tüm gözyaşlarım tükendi🌊

13 3 1
                                    

Yazmayı bitirdiğim tarih: 03.07.2022

Düz yazılar günümüz, italik yazılar anılar.

Bölüm 39 - kusursuz cinayet

Selam naçizane ülkemin naçizane yalnızları

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Selam naçizane ülkemin naçizane yalnızları. Görüşemedik uzun bir süre. Geçmişime o kadar takılı kaldım ki; şu anla hiç ilgilenmiyorum, geleceğim zaten karanlık bir okyanus.

Tarih okuyorum hala. Birce'nin içten içe istemediği bölüm. Ona göre tarihle hobi olarak ilgilenmeliydim. Neyse, bu konuyu pek sevmem, açmadan kapatacağım. Bugün benim için önceki günlerden farksız. Gözlerimi uyanmak istemediğim bir sabaha açtım yine. Kediyi besledim, dışarı çıkıp birkaç poğaça vs. yedim. Eve gelip yatağa tekrar yatıp saatlerdir tavanı izliyorum. Bugün Birce'siz 66. günüm. 2 ay, 6 gün ve 1588 saat önce hayatım siyah-beyaza büründü.

Bin beş yüz seksen sekiz saattir ruhsuzum. Gözlerimi şaşkınlığımdan irileştirdim. Ben bunca zaman nasıl yaşadım?

Yatmak düşünmeme daha çok sebep olduğundan kalktım. Kararan gözlerim yüzünden yüzümü sıvazlayıp mutfağa geçtim. Kendime kahve yaparken karşı eve baktım. Birkaç gündür hareketsiz olan evden gözlerimi çekip kahvemle beraber daktilonun başına geçtim. Aslında terasa çıkmak istiyordum ama önce bir şeyler yazabileceğimi düşündüm.

Harflerin üzerine dokunmaya başladığım an ayaklarıma dolaşan kediyi kucağıma alıp yuvarlak, dağınık, koyu kahve, ahşap masanın üzerine bıraktım. Daktilodaki harflerin üzerine tıklamamdan rahatsız olduğunu ellerimin üzerine atlamasından anlayıp gülüyordum. "Müsaade edersin kızım, gençliğimi anlatacağım." derken başını okşayıp masanın üzerindeki yumağı aşağıya, ileriye fırlattım. Uzayan yumağın peşine giden kediden sonra derin bir nefes alıp hikayeye kaldığım yerden devam etmeye başladım.

🌊

sana güzel bir iple bağlanmış
nergisler getirdim
ama geçen ilkbahar açtıkları
gibi çiçek açmayacaklar...

--

Ayağa kalkarken Kerim'i unutmuştum çoktan. Kerim'i tanımadığını söyleyen adamın gecenin bu saatinde burada ne işi vardı?

"Egehan.." nidası dudaklarından dökülürken gözleri arkama kaydı. Kulaklıktan babamın da seslerini duyarken Gökhan'ın aralanan dudaklarıyla arkama bakması yüzünden merdivenin yanındaki, Gökhan'ın arkasındaki ufak aynaya kaydı gözlerim.

Dişlerim sıkmaktan kırılacak vaziyete gelirken Kerim'in başımın arkasına dayadığı silahı aynadan görüyordum.

Yani başıma gelen her bok bu adamın başının altından çıkmıştı.

Selim abiyi Kerim öldürmüştü.

Selim abiyle Anıl'ın cansız yüzleri gözlerimin önünde belirirken arkamı döndüm. Gümüş rengi silahı alnıma denk gelirken içimdeki bütün nefretle, öfkeyle bakıyordum koyu gözlerine. Aynı sertlikle bir bana bir de arkamdaki Gökhan'a bakan adama konuşmak için kenetlenen dişlerimi ayırdım.

Yalnızlığın ŞehriHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin