremedim bu duruma. Geri çekilip yüzüne baktım.

"Sorun ne?" Gözleri morarmış boynumdan bir saniye olsun ayrılmıyordu.  "Sızlıyor değil mi? Canını çok yaktım."
"Bilinçli olarak yapmadın ama."
"Fark etmez. Yine de sana zarar verdim. Bunu istemezdim Lis. Üzgünüm." Dedi asılan yüzü ile.  "Bedenime zarar verebilirsin,o bir yerden sonra silinir gider. Kalbime verme yeter ki,onarması zor olur yoksa. Bir daha geri getirmezsin çünkü." Dedim yanağını severek.

Baş parmağı narince alt dudağımı sevdi. İçim titredi sanki. İstekle bakıyordu ancak korkuyor gibiydi. Dokunamadığı bir eşya,koklamaya kıyamadığı bir çiçek,
işleyemediği bir günah gibi bakıyordu bana.

O an, şüphelendiğim herşey için kendimden nefret ettim.

"Seni...gözlerini...dudaklarını...
saçlarını...tenini özledim Lis. Sana ait herşeyi özledim. Sende gördüğümü görecekler diye ödüm kopuyor,diken üstünde yürüyorum sanki." Dolan gözlerim ile tebessüm ettim.

"Herşeye rağmen...yaptığım herşeye rağmen beni affedersin, değil mi?" Sesinde ki korku ile kaşlarım çatıldı.
"Beni kaybetmekten...bu kadar korkacak...ne yapmış olabilirsin Jungkook?" Sertçe yutkundu ve gözlerini kaçırarak konuştu.
"B-bir şey yaptığımdan değil,sormak istedim sadece."

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now