Pudra

301 29 222
                                    


Adele- Rolling in the Deep
Sting- Shape of my Heart

Şarkıları açmayı unutmayın canlarım. Dopdolu ve uzun bir bölümle geldim. Bence bir yıldızı hak ediyor:) Satır arası yorumlarınızı da bekliyorum❤️

 Bence bir yıldızı hak ediyor:) Satır arası yorumlarınızı da bekliyorum❤️

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"Can çekişen bedenim değil, ruhum."

(Kaç bölümdür Yağmuru yazıyorum. İlk defa kurduğu bir cümle bu kadar canımı yaktı. Bunu derkenki hayal kırıklığını tüm iliklerimde hala hissedebiliyorum. Sizin de yorumlarınızı merak ediyorum arkadaşlar. Yazanlara şimdiden teşekkürler, öpüldünüz... 🖤)
~~

Sert bakışlarım, lüks restaurant'ın kapısında oyalanırken Savaş'ın sıkıca tuttuğu elimi gevşettim. İçimdeki bitmek bilmez gerginlik o yanımdayken azalsa da hala kendini hissettiriyordu. Buraya gelmeden önce içtiğim ilaçlar etkisini yeni gösterdiğinden mi, yoksa gerginlikten mi olduğunu bilmiyordum ama boncuk boncuk terlemiştim. Yine de dışarıdan bakan biri, içimde dönen kargaşaları anlayamazdı. Yüzüme, savaş maskesi gibi takındığım duygusuz ifade yerli yerindeydi.

"Hazır mısın?" Dedi Savaş sakin çıkan sesiyle. O da mı rol yapıyordu yoksa gerçekten bu kadar sakin miydi anlayamadım.

Kafamı sallayıp, kendimi gülümsemeye zorladım. "Girelim artık."

Savaşla ellerimiz restaurant'a girene kadar ayrılmamıştı. Ama içeriye girince herkes oynaması gereken rolü biliyordu ve buna uygun davranacaktı. Cam kenarında, iki kişilik olarak ayarlanmış lüks masa dikkatimi anında çekti. Pis işlerini yaptıracağın biriyle buluşmak için fazla lüks, diye geçirdim içimden. Savaş da benim baktığım yere bakıp kollarını bağlayarak telefonuyla ilgilenen Vural Arslan'ı gördü. Adam, sanki her gün kendine hacker buluyormuş ve normal bir şeymiş gibi rahatça oturuyordu. Sakin adamlarla masaya yöneldik. Vural Arslan'ın ciddiyetsiz bakışları, yanına gitmemizle telefonundan bize kaydı.

Adam kaşlarını çatıp, beni süzerken Savaş onay almadan adamın karşısındaki sandalyeyi çekti. Benim için çektiği sandalyeye ufakça gülümseyerek yerleştim. Savaş hemen yan masamızdaki boş sandalyeyi de kendi için çekti ve yanıma kuruldu. Vural beni mi tanımıştı, yoksa hacker olarak tanışacağı adamın yanında neden bir kız getirdiğini mi sorguluyordu bilmiyordum ama delici bakışları sadece benim üstümdeydi. Savaş da bunu anlamış ve rahatsız olmuş olmalı ki öksürerek adamın dikkatini kendisine çekti. 

Savaş tam ağzını açacaktı ki Vural, "Tahmin etmeliydim." Diye mırıldandı.

Kaşlarımı kaldırarak, "Neyi?" dedim. Adam sinsi bir gülümseme ile tekrar bana baktı.

"Yağmur Tunay ve Savaş Durulmaz'ın, beni Aras Erensoy'un düşmanı olarak görüp ziyaret etmesini." Şaşkınlığımı belli etmemek için masanın altındaki ellerimi sıktım. Bizi tanıyacağını tahmin ediyorduk zaten. Ama her şeyi böyle alenen söylemesi enteresan gelmişti. Savaş'ın gergince güldüğünü duydum. Şimdilik sözü ona bırakmak daha iyi olabilirdi sanırım.

GÖKYÜZÜNÜN DANSIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin