Bej

266 28 156
                                    

Şarkıyı açmayı unutmayın, keyifli okumalar canlarım!💞

"Gününüzü aydınlatmaya geldim bayım, tüm ışığım sizindir ama müsaitseniz gecelerinizi çalabilir miyim?"~~

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

"Gününüzü aydınlatmaya geldim bayım, tüm ışığım sizindir ama müsaitseniz gecelerinizi çalabilir miyim?"
~~

"Yağmur..." Tanıdık ses kulaklarımı doldurduğunda yorganın altına daha da büzüştüm, kalkmak istemiyordum.

"Artık uyanman lazım hadi." Gözlerimi yarım aralayıp tepemdeki Sena'ya ölümcül bakışlar atarken aniden kapı açıldı.

Bu çocuğa acilen kapı çalmayı öğretmem lazımdı. "Onur geldi. Senin hala uyuduğunu söyleyince büyük bir kahkaha atıp, şaşırmadığını söyledi ve aşağıda bizi bekliyor."

Yataktan o kadar hızlı kalktım ki dünya bir saniyeliğine karardı. Bugün Savaş'ı ziyarete gidecektik ve ben hala uyuyordum. Kendi kendime kızıp, şaşkınca beni izleyen Sena ve Can'ı umursamadan kendimi banyoya attım.

"Günlerdir uyumazsan, şimdi uyuyakalırsın tabii..." Sena'nın sitemkâr sesi bana ulaştığında çoktan sıcak suyu açmış duşa girmiştim bile. Günlerdir üzerimde olan ağırlığı sıcak suyla atıp hızlıca duştan çıktım. Odada kimsenin olmamasına şükrederek dolabı açtım ve elim belimde düşünmeye başladım.

Haftalar sonra onu görecektim ve sanırım güzel gözükmek istiyordum...

Dolabın önünde uzun süren dakikalar sonucunda elime aldığım askılı, bej rengi tulum içime sinmiş gibiydi. Dışarıda güzel bir hava vardı ve buna uygun giyinmek beni mutlu etmişti. Saçlarımı sıkı bir atkuyruğu yapıp, yüzümü ise her zamanki gibi allık, rimel ve şeftalimsi bir rujla renklendirdikten sonra aynanın karşısına geçtim.

Yüzümde şeytani bir gülümseme oluştu. İşte bu! Ne abartı, ne soluk... Tam istediğim gibi.

"Yağmur gelmeyi lütfedersen çıkacağız artık!" Can'ın söylenmelerine kulak asmadan odadan çıktım. Bugün moralimi hiçbir şeyin bozmasına izin vermezdim. Bugün onu görecektim...

Aşağı indiğimde koltukta genişçe yayılmış, bizimkilerle sohbet eden Onur'u görmemle ona özür dileyen bakışlarımı yolladım. Çocuğu bizimle gelmeye zorlayıp onu bekletmek de tam benden beklenebilirdi zaten.

Beni gören Can yüzünde büyük bir sırıtışla, "Waov birileri gerçekten özenmiş." Diye alay etti.

Gözlerimi devirerek kapıya yöneldim. "Abartma kaç gündür evden çıkmadım. Ne var yani?"

"Ha evden çıkmadığın için... Anlıyorum." Sena kıkırdayarak Can'ı itekledi. Yanıma gelip bir kolunu boynuma dolayınca ben de ona kocaman gülümsedim.

"Harika olmuşsun güzelim. Savaş seni görünce kaçıp bizimle gelmezse iyidir."

"Saçmalama! Ne kaçması?" Senaya verdiğim cevap Onur da dahil herkesi güldürürken ben beyaz spor ayakkabılarımı giymiş çoktan dışarı çıkmıştım bile. Kimseye bir şey demeden evimizin önündeki Savaş'ın arabasına bindim. Savaş ıslah evine girince arabanın anahtarını Can'a ulaştırmış, herhangi bir durumda bizi kendi evine götürmesini tembihlemişti. Oradayken bile bizi her durumdan korumak için çabalıyordu ve ben onu gerçekten çok özlemiştim.

GÖKYÜZÜNÜN DANSIWhere stories live. Discover now