Yazmayı bitirdiğim tarih: 11.02.2024
Bölüm 79 - sana ait olan seni bulur
kaderime kederime razıyım ederime
gönlünü duy söyle dileğini
bahçemiz olsun dilimizi yutsun
bilen çözer elbet bir gün düğümleri--
Aradan tam üç ay geçti. Okul, iş, ev üzerine kurulu hayatımda aşiretle ilgilenmek için de fazlasıyla vakit bulmuştum. Okulda ve şirkette bulduğum her fırsatta, evde de geceleri Şahmirzan aşireti hakkındaki bilgileri birleştiriyordum. Uraz emniyetteki arkadaşları sayesinde bilgileri getirirken dava durma noktasındaydı. Her ok bu aşireti işaret etse de elle tutulur bir delil yoktu. Delil yoksa itham da yok demişti babam dün. Bu işin peşini bırakmamı o kadar çok istiyordu ki artık yanında bu konuyu açmamak için dilime kilit vuracaktım. Ama onun aklına da çok ihtiyacım vardı.
Birce'nin finalleri benimkilerden önce başladı. O tamamen not çıkarma işlerine gömüldü. Ben de bir buçuk hafta sonra başlayan bütleri düşünüyordum. Hoca direkt proje istiyordu. Mimarlık okumanın bu kadar zor olacağı aklıma gelmezdi.
"Bugünkü sınavın nasıldı?" dedim masaya ekmeği koyup otururken.
"Felaket." deyip ofladı. "Üniversite sınavına çalışmak, üniversite okumaktan daha kolaymış. O günleri özleyeceğim aklıma gelmezdi." derken güldü. Salatasını yerken yüzünü inceledim. Okul açıldığından beri iştahı artmıştı, kilo almıştı, saçlarını farklı bir model kestirmişti ama neyse ki hala uzundu. Her gün bambaşka biri gibi makyaj yapıp daha kadınsı giyiniyordu. Eskisi kadar da renkli giyinmediği dikkatimi çekiyordu.
"Okul seni değiştirdi." dediğimde
"Nasıl?" deyip muzipçe kaşlarını çattı. Cebimden telefonumu çıkarıp bu sabah gelen hatırlatıcı bir fotoğraf gösterdim.
"Geçen yıl çekilmişiz, anılar olarak çıktı karşıma." dediğimde Birce fotoğrafı dikkatle incelerken dudaklarında bir gülümseme belirdi.
"Sen de çok değişmişsin. Baksana burada çocuksusun, şimdi adam oldun." dediğinde sesli güldüm.
"Sen de kadın oldun o zaman." dediğimde başını olumlu anlamda salladı.
"Okuldaki arkadaşlarla yemeğe çıkıyoruz ne bileyim geziyoruz tozuyoruz ya, kafam çok dağılıyor. Bambaşka insanlarla konuşmaktan arkadaş edinmekten çekinirdim hep. Az insan öz insan olsun isterdim. Ama şimdi benim gibi acı çekmiş bir iki arkadaşımın olması beni yalnızlıktan kurtardı sanki. Sezen annesini, Cemil de ablasını kaybetmiş biri. Ama yine de doyasıya gülüp eğleniyorlar hem de güvenilir insanlar. Keşke selamlaşmaktan öteye gitsen onlarla." dediğinde bir yudum su içtim.
"Cemil'le konuşuyoruz iyi çocuk ama Sezen çok patavatsız. Aklına gelen her şeyi düşünmeden direkt söylüyor, herkesin hayatı hakkında da yorum yapıyor. Her şeye burnunu sokan insan sevmiyorum n'apayım." dediğimde bir şey demedi.
YOU ARE READING
Yalnızlığın Şehri
Teen Fictionİçimde bir kuyu var.. Kapkaranlık, nefes alamayacak kadar dar, sonu görünmeyen dipsiz bir kuyu. Bu kuyudan mutsuzluk taşıyor bazen. Her yer mutsuzluk altında kalıyor. "Seni kaybettiğim gün, o kuyuya düştüm." 🖤🌊 🌪 "Perestiş" hikayemdeki baş kahra...