İçimde bir kuyu var.. Kapkaranlık, nefes alamayacak kadar dar, sonu görünmeyen dipsiz bir kuyu.
Bu kuyudan mutsuzluk taşıyor bazen. Her yer mutsuzluk altında kalıyor.
"Seni kaybettiğim gün, o kuyuya düştüm."
🖤🌊
🌪
"Perestiş" hikayemdeki baş kahra...
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
(Temsili)
Bir kadın gelir değiştirir seni alıştığın o sert, kararlı şeklini..
--
"Bu manyak niye yolun ortasında duruyor ya?" diye hiddetlenen Mehir'e bakmadan karşımızda dikilen ve doğrudan gözlerime bakan adamın gözlerine baktım.
"Serezli." dediğimde Cem'in hızla bana döndüğünü hissettim. Gözlerimi kırpıştırıp Cem'in soluk mavi gözlerine baktım. "Serkan Serezli." mırıltısı dudaklarımdan döküldüğünde yutkunup dişlerini sıktı. Cem'in gözlerindeki ateşe benzer bir şekilde karşımızda duran adama çevirdim bakışlarımı. Birce'nin telaşla bir şeyler söylediğini duyuyordum ama cevaben söylediğim tek şey arabada kalmasıydı. Benimle birlikte arabadan inen Cem'e gözlerimi yumup gözlerini kırpmadan gözlerimin içine bakan Serezli'ye doğru yürüdüm.
"Göründüğün kadar salak değilsin değil mi Uraz Egehan?" dediğini duyduğumda refleksle sırıttım.
"Aynen. Ama sen göründüğünden daha salaksın, yolumu kestiğine göre." dediğimde ince uzun dudakları kıvrıldı.
"Boyundan çok büyük işlere karışıyorsun bilesin. Ayrıca bambaşka bir yoldasın." deyip bana doğru bir adım attı. Hala sırıtırken yutkunup "savcıyla konuştuğunu biliyorum. Ne anlattığını bilmiyorum ama." dedi.
"Beni soktuğunuz o deliğe girdiğinde anlarsın ne konuştuğumu." dediğimde alt dudağını ısırarak etrafa bakındıktan sonra kıstığı gözleriyle bana döndü.
"Benim için dünyanın merkezinde kim var biliyor musun?" dediğinde bir tepki vermedim. "Kendim." dedi. "Çıkarım neredeyse ben de oradayım." dediğinde kaşlarımı hafifçe çattım.
"Bana çalışacağını mı söylüyorsun?" derken sırıtıyordum da. Başını iki yana salladı.
"Bildiklerim var diyorum. Olayın iç yüzünü ne Ufuk'tan ne de Al.." deyip cıkladı. Elini ağzına götürüp yanlışlıkla söylemiş gibi yapsa da bakışlarında ve dudaklarındaki gülümsemede benimle oynadığı çok açıktı. "Ne de bir başkasından öğrenirsin diyelim." dediğinde başımı iki yana sallayarak küçümseyici bakışlarla karşımdaki adamı baştan aşağı süzdüm. En sonunda yüzüne bakıp gözlerimi kıstım.
"Bir bok bilmeyen ama bu oyundan da yenilerek çıkmak istemeyen küçük bir yem balığının son çırpınışları bunlar. Sen kimsin ki benim olduğum yerde olacaksın? Beni tehdit edeceksin ve benim yolumu keseceksin, ben de kaile alacağım, öyle mi?" deyip sırıttım. "Ben Egehan Karahan'ım, sen kimsin?" dediğimde sırıtması yüzünde kaldı. "Sercan Çerezli." deyip geri döndüm. Birkaç ufak adım attıktan sonra dönüp tekrar yüzüne baktım. "Sercan Çerezli'ydi değil mi? Kusura bakma, değeri olmayan isimleri aklımda tutamıyorum." deyip dudaklarımı içe doğru kıvırarak omuz silktim. Tekrar arkamı dönüp Cem ile göz göze geldiğimde o da sırıtıyordu.
