Taehyung,6 Mayıs 2020.
13.45
"Jimin, markette adamı dövmüş." Dedim telefonu kapatıp, Jungkook'a bakarak. Göz devirdi. "Hiç rahat durmaz mı bir insan?" Dedi sinirle.
"Ne için dövmüş peki?" Dedi Jisoo.
"Rosé'ye yanaştığı için."dedim gülerek.
Gece gece Jimin'in entrikaları ile uğraşıyorduk.
"İyi hadi gidelim." Diyip ayaklandı Jungkook. Başımı salladım. Biz gidip almazsak bu salak orta yerde adamı öldürürdü.
"Namjoon Hyung sen Jisoo ve Jennie ile kal. Biz ikisini alıp gelelim."diyen Jungkook ile başını salladı.
Korumalardan anahtarı alıp arabaya bindik.
Son gaz evden ayrıldık.
Jungkook gergin bir şekilde direksiyona parmaklarını vuruyordu.
"Benim için ölür müsün Taehyung?" Dedi birden. Şaşırdım.
"Ne saçmalıyorsun?" Dedim kaşlarımı çatarak.
"Benim için ölür müsün dedim?" Kaşlarını kaldırmış öyle sert bakıyordu ki.
"Sorman hata." Dedim histerikçe gülerek.
"İyi oturduğun koltukta şuan bomba var. 1 dakika içinde patlayacak." Dedi sakin bir şekilde.
Gözlerim irileşti.
"İn lan şu arabadan çabuk!" Diyerek freni çektim.Öyle bana bakıyordu. Sinirle göz devirdim.
"İnsene lan arabadan! Angut gibi bakma yüzüme!" Dedim koltuğa bakarak.
"Lan insene!" Dedim. Hala salak gibi bakıyordu.
"Bu kadar çabuk hayatından benim için vazgeçeceğini tahmin etmiştim. Gerçi biraz şüphem vardı. Belki Lalisa'yı öldürdüm diye beni ölüme terk edersin sandım ama." Dedi gülerek.
Anlamsızca yüzüne baktım.
"Salak mısın çocuk sen? Neye gülüyorsun?" Kaşlarımı çatmıştım.
"Testti,kardeşim." Dedi kahkaha atarak.
"Sikerim testini! Piçe bak lan! Birde gülüyor!" Daha çok kahkaha atmaya başladı. İstemsizce güldüm.
"İt herif!" Dedim kafasına vurarak.
"İyi de neyin testi bu? Sen hiç böyle birşey yapmazdın?" Dedim kaşlarımı çatarak. Ciddi ifadesine bürünüp derin bir nefes aldı.
"İçimizde hain var Taehyung. Kim Seokjin ile işbirliği yapıyor." Demesi ile gözlerim daha da büyüdü.
Ne diyor bu?
"Saçma saçma konuşma,Jungkook. Ne haini?" Dedim sinirle.
"Şüphelerim vardı. Artık eminim. Biri var,Hyung. Sürekli ötüyor." Dedi arkasına yaslanarak.
"Şaka gibi." Dedim saçlarımı arkama atarak.
"Bende inanamadım ama gerçek Hyung." Dedi.
"Şüphelendiğin biri var mı?" Dedim bakışlarımı ona çevirerek. Başını iki yana salladı.
"Hayır yok. Partide ki kız yardım ediyor." Demesi ile sırıtmaya başladım.
"Ooo kardeşim sen işleri büyütmüşsün!" Dedim omzuna vurarak. Güldü.
"Gevezelik yapma bir." Dedi elimi iterek.
"Eee nasıl biri? Güzel mi? İyi anlaşıyor musunuz?" Dedim kaşlarımı kaldırıp indirerek.
"İnatçı keçinin teki." Dedi göz devirerek.
"Ama...çok güzel."dedi sanki gözünün önüne o gelirmiş gibi. Bir anda hüzünlendim.
"Lalisa'ya bir şans verseydin. O kız yerine ona aşık olurdun, Jungkook." Dedim arkama yaslanarak.
"Hyung..." dedi üzgünce.
"Sür arabayı Jungkook. Yoksa tekrar tartışacağız. Mutluysan sorun yok." Dedim soğuk bir sesle.
Motoru çalıştırdı ve Jiminlerin olduğu yere gitmeye başladık.
♤
"Hayır niye rahat durmuyorsun ben onu anlamıyorum it!" Dedi Jungkook kafasına vurduğu Jimin'e.
"Tamam,kesin kavgayı!" Dedim sinirle.
"Özür diledin mi adamdan Rosé?" Diyerek marketten çıkan Rose'ye baktım. Başını sallayıp yanıma geldi.
"Hadi gidelim." Dedim ama bizi durduran siyah, parıl parıl parlayan motor oldu. Kaşlarımı çattım.
Kafasında ki kaskı çıkarması ile saçları dalgalanıp omzuna düştü.
"Oha!" Diye yanımda alt yazı düşen Rosé.
Üzerine yapışan siyah deri taytı,siyah tişörtü ve deri ceketi ile fazla...seksi duruyordu. Bu partideki kızdı. Jungkook'un arabada bahsettiği. Maskeden tanıdım. Neden çıkarmıyor ki? Daha sonra bir motor daha durdu.
Onun gibi giyinmiş biri daha indi. Ama onun yüzünde maske yoktu.
İkisi de bize doğru gelmeye başladı.
"Onlar bize mi geliyor? Yoksa ben mi yanlış görüyorum?" Diyen Jimin.
