Hayal Kırıklığı

156 19 48
                                    


Selam şekerlerim, baya iç kararıcı bir bölüm. Baştan uyarayım.... Lütfen ve lütfenn şarkıları sırayla açıp dinleyin. Özellikle seçiyorum ve duyguyu vermeleri için uğraşıyorum.🥺 Neyse öpüldünüzz oy ve yorumlarınızı bekliyorum

Pinhani- Bir beyaz orkide
pinhani- Bilir o beni (sözleri bu bölümü anlatıyor...)
Sena Şener- Porselen Kalbim
Yedinci ev- Yok saydın (sözleri direk bu sezonu anlatıyor... dmdjeldold)
Cem Adiran- Beni hatırladın mı
~

Deneyimleyerek öğrendim ki başına gelecek bir şeyden ancak bir yere kadar kaçabiliyorsun

Deze afbeelding leeft onze inhoudsrichtlijnen niet na. Verwijder de afbeelding of upload een andere om verder te gaan met publiceren.


Deneyimleyerek öğrendim ki başına gelecek bir şeyden ancak bir yere kadar kaçabiliyorsun. Yazın ağaçların çiçek açması, kışın yapraklarını dökmesi gibi bir döngüydü bu. Sen ne kadar kaçarsan kaç, bir süre sonra her şey kendi yoluna bir şekilde giriyordu. Herkes kendi yolunun yolcusuydu. Sanırım atalarımız, "Her şey olacağına varır." Derken bunu kast etmişlerdi.

Bu şehre gelmek planladığım bir şey değildi ama gelmiştim. Can ile karşılaşmak, ıslah evi binasının projesinde yer almak ya da bir anlık krizle Savaşı aramak... Hiçbiri planlanmış değildi ama bir şekilde olmuştu işte. Olması gerektiğinden mi yoksa sadece olmasını istediğimden mi bilmiyorum. Yine de şimdi sorsanız, sanırım her şeyi aynı yapardım.

Bazı şeyler canınızı ne kadar acıtsa da hayatınızda unutamayacağınız izler bırakıyordu. Mesela bugün, benim hayatımda asla unutamayacağım bir gündü. Her şeyin değişeceğini hissettiğim bir gündü.

Karşımdaki arabanın farları gözümü alırken elimi kaldırarak gözüme siper yaptım. Arabanın ön kapısı açılınca içinden inen kişinin bana doğru geldiğini gördüm.

"Yağmur?" dedi tandık ses.

Hissettiğim hayal kırıklığı mıydı emin değilim ama tuttuğum soluğumu dışarı verdim. Gelmeyeceğini biliyordum, gelemeyeceğini biliyordum. Ne ummuştum bilmiyorum, yalnızca boş bir bekleyişti. Umutsuz bir bekleyişti.

"Fırat..." diye mırıldandım sessizce. Tabii ki oydu, başka kim olacaktı ki?

"Seni arıyorum saatlerdir, endişelendim. Mesajını aldığımda çıktım ama araba sıkıntı çıkardı." Etrafına kaçamak bir bakış attı. "Yetişemediğimi sanmıştım, yetişmişim. Konuşmamız lazım."

"Ben konuşmak istemiyorum." Dedim kaba olduğumu bilerek. Açıkçası nezaket, şu anda dikkat ettiğim şeylerin başında gelmiyordu.

Fırat sıkıntılı şekilde soluklandı. "Yağmur, lütfen. Bak sabah öyle olsun istemedim. Şaşırdım, bir an donakaldım ve saçma sapan tepkiler verdim. Projeden çekilmeni istememiştim." Samimiyetine inanıyordum, ona kırılmamıştım. Artık her şeye kırılan o kız değilim. Ya da sadece öyle olmadığımı sanıyordum. "Özür dilerim." Dediğini duydum Fırat'ın. İstemsizce gülümsedim.

"Dileme, sen haklıydın. Sizden, senden sakladım. Binada olmamıza rağmen, orayı, oradaki insanları bilmeme rağmen sustum. Yalan söyledim Fırat. Özür dileme." Fırat bir süre ağlamaktan şişmiş gözlerime bakmakla yetindi. Gözleri yanımdaki bavula ve kollarımdaki Gecede dolaştı.

GÖKYÜZÜNÜN DANSIWaar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu