çiçekler açardık güneş vurunca🖤

10 2 1
                                    

Yazmayı bitirdiğim tarih: 07.03.2022

Bölüm 29 - aşk özgürse aşktır

Bölüm 29 - aşk özgürse aşktır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

🖤

Birce'nin anlatımından

Egehan kapıdan çıktıktan sonra ellerimi hırkamın cebine geçirip arkamı döndüm. Cem odadan çıkıp direkt bana baktı.

"Egehan mı gitti?" dediğinde başıma olumlu anlamda salladım. "Nereye?" deyince aklıma gelen yalanı söyledim.

"Hava almak istedi." dediğimde başını olumlu anlamda salladı. Birlikte salona girerken tepsiye masadaki kahvaltılıkları dizen Mehir'i görünce yardım etmek için bardakları aldım.

"Siz Güneş'e bakın, ben hallederim." dedi Cem elimdeki bardakları alıp Mehir'deki tepsiye koyarken. Tepsiyi Mehir'den alıp mutfağa götürünce Mehir'le göz göze geldik.

"Sen tek git. Biz çok samimi değiliz." dedi Mehir.

"Sen de gel bence." dediğimde dudaklarını birbirine bastırdı. Birlikte Güneş'in kaldığı odanın önüne gittiğimizde kapıyı çaldım. İçeriden ses gelmediğinde yavaşça açıp yatağın üzerinde oturmuş pencereden dışarıyı izleyen Güneş'in bize dönüp gözlerini yummasını izledikten sonra içeriye girdik. İşin doğrusu yumuşak yatağa oturup Güneş'in çekik ve çok güzel olan gözlerine bakarken ne konuşacağımı hiç bilmiyordum. Güneş'le Yalçın'ın ilişkileri hakkında hiçbir fikrim yoktu ve Egehan'la da bu konu hakkında konuşmamıştık. Bilmediğim bir ilişki için hiçbir şey söyleyemezdim ki. Güneş'in git gide kızaran gözlerini sessizce ne kadar izledik bilmiyorum ama Mehir'in, Güneş'in elini tutup konuşması sessizlik bulutlarını uzaklaştırdı.

"Güneş bu çok özel bir konu. Bizimle konuşmak istersen dinlemek için buradayız. İstemezsen de sessizce kalmaya devam ederiz." dedikten sonra Güneş'in tebessüm etmesiyle " ama bence konuş, rahatlarsın." dedi.

"Kusura bakmayın. Tatilinizi mahvettim." dedi Güneş.

"Ne kusuru Güneş, canını sıkma bu konu hakkında da n'olur. Egehan hatasını anlayınca gelip özür diler mutlaka." dediğimde başını iki yana salladı.

"Ondan gelecek hiçbir şeyi istemiyorum." dedi. Çok hassas bir konu olduğundan ne ben ne de Mehir pek konuşamıyorduk. Egehan'a içten içe sinirlenmiyor değildim. Güneş'i çok daha tatlı bir dille uyarmalıydı. Kapı tıklatılıp açıldığında Cem'in tatlı bakışları Mehir'le ben de sonra da Güneş'te gezdi.

"Girebilir miyim?" diye izin istedi. Güneş girmesi için müsaade etti sanırım çünkü gözlerini mor, yumuşak halıya indirerek içeriye girip kapıyı yarım bıraktı. Yatağın kenarına, Mehir'in yanına, durup Güneş'e bakarken ben de gözlerimi Güneş'in güzel çekik, ela gözlerine çevirdim. 18 yaşından biraz büyük gösteren yüz hatları hem çocuk masumluğu ve tatlılığı hem de soğuk ve çekicilik taşıyordu. Bakışları ne kadar soğuk olsa da konuşması ve davranışları sizi yumuşak bulutların üzerinde gezindirircesine nahifti. "Neden canın sıkılıyor?" dedi yumuşak ses tonuyla Cem. "Egehan'a mı, konuştuklarına mı?" derken Mehir'e sırtı dönük şekilde sol kalçasını yatağa koyup yanımdaki Güneş'e bakıyordu.

Yalnızlığın ŞehriWhere stories live. Discover now