59

970 106 119
                                    


Satır arası yorum yaparsanız sevinirim^^

Lalisa, 10 Temmuz 2022.
14.53

"Bebeğim,daha yeni uyudu ama..." Mızmızlanarak konuşmama karşın güldü,Jungkook. Sean , daha yeni uyumuştu fakat Jungkook oğlu ile bir dakika bile ayrılamıyordu.
Bütün gün onunla oynuyor,
ilgileniyordu. İkimize de koşuyordu.
Lakin yüzünde asla yorgunluk belirtisi yoktu.

Beşikte uyuyan Sean'ın başında bekleyen Jungkook'a tebessüm ettim.
Öylece durmuş uyuyan oğlunu izliyordu.
Geceleri Sean ağladığında benden önce o koşuyordu. Yüzümde tebessümle oğlunu tekrar uyutmaya çalışan Jungkook'u izliyordum.

Sean,ikimize de o kadar iyi gelmişti ki. Bize mutluluğu ve neşeyi getirmişti. Ufak bir gülümsemesi bile bizi heyecanlandırıyordu. Bazen ise Sean'ı emzirirken ikimize dolu gözleri ile bakan Jungkook'u fark ediyordum.

Sean, ismini Jungkook koymuştu. Bana da danışmış ve onayımı almıştı. Zaten o hangi ismi koyarsa koysun evet diyecektim. Ve ona Jeon Sean Soul ismini vermiştik.

Minik elleri,küçük yüzü,narin bedeni ile çok tatlıydı. Sean'a ne zaman baksam Jungkook gözümün önüne geliyordu. Sanki Jungkook'tan bir tane daha doğurmuş gibi hissediyordum.
Bunu Jungkook'a söylediğimde ise kahkaha atıyordu.

Onun gülüşleri artık eksik olmuyordu. O gülümsedikçe durup öylece izliyordum.
Yepyeni bir yıldaydık. Her şey o kadar güzel gidiyordu ki. Artık gerçekten tamamlanmıştık. Ailemiz gittikçe büyüyordu.  Hayatımız güzel ve neşeli geçiyordu. Mutluydum. Mutluyduk.

"Lalisa, o çok tatlı değil mi?"

İşaret parmağının tersini yavaşça oğlunun yanağına sürttü. Gülümsedim. Bunu sürekli söylemekten asla sıkılmıyordu.  Jungkook, Sean ile tekrardan doğmuş gibiydi.
Mutluluğu,neşeyi tekrar kazanmış gibiydi. Onu böyle görmenin beni ne denli mutlu ettiğini anlatamam.

Sean'ın odası genellikle mavi ve beyaz renkle hakimdi. Odasını özenle düzenlemiştik. Her karışına kadar beraber tasarlamıştık.  Jungkook,her şeyin en iyisini almıştı. Ona bu kadar abartmamasını söylesem de,oğlu için her şeyi yapacağını söylüyordu.
Büyük arabalar,oyuncaklar...
Bir sürü şey vardı. Fakat Sean henüz çok küçük olduğu için oyuncakları depoda saklıyorduk. Jungkook, alışverişte o kadar fazla şey alıyordu ki, gülerek onun aldıklarını anlatırken  ki halini dinliyordum.

Jungkook, Sean ile beraber tekrar çocuk olmuştu. Oğlu için küçülmüştü o. Bu o kadar özel ve güzeldi ki. İşleri bırakmış ve tertemiz bir sayfa açmıştı. Artık sadece bizimle ilgileniyordu. Ailesinden başka hiçbir şey umrunda değildi.
Büyük uğraşlar sonucu benim sicilimi de temize çıkarmıştı. Arananlar listesinden alınmıştık. Sanki hiçbir şey olmamış ve ben hiç Kore'de bulunmamışım gibi gösterilmişti. Kimse beni tanımıyormuş gibiydi. Adımı unutturulmuştu sanki.

Bunu nasıl yaptı bilmiyorum. Fakat Jeon Jungkook asla hafife alınacak biri değildi. Onun elleri her yerdeydi. Hiç yerinden kalkmadan sicilimi tek seferde sildirmişti. Beşiğin yanında ki Jungkook'un yanına ilerledim. Dizine oturdum. Eli belimi buldu ve boynumu öptü. Beraber düzenli nefesler alarak uyuyan oğlumuza baktık. Büyük gözleri ve küçük burnu aynı,Jungkook'tu. Sadece kaşları ve dudakları biraz bana benziyordu. Diğer her şeyi ile babasıydı.

"Teşekkür ederim,birtanem. Bana bugünleri gösterdiğin ve asla bırakmadığın için binlerce kez minnettarım." Tebessüm ederek boynuna sarıldım. Kolumun üzerine hafifçe busesini kondurdu. Başının üzerine çenemi yasladım. Ve yumuşak saçları ile oynadım.  "Asıl ben teşekkür ederim,bebeğim. Her şey için."

senior assassin | lkWhere stories live. Discover now