3

1.7K 188 91
                                    

Lalisa 1 Şubat 2020.
15.33

Dudaklarım kurumuş,gözlerim yorgunluktan çökmüş,bedenim iplerden hissedemez hala gelmişti.
1 aydır bu izbe yerde esirdim. Gelen sadece yemek ve su için geliyordu.

Jeon Jungkook namı değer Senior Assassin.

Gaddar ve bir o kadar ürkütücü bir adamdı. Kimseyi yanıma izni olmadan sokmuyordu. Yemek ve su bu kadar. Ne bir ses ne bir insan... çıt dahi yoktu.
Yorgunluktan eğilen boynum ağrımaya başlamıştı. İnleyerek doğrulup, bağlı olduğum sandalyenin arkasına yaslandım. Gün ışığını dahi göremiyordum. O kadar özlemiştim ki temiz havayı, güneşi.

"Baekhyun burdan çıktığım gibi o beyninin pekmezini akıtacağım piç! Senin yüzünden ne hallerdeyim!" Sesim odada yankı yapmıştı. Jackson Wang'in benim için arama kararı çıkarttığını öğrenmiştim. Herkesin endişeli olduğunu,şehir şehir her deliğe bakılarak beni arıyorlardı. Ve ben öylece bağırıp,küfür etmekten ileri gidemiyordum.

Gelen demir kapının sesi ile başımı kaldırdım. Jeon Jungkook içeri girdi. Siyahlar içinde olması korkmam için ayrı bir problemdi.
"Külkedisi,uyanmış." Dedi karşıma geçip.
"Uyumuyorum bile ne uyanması."dedim dudaklarımı yalayıp.
"Su...su verir misin?" Dedim gözlerine bakarak. Arkasında ki deri koltuğun önünde duran masadan şişeyi aldı.
Şişeyi yere bırakıp arkama geçti.

Tedirginlikle konuştum.
"Ne yapıyorsun?"
"Suyu da ben mi ağzına vereyim? Kendin iç, elin var." Ellerimi çözmesi ile ovuşturdum.
Daha sonra bacaklarımı çözdüm. Elime suyu verdi. Kapağı açıp kafama diktim. Hepsini bitirmiştim.
"Sana su vermediler mi?" Dedi kaşlarını çatarak.
"Kimseyi sokmuyorsun. Onlarda göt korkusundan giremiyorlar." Dedim, gülerek.

Harbiden çok korkuyorlardı. Yüzünde ufak bir tebessüm saniyelik oluştu ve sonra silindi.
"Aç mısın?"dedi daha sonra soğuk sesi ile. "Evet."
"İyi hadi gidiyoruz." Dedi kaşları ile kapıyı işaret edip.
"Nereye? Bırakıcak mısın beni?"dedim şaşkınca.
"Üzgünüm sarışın ama seni bırakmaya niyetim yok. Bizde açız,şef değil misin? Birşeyler yap da yiyelim." Göz devirip ayaklandım.
"Boğazında kalır umarım." Dedim fısıltı ile."Birşey mi dedin sarışın?" Dedi tek kaşını kaldırıp. "Yok canım ne diyeceğim?" Dedim sahte gülüş ile.

Kapıyı araladı daha sonra yüzüme vuran ışık ile gözlerim kısıldı. Bir adım atıp ciğerlerim acıyana kadar nefes aldım. Yanımda durmuş öylece bana bakıyordu.
Yüzümde oluşan büyük gülümseme ile ona döndüm.
"Teşekkür ederim." Dedim sevinçle. Kaşları daha çok çatıldı.
"Neden?"
"En azından bırakmasan da nefes aldım. Gün yüzü gördüm." Göz devirip kolumdan tutarak,sürüklemeye başladı.
Merdivenlerden inerken diğerleri bize döndü.

"Ooo! Sarışın naber görüşmeyeli?" Kim Taehyung. Kırmızı saçlı çocuk.
"Sanane. Sürekli yavşayıp duruyorsun. Ayağını denk al!" Dedim sinirle. Ayaklanıp üzerime gelmeye başladı.
"Bana bak!" Jungkook önüne geçti.
"Ağır ol lan! Otur şuraya!" Dedi öfke ile. Sinirle soluyup yerine oturdu.
"Niye çıkardın bunu?"dedi Kim Namjoon. Esmer çocuk.
"Yemek yapsın. Boşuna tutmayalım dedim. Bir işe yarasın. 1 aydır pizza pizza yeter!" Dedi,g öz devirip.
"Aynen ya! Sucuk ağacı çıkacak içinde!"dedi Park Jimin. Sarışın çocuk.
"Valla bana hava hoş her türlü yerim!" Dedi Kim Jisoo. Kızıl saçlı kız.
"Sen ne zaman doydun Jisoo?" Dedi Jennie Kim. Esmer kız.

senior assassin | lkHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin