bu gecenin gündüzü var🌊

16 3 1
                                    

İtalik yazılar anılar, normal yazılar günümüz.
Yazmayı bitirdiğim tarih: 15.05.2022
Bölüm 34 - sanrılar olmuş tanrılar

nolursun kaç kurtar kendini bu diyardan yargüneşi ararken peşini bırakmaz ay

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

nolursun kaç kurtar kendini bu diyardan yar
güneşi ararken peşini bırakmaz ay

--

Gözlerime perde inmiş gibiydi. Gördüğüm görüntüyü aklım kabul etmiyordu. 5 yaşından beri tanıdığım kardeşimin omzundan akan kıpkırmızı kanların gerçek olma ihtimali yoktu, olamazdı. Yüzünün her karesinde oluşan damla damla terler ve değişen, acı çektiği belli olan yüz ifadesiyle can çekiştiğini düşünüyordum.

"Cem..." dedim Gökdeniz'den kurtulup ambulansa doğru koşarken. Gökdeniz ambulans gelene kadar Cem'in yanına gitmeme izin vermemişti. Çırpınsam da bağırıp çağırsam, kendimi parçalasam da Gökdeniz, Cem'i o halde görmeme izin vermemişti. Ama şimdi çok yakından ve oldukça net görüyorum ki Cem benim tetiğini çektiğim silahtan çıkan kurşunla arafta kalmıştı.
Ne düşünüyor, ne hissediyor tahmin bile edemiyordum. Dizilerdeki gibi bir rüya görüyor muydu yoksa içten içe acı mı çekiyordu anlamıyordum. Oturduğum yerden ne Birce'm ne de Gökdeniz kaldırabilmişti beni. Cem yeşille mavi arası gözlerini açıp 'ben iyiyims' diyene kadar yanından ayrılmayacaktım. Ambulans hareket edip hastaneye gelene kadar ağlamamak için kendimi sıktım. Cem'in ara ara hareket eden göz kapaklarını ve omzundan akan kanı gördükçe yutkunmakta zorlanıyordum.

Hastahanenin önünde duran ambulanstan inip önümde oluşan kalabalık ve seslerle Cem'i içeriye götürüşlerini, ameliyathaneye alışlarını sonra da bulunduğum duvar kenarına yaslanıp beyaz boş duvarı izledim.

"Egehan, Egehan bana bak." seslerini duysam da gözlerimi yüzümü kendisine çevirmeye çalışan Birce'me bakamıyordum. Cem uyanacak. Cem uyanacak. Cem uyanacak çanları çalıyordu kulağımın dibinde. Sağ yanağımda aniden hissettiğim sızıyla koridoru dolduran ses aynı anda oluştu. Sola doğru düşen yanağımla gözlerimi halsizce kırpıştırırken sızlayan yanağıma düşen göz yaşımın tuzu daha da sızlattı. Burnumu çekip bana elinin tersiyle vuran Gökdeniz'e baktığımda

"Kendine gel lan. Bir şey yok, tamam mı? İyileşecek Cem, ölmüş gibi davranma." dediğinde yutkunmaya çalıştım. En sonunda yutkunup tekrar yutkunmak isterken boğazım parçalanıyormuş hissiyatına kapıldım. Konuşmak için hazırlanmam bittiğinde de kelimeleri yan yana getiremiyordum.

"Ya.." derken kısık çıkan sesimle kumral kaşlarını iyice çattı Gökdeniz. Gözlerimi aşağıya, Birce'me kaydırıp tekrar Gökdeniz'in mavi gözlerine çıkardığımda "Ya ölürse..." dedim fısıltıyla. Gökdeniz cümlemi duyduğu an başını iki yana sallarken

"Öyle bir şey olmayacak." dedi kesin bir dille.

"Nereden biliyorsun?" dedim kendimi sıkarken. "Kanaması çoktu." dediğimde yutkundu.

Yalnızlığın ŞehriWhere stories live. Discover now