yalnızlığın denizi🌊

12 3 1
                                    

Yazmayı bitirdiğim tarih: 24.07.2022

(Medyadaki fon, sona çok iyi gidiyor.)

Bölüm 40 - ruhunu öldürmeye katlanamam

Bölüm 40 - ruhunu öldürmeye katlanamam

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

hiçbir yüz güzel değil
senin yüzünden..

--

"Egehan aç şurayı." diye tısladı gözlerime sinirle bakarken. Elleri bir anda siyah tişörtümün eteklerini açıp belimdeki bandı gördüğünde "bu ne?" dedi. "N'oldu buraya?" derken parmak uçları bandın kenarında geziyordu.

Dün gece Kerim'in silahı kafama dayayışında dahi bu kadar zor durumda kalmamıştım. Bir şeyler uydururken kendimi de suçlu hissetmiyor değildim. Bazen kendimi babasına benzetiyordum ama babası yüzünden yalan söylüyordum. Oflayarak Birce'ye söylediğim yalana inanmasını bekledim.

"Atış taliminde oldu yani?" dedi gözlerime bakarken. Başımı istemeye istemeye olumlu anlamda salladım.

"Dün sabah babamla atış yapıyorduk birden oldu işte." derken soluk veriyordum.

"Sen dün gece yaralı yaralı mı beni taşıdın?" dedi şaşırırken.

"Ağır değilsin ki, zaten." dedim sinirlenmemesini isterken. Birce bir şey demek için ağzını açtığı anda telefonu çaldı. Birce sıkıntıyla üfleyerek telefonunu bulup konuşurken yüzümü sıvazladım. Birce elinde telefonuyla gelip

"Eve geçiyorum ben." dedi. Yatağımın üzerindeki hırkasını alırken deri ceketimi de omuzlarına bıraktım. "Arabayla geçeceğim." deyip ceketi çıkaracak olduğunda

"Olsun, üşütme." dedim asık yüzüne bakarken.

"Bu iş burada bitmedi yalnız." dedi tehditvari bir şekilde. Gözleri belime giderken "senin silahla ne iş var ki?" diye homurdanarak odadan çıktığında peşinden çıktım.

"Sıyrık bu, önemli değil." dedim üzerimdeki gerginlikle. "Abartıyorsun." dediğimde gülerek bana baktı.

"Abartıyorum." dedikten sonra "ya sıyırmasaydı.. ya ölümcül bir şekilde yaralansaydın. Ya ölseydin?!" dedi.

"Ama olmadı. Geçti gitti." dediğimde derin bir nefes alıp çıktı kapıdan. Kolundan tutup durdurdum. Eğilip yanağını öptüğümde yutkunduğunu duydum. Dudaklarımı yumuşak ve güzel kokan yanağından çektiğimde Birce'nin de beni öpeceğini sansamda öpmeyip asansörün düğmesine bastı. Asansör aşağıdaki katları gezerek gelirken elindeki çantasını stresle sallayarak bana baktı. Yaslandığım kapı pervazından mavilerini seyrederken aniden yanıma gelip parmak uçlarında yükselince sırıtıp biraz eğildim. Birce dün sabah tıraş olduğum, pürüzsüz yanağımı nefesini çekerek öperken geldiğini belirtmek için ses çıkaran asansöre gidip bindi. Gülümsemem yüzümde asansörün geri inmesine dalarken içeriden çalan telefonum için kapıyı kapatıp mutfağa girdim. Babamın adamlarından biri olan Veysel'in söylediklerini dinlerken kaşlarım çatıldı. Cezaevinin adresini atmasını söyleyip kapattım. Elimin altındaki sandalyeyi tutarken Kerim'in gözleri gözlerimin önündeydi. Anıl'ın, Selim abinin o hali... Sandalyenin demir başlığını ellerimle un ufak etmek için çabalarken elimin altındakini Kerim'in gırtlağı olarak hayal ediyordum.

Yalnızlığın ŞehriWhere stories live. Discover now