60

1.1K 108 155
                                    


Satır arası yorum yaparsanız
sevinirim



🗝

Yaşadığın sürece her zaman sınanırsın.
En çokta sevdiklerin ve yaşamın ile.
İnsanoğlu bir gün mutlu olsa, bir diğer gün acı ve kederden harap olur. Dünya denilen bu sıra dışı gezegene yerleştirilen birer oyuncular mıydık aslında? Birer kukla ve perdenin arkasından bizi oynatan da Tanrı mıydı?

Yaşamını,hayatını,aileni,geçmişini,geleceğini, arkadaşların veya çevreni hiçbir şekilde seçemezsin. Sen sadece sana yazılan kaderle ilerlersin,sonunda ne olacağını bilmeden. Mutlu sonsuz da olabilirdi,mutsuz sonlu da.
E

ğer bu Tanrı'nın bir oyunu ise bizde buna uymak zorundaydık.

Ne de olsa Tanrı'nın dünyasında ondan güçlü olamazdık.

*********

"Baba,ben büyüyünce kaplan olacağım!"
L

alisa, masayı toplarken,Jungkook gülmüş ve oğlunu kucağına alarak koltuğa oturmuştu. "Neden kaplan olacaksın bakalım?"

"Çünkü onlar çok güçlü. Eğer kaplan olursam, sizi tüm kötülüklerden korurum." Genç kız masayı toplarken bir kaç dakika duraksamıştı. Zihninde beliren o yazı ile sertçe yutkunmuştu. Üzerinden 1 ay geçmişti fakat hala tedirgindi. Evin etrafında ki koruma sayısı en üst seviyeye çıkarılmıştı. Nişancılar tetikte bekliyordu. Yüklü miktar para verilerek özel tim tutulmuştu. Bunun için eğitilen özel korumalar.

Jeon Sean Soul'un odasına 4 kamera yerleştirilmişti. Odasının balkon kısmına ise teller örülmüştü. Evin dört bir yanına elektrikli ve dikenli teller örülmüştü. Çevreye sanki bir sur inşa edilmişti. Buraya girmek için ölmen gerekti. "Sen zaten çok güçlüsün,Sean. Bu yüzden kaplan olmaya gerek yok."

"Hayır değilim. Annemin geceleri kötü rüyalar görmesini engelleyemiyorum."

Oğluna hafifçe tebessüm etmişti genç adam.  Böyle şeyleri düşünmesi bile oğlunun ne denli güçlü olacağını gösteriyordu.  Mutfakta onları duyan Lalisa burukça gülmüş ve ellerini temizleyerek salona gelmişti. Koltukta oturan eşinin ve oğlunun yanına yerleşti. Jeon'un dizlerinde oturan oğlunun saçlarını karıştı. "Annecim,insanların kötü rüyalar görmesi çok normal."

Sean,dudaklarını büzdü. Merakla ona bakan anne ve babası ile konuştu.
"Sen hep ağlıyorsun ama. Hep kötü rüya görüyorsun o zaman?"

5 yıla aşkın bir süre de olsa genç kızın rüyaları tükenmek bilmiyordu. Kim Namjoon ona günlerce, belki de aylarca kırmızı reçeteli ilaçlar vermeseydi,asla böyle olmayacaktı.  Geceleri korkunç rüyalar görmeyecek,ağlama krizleri yaşamayacak,bedeni kitlenmeyecek,
zihninde susmak bilmeyen sesleri duymayacaktı belki de.

Oğlunun yanağını seven Jeon gülümsedi.
Sean'ın bu denli düşünceli olmasına mı sevinecekti,yoksa sevdiği kadının ağlamalarına engel olamamasına mı üzülecekti? Karmaşıktı durumlar,yine.

Sean,en çok annesine düşkündü.
Her evlilikte olduğu gibi bazen ufak tartışmalar oluyordu haliyle. Kıskançlıklar genellikle en çok tartışılan konuydu. Jungkook'un en ufak bir ses yükselmesinde bile Sean babasına kızıyordu. Küçüktü fakat asla buna izin vermeyecek biriydi,oğulları.

senior assassin | lkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin