kahpe dünyayı anlat🌊

3 2 0
                                    

Yazmayı bitirdiğim tarih: 08.11.2023

Bölüm 75 - orman gözlerden yansımalar

gözlerin dolu dolu hayatın da öylekimse böyle yorgun olamaz

Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.

gözlerin dolu dolu hayatın da öyle
kimse böyle yorgun olamaz..

Güneş'in düzgün fiziğindeki belli belirsiz şişkinliğe aynadaki yansımadan inceledim. "Bir ay oldu mu?" dediğimde aynadan yeşil harelerime baktı.

"Bir ayı birkaç gün geçti hem de." derken yüzü gülüyordu. Salonumuza yerleştirdiğimiz boydan aynanın önünde saçlarını tarıyordu.

Dün ev işini hallettikten ve Yalçın'la yaşadığımız olaylardan sonra alışverişe çıkmıştık. Akşama kadar ev alışverişi yaparken ben kartımı Güneş de hesabındaki parayı nakit olarak çekip kullanıyordu. Ailesi harcamaların burada yapıldığını -ki gitmesini de birkaç gün vardı- görürse bir şeyleri sorgulayabilirdi.

Bugün teslim edilen eşyalarla da şimdiden bir şeyleri halletmiştik. Ev biraz eski olsa da benim modern ama klasik, Güneş'in de cıvıl cıvıl seçtiği renkler evin havasını şimdiden değiştirmişti. Halılar ve birkaç mobilya bugün gelmişti. Pencerede ev sahibinin eski perdeleri asılıydı, biz daha yenisine bakamamıştık çünkü.

Ev sahibi buradan çıkarken evi boyattığı için tadilat işleriyle uğraşmadık. Bulunduğumuz salonda hala tiner kokusu vardı mesela ve bu durum Güneş'in midesini kötü etkiliyordu. Salona girilen kapının hemen karşısındaki terasın kapısını sürekli açık tutuyorduk. Bu ev Birceler'in dairesinin aksine dar ama uzundu.

Güneş, dün aldığımız ve peşimiz sıra gelen siyah tek kişilik, istediğin şekli verebildiğin deri koltukta oturuyordu. Köşeleri olmayan dev aynanın karşısında, biraz önce mide bulantı atağı geçirdiği için solgun yüzüne makyaj yapıyordu.

Ben de krem rengi çift kişilik koltukta oturmuş kutudaki kitapları çıkarıyordum. "Raflar yarın gelecek değil mi?" derken bana doğru döndü.

"Evet, yataklar da yarın gelecekti sanırım. Bugün başka gelecek yok." derken etrafa bakındım. Üzerinde oturduğum çift kişilik koltuk, hemen sağ köşede köşeli krem bir koltuk ve tek kişilik gri bir koltuktan oluşan koltuk takımımız bugün gelmişti. Uzun salonun benim olduğum tarafa ve solda Güneş'in oturduğu koltuğun tarafa sermek için krem ve siyah olmak üzere iki hali gelmiş ama daha onları sermedik.

"Mehir acaba terasa da mı masa yerleştirsek?" dedi. Güneş'in sağ yanında kalan kısımda yani aynanın karşısında katlanmış halde açık kahve, ahşap yuvarlak masa duvara yaslanmış halde duruyordu. Halı serdikten sonra açmak için bekletiyorduk.

"O zaman bu masanın daha ufağını alabiliriz. Kışın içeride tutarız." dediğimde başını olumlu anlamda salladı.

"Aynen.. keşke camla kapatsalarmış terası. Kışın da kullanırdık, ayrı bir oda gibi yapardık orayı." dediğinde

Yalnızlığın ŞehriWo Geschichten leben. Entdecke jetzt