bilmem kime gücendin🌊

9 3 1
                                    

Yazmayı bitirdiğim tarih: 31.01.2023

Bölüm 57 - bazı insanlar iyi kilerle dolular

her kimse seni üzüp üstüne ağlatırsa bir damla su vermem çöllerde kavrulsa da

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

her kimse seni üzüp
üstüne ağlatırsa
bir damla su vermem
çöllerde kavrulsa da

--

"Mehiir, Mehir kalk." gözlerim açılmakta zorluk çekerken homurdandım. "Yavrum öğlen oldu." omzumdan dürten Uraz yüzünden gözlerimi açıp

"Tamam tamam." dedikten sonra elini kışkışlayıp gerindim.

"Acıktım ben bir şeyler hazırla." tepemde dikilen Uraz'ın ciddiyetine baktım.

"Ne?" derken doğruldum.

"Burası bekar evi Mehir'ciğim, ben nereden bulacağım ev yemeğini? Sana zahmet şöyle güzel bir kahvaltı masası hazırlarsın." koltuğun kenarına oturduğunda

"Oldu paşazadem, akşama da mantı açayım mı?" saçlarımı alelacele topuz yaptım.

"Ben hamur tüketmem. Kaslarıma iyi gelmiyor." gözlerimi devirip

"Banyo nerede?" diye mırıldandım. Uraz kalkıp salondan çıkınca peşi sıra adımlayıp hole çıktım. Üç merdivenli hol de salon gibi siyahtı. Seramik mermer desenli zemin ve basamaklar, cam trabzan ve duvarlardaki manzara tabloları. Aşağı inen merdiven sağda kalırken yine sağda karşıda cam bir kapı vardı. Uraz'la yukarı çıkan merdivenleri aşarken tablolara yakından baktım. "Sen mi çektin bu fotoğrafları?" dediğimde arkasını dönüp yukarıdan bana baktı.

"Evet. Cem böyle dağ tepe gezmeyi sever. Ben de fotoğraf çekmeyi." dediğinde yutkundum. Yüksek olmayan merdivenlerin sonuna geldiğimizde cam zeminde tam karşımda yine bir cam kapı varken orası siyahın yanında grilerle dekore edilmiş başka bir salon ve sıra sıra cam kapılar vardı. Biz o kapıdan içeriye hiç girmeden merdivenlerin sonundan sağa dönüp cam zeminde ve siyah duvarların arasında siyah camlı ve içeriyi göstermeyen iki kapı karşısına geçtik. "Burası benim odam, üzerini değiştirmek istersen idareten bir şeyler bulursun. Şurası da banyo." diyerek önce karşımızdaki sonra da yandaki kapıyı gösterdi.

"İdareten derken, bana uyacak bir şey var mı ki?" dediğimde

"Salaş seversen var." dedi. Salaş sevmem. Bir şey demeden banyo diye gösterdiği yere adımladım. "Ben aşağıdayım." eliyle hemen altımızı gösterdi. "İşin bitince altımızdaki kapıdan çık bulursun beni." deyip geldiğimiz yoldan geri dönünce banyoya girdim.

Kapkaranlık banyoda birden mavi ışıklar yanmaya başladı. "Stüdyo gibi." derken kapıdan içeriye girince solda kalan yan yana iki klozet, köşede beyaz çiçekler, çiçeklerin üstünde duvarda siyah spot ışıkları, karşıda beyaz küvet, küvetin yanında havada asılı iki havluluk ve sağda kalan büyük lavabo. Lavabonun üzerindeki aynanın altından yanından üstünden de spot ışıklarındaki gibi çıkan mavi ışıklar ortalığı aydınlatıyordu zaten. "Ne mavi aşkıymış ya." diyerek lavaboya doğru adımlayınca yanımdaki hareketlilikle irkildim. Yan tarafta kalan dev aynayı ve köşedeki duş kabinini fark etmemiştim. "Kendimden korktum resmen." cık cıklayarak lavaboda kendime bakıp saçımı düzelttim. Elimi yüzümü yıkarken aklıma annemler gelince ofladım.

Yalnızlığın ŞehriWhere stories live. Discover now