26

1K 112 123
                                    

Satır arası yorumlarınızı yaparsanız sevinirim 😌


Lalisa,22 Haziran 2020.

14.35

"Tanrım sen çıldırmışsın!" Diye bağıran Jackson ile ellerim ile oynamaya başladım. Herşeyi en ince detayına kadar anlatmıştım. Ve şuan bu şekilde bir tepki vermesi çok normaldi.
"Lalisa kafayı mi yedin sen?!"
"Jackson,böyle olmak zorundaydı." Dedim kaşlarımı kaldırarak.
Sinirle saçlarını arkaya attı.
"Polise gidiyoruz!" Demesi ile gözlerim irileşti. Hemen ayaklandım.
"Saçmalama! Gidemeyiz. İçeri alırlar hepimizi." Dedim kolundan tutarak.
"Böyle olmaz,Lalisa. Anlattığın şeyler o kadar tuhaf ki. Bu şekilde yaşayamazsın." Dedi üzgünce.

"Bak bunu yapmak zorundayım. Bataklığa çekildim bile. Kurtuluş yok."
"Yurtdışına gideriz. Yeni bir hayat kurarsın." Dedi ellerimi tutarak.
"Olmaz Jackson. Yapamam."
"Neden?"
"Onu seviyorum. Bırakamam." Dedim titreyen dudaklarım ile. Gözlerini kırpıştırıp derin bir nefes verdi ve geri çekildi. "Anlaşıldı. Sanırım artık bende bu oyundayım?" Dedi iç çekerek. Başımı salladım. "O zaman şunu çözelim. Beraber." Yukarı çıkıp dakikalar sonra elinde küçük siyah bir kutu ile indi.

"Bu ne?" Dedim oturarak. Yanıma yerleşti.
"Haftalardır birisi sürekli restorana gelip masalara bu kağıtları bırakıyor." İçinden bütün kağıtları çıkarıp masaya koydum tek tek.
Hepsinin üzerinde
'Jeon Loiras'ı bulmam gerek.' Yazıyordu. Kaşlarım çatıldı.
"Kim olduğunu biliyor musun?"
"Hayır. Kameralar da bile gözükmüyor. Arkalarında sayılar yazıyor." Demesi ile kağıtların arkasını çevirdim.
10-5-15-14-19-15-13-9 sayıları yazıyordu. Ve yanlarında küçük yıldız şekli.
"Bu ne be?" Dedim anlamsızca.
"Bende çözemedim." Dedi kağıtlara tek tek bakarak.
10...
5...
15...
Bunlar neyin şifresi ki?
Biri mesaj vermeye mi çalışıyor?
"Hadi gidelim." Diyerek ayaklanmamla kutuya kağıtları koyup evden çıktık.


Çocuklar ve Jackson tanıştıktan sonra hepimiz oturmuş sayıları çözmeye çalışıyorduk. "Seni nerden biliyor peki?" Diyen Rosé ile omuz silktim. "Bilmiyorum." Dedim.
Sayıların bir sırası olabilir miydi?
"Jimin?" Dememle başını iki yana salladı.  "Sayıların sırası olsa iki tane aynı sayıdan var. Çok anlamsız." Dedi kağıtları tekrar dizerek.
"Peki telefon sinyalleri,onları ne yaptınız?" Dedim aklıma gelen dün ki konuşma ile.

"Bulamıyoruz. Çok profesyoneller." Dedi Taehyung. Küfür mırıldandım.
Jackson ise hala şaşkınca diğerlerine bakıyordu. "Sanırım bizden korkuyor?" Diyen Tzuyu gülüyordu.
"Korkmak değil de. Şu cesetlerinin üzerine yıldız bırakan seri katiller siz misiniz?" Dedi Jackson kaşlarını çatarak.
"Ta, kendileriyiz." Diyen Jimin korkutucu bir yüz ifadesine büründü. Jackson'a dönmüş tepkisini bekliyordum. "Tam anlamıyla iğrençsiniz." Dedi yüzünü buruşturarak.
"Biliyoruz. Çok duyduk o yüzden sorun yok." Dedi Rosé.

Jackson sorular sormaya başlamıştı bile.
Ben ise Jungkook'u düşünüyordum.
"Ben biraz dışarı çıkacağım."
Ayaklanıp kapıya ilerledim.
Korumalar peşimden gelecek iken durdurdum. "Tek gideceğim." Başlarını sallayıp yerlerine geçtiler. Arabaya binip motoru çalıştırarak evden uzaklaştım .
Marketin önüne gelmem ile maskemi taktım. Kafama şapkamı geçirdim.
Arabadan inip markete girdim.
Reyonlardan birkaç şey aldıktan sonra ilerliyordum ki birine çarptım .

"Ah ben üzgünüm! Gerçekten özür dilerim!" Çarptığım kişi ile birlikte düşen şeyleri topluyorduk .
Yüzünde maske ve şapka vardı benim gibi. Eşyaları toplaması ile konuştu sessizce. "Daha akıllı olmalısın." Kaşlarım çatılırken ardından seslendim.
"Ne?" Ancak beni takmadan kasiyerden geçti. Eşyaları toplayıp fiyatı ödedikten sonra marketten çıktım.

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now