İçimde bir kuyu var.. Kapkaranlık, nefes alamayacak kadar dar, sonu görünmeyen dipsiz bir kuyu.
Bu kuyudan mutsuzluk taşıyor bazen. Her yer mutsuzluk altında kalıyor.
"Seni kaybettiğim gün, o kuyuya düştüm."
🖤🌊
🌪
"Perestiş" hikayemdeki baş kahra...
İtalik yazılar anılarken normal yazılar şimdiki zaman.
Bölüm 2 - sonsuz sohbet
Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.
Karanlık tarafa çekildiğimi hissediyorum. Ağabeyimin ve babamın uğraştığı işleri hissediyor gibiyim. Kötü işler...
Annem odama girdiğinde her zamanki gibi gülümsedi bana.
"Kahvaltı hazır anneciğim hadi." dediğinde yüzündeki sahte gülümsemesini izliyordum.
"Babam geldi mi?" dedim cılız sesimle. Soldu zayıf gülümsemesi.
"İş seyahatinden geç dönüyor biliyorsun." dediğinde iş seyahatinde mi gerçekten anne? Sormadım, dilimden dökülmedi kelimeler. Sorarcasına baktım ama. Yeşil gözlerinin derinine baktım. Bir şey dememeye kararlı olduğunu anladığımda dudaklarımı ıslatıp ayağa kalktım.
"Peki kızım." deyip odadan çıktı. Derin bir nefes alıp verdim ve aynadaki kırmızı saçlarımı taramaya başladım.
"Peki anne." mırıldanırken bir şeyleri kendim öğrenmek istiyordum.
🌪
Bazen bir çiçek açarken bazen bir çocuk gülerken ne zaman ki içim taşar sevinçten sensiz içime sinmiyor
dönüp baktığım zaman hatıralar ağlaşıyor bir yara ki her yanımı ince ince sızlatıyor...
--
Camdaki yansımama bakarken değiştiğimi fark edebiliyorum. Önceki gibi giyinmiyorum. Özenecek halim yokmuş gibi. 2 gündür üzerimden çıkarmadığım beyaz kısa kollu tişörtümün üzerine Ayla teyzenin ütülemesine rağmen valizimde az da olsa kırışmış açık mavi salaş gömleğimi giyip biraz ilikledim. Üst 3 belki de 4 düğmesini ilikleyecek güç yoktu kollarımda. Dün buraya gelmek için giydiğim pantolonumu uyurken de çıkarmadığımdan tekrar giymekle yormadım kendimi. Babamın küçüklüğümden beridir çok sevdiğim kadife kahverengi kalın gömleğini giydim üzerime üşümemek için.
Şu an üşüyordum ama, neden? Hava çok soğuk değil. Postallarım ayaklarımı neden ısıtmıyor?Ellerim neden normalden daha beyaz, neden normalden daha soğuklar? Ölen ben değildim ama yaşayan da değilim farkındayım. Gözlerimi camdaki yansımamdan çekip pastahane tarzı yerin kapısından içeriye girdim. Sonbahar ya da kış aylarında dışarıdan iç mekana girildiğinde yüzünüze bir ısı vurur ya, içiniz ısınır hani, olmadı. Bildiğim şeylere benzeyen birkaç şey alıp bir de kahve aldım. Satıcının adımı sorması üzerine bulunduğum yerin ismine tekrar baktım. Dudaklarım iki yana kıvrılırken etrafa bakındım. Ülkemde, sevdiğim kızla geldiğim yerdendi. İngilizce kalemi istedim. Arkalarda bir köşeye geçip cam kenarındaki boş masaya baktım.