Gül kurusu

345 40 348
                                    


Şarkıyı açmayı unutmayın canlarım..💞 iyi okumalar!

Uyumak istiyorum.

Sabahın bir köründe gözüme ışık girmesinden nefret ediyorum.

Uyanmaktan da.

Ve uyandırılmaktan...

"Yağmur ben çıkıyorum kızım. Bir şey olursa ara!" Gözlerimi rüyama devam etmek istediğimi belli eder gibi daha sıkı kapattım.

"YAĞMUR!"

"Ya tamam çık sen!" Annemle evin içinde bağrışmaktan zevk almasam da bu yataktan çıkmayacaktım. Yorgundum, halsizdim ve mutlu olmamı sağlayan insanların hiçbiri yanımda değildi. Bunlar, yatakta kalmak için harika sebeplerdi.

Telefonumun melodisi kulağımı doldurunca söylenerek telefonu komodinden aldım. Annem olduğunu tahmin ettiğimden bakmadan açıp söylenmeme devam ettim.

"Uyandım işte neden arıyorsun ama?"

"Hah uyandıysan tamam. Kapının önünde bekliyoruz." Duymayı beklediğim ses kesinlikle bu değildi. Kapalı gözlerimin hızlıca açılmasıyla kendimi yataktan attım.

"Ne! Kapının önü mü?"

"Evet, dün demiştim dokuzda olurum diye... Dakik bir insanım."

Aldığım derin bir soluk, sessizliğe sebep oldu. "Eve gelin siz, ben de o sırada hazırlanayım?" dedim sorarcasına Onura.

"Hiç çıkmayalım şimdi arabada bekliyoruz seni."

"Ay tamam!" diyip telefonu kapattım. Ne evden çıkasım, ne de üstümü giyinesim vardı. Ama el mecbur Savaşın emaneti(!) olarak Onurlarla takılmam lazımdı. Onurla ya da bir başkasıyla takılmam, Aras Erensoyu durdurmayacaktı. O isterse bana zaten ulaşırdı. Bunu dün akşam aldığım zarftan da gayet net anlayabilmiştim. Ama Savaşın bunu kabul etmeyeceğini de biliyordum.

İsteksizce dolabımı açıp düşünmeye başladım. Ruh halime yaraşır bir şekilde, siyah tayt ve bana bol olmasını sevdiğim sweetlerimden birini giyip banyoya yöneldim. Kabarmış saçlarımı düzelttikten ve soğuk suyla uykumu açtıktan sonra beyaz spor ayakkabılarımla evi terk etmeye hazırdım.

Yine soğuk olan havaya aldırmadan kapıyı çekip çıktım. Onur hemen evin önüne park ettiği arabanın içinde İremle bir şey konuşuyordu. Beni fark edince yüzünde yarım bir gülümseme peyda etti. Bana ayırdığını düşündüğüm ön koltuğa kendimi bıraktım.

"Günaydın!"

"Yoo aymadı ki." Uykum vardı ve ben istemedikçe gün bana aymazdı. Tabi bunu onlar bilmiyordu.

"Saat altı değil Yağmur dokuz. İnsanlar bu saatte çoktan günlerine başlamış oluyor."

"Ben insan değilim." Dedim düşünmeden. Gözlerim kapalı olduğundan Onurun tepkisini göremiyordum ama derin bir nefes alarak arabayı çalıştırması sessizce kıkırdamama neden oldu.

"Ben çok sevdim seni. Tam benim kafadansın. Bana kalsa uyurduk ama beni de zorla kaldırdı şu." İremin neşeli sesiyle arkama baktım. Eliyle Onuru işaret ediyor ve dünün aksine benimle muhabbet etmek istiyor gibi duruyordu.

"Ben artık yorum yapmıyorum." Dedi onur arabayı mahalleden çıkarırken. "Nereye gitmek istersin?"

"Eve, otele, pansiyona, hatta ıslah evi bile olabilir. Tüm gün yatacağım neresi olursa işte." Bu halimi biliyordum. Tüm gün yorganın altında Deniz Tekin dinleyen halimdi bu. İnsanların 'Depresyon' dediği ama benim normal hayatımın çoğunu kapsayan halimdi. Onlarla tanışana kadarki halim...

GÖKYÜZÜNÜN DANSIWhere stories live. Discover now