Mercan

406 44 91
                                    

Şarkıyı açmayı unutmayın canlarım..💞 iyi okumalar!

Kafamı yasladığım cam, artık canımı yakıyordu. Yola çıktığımızdan beri ne Savaş, ne ben konuşmuştuk. Yine biz susmuş, sessizliğimiz konuşmuştu arabanın içinde. Ona kızgın değildim. Zaten kızmaya hakkım var mıydı, bilmiyorum da. Ne yaptıysa kendine yapmıştı, enazından o öyle düşünüyordu. Ama bilmiyordu ki onu böyle görmek beni zaten mahvediyor.

Peki ya içimdeki anlamsız kırgınlık nedendi?

Neden ona deli gibi sarılmak istesem de, kollarım kalkmıyordu bir türlü? Tüm gece dağıtmış ve bana tek kelime etmemişti. Sonra ise elinde bir fotoğrafla gelip 'Sena ve Canı çıkaracağız' demişti. Sen ne yapıyorsun Durulmaz?

"Ne düşünüyorsun o kadar derin?" Alaylı bir gülümsemeyle kafamı camdan ayırıp ona döndüm.

"Sence?" Amacım sert çıkmak değildi ama içimde kontrol edemediğim noktalar benden önce davranıyordu cevap vermek için. Kaşlarını çatıp arabayı yavaşlattı.

"Yağmur eğer dün geceden bahsediyorsan bahsetme. Ne yapmamı bekliyordun, hiçbir şey olmamış gibi devam etmemi mi?"

"Hayır tabiki!" sesim yine kontrolsüzce yüksek çıkarken neye bu kadar sinirlendiğimi bile bilmiyordum. "Ama bir mesaj atabilirdin Savaş." Dedim daha sakin bir tonla. "Telefonunu kapatmayabilirdin mesela, tüm gece beni endişeden kıvrandırmayabilirdin..."

Derin bir nefes alıp kafasını koltuğa yasladı. Arabanın çoktan yolun kenarında durmuş olduğunu farketmemle ben de aynısını yaptım.

"Dün gece kendimle tekrar yüzleştim." Kafamı ona döndürdüğümde, gözlerini kapadığını gördüm. Fırsattan istifade güzel yüzünü izlemeye başladım. Hafif çıkmış kirli sakalları ve keskin yüz hatları herzamanki yerindeydi. Ama yüzündeki ifade hala çok yorgun duruyordu.

"Sonuç ne oldu peki?" dedim sessizliği bozarak.

"Sonuçlanmadı." Dedi hırıltılı bir sesle.

"Belli neden bu kadar içtiğin o zaman." Bunu sitemkar bir şekilde değil de, gerçekten tespit yapar gibi söylemiştim. O da bunu anlamış olmalı ki, hafifçe güldü.

"Hani dün dedim ya 'onu unutmak isteyen kim?' diye." Bu cümleyi duymamla, dün gece ertelediğim bazı şeyler su yüzüne çıktı. Ağlamayacaktım, güçlü kalacaktım, canımın yanmasına izin vermeyecektim...

"Ben onu unutmak istemiyorum çünkü o, beni bugünkü halime getiren insan." Dudaklarımı dişlerimin arasına alıp gözlerimi boş sokağa diktim ve devam etmesini bekledim.

"Onu unutursam eğer, geçmişimi ve olduğum kişiyi unuturum." Devam etme Savaş... "Ama sen." Dedi usul sesi bu sefer. Gözlerimi ona döndürdüm ve beni izlediğini gördüm.

"Hissediyorum, sen benim geleceğim olacaksın. Benim dönüşeceğim adamı sen şekillendireceksin Yağmur. Ben başkasına aşıkken, bir başkasına bu cümleleri kuracak bir adam değilim." Dedi kedini açıklamak ister gibi. İstemsizce gülümsedim bu haline. "Onu sevdim evet. Ama o gitti ve ben bunu zor da olsa kabullendim."

"Seni suçlamıyorum." Dedim bende kendimi açıklamak ister gibi.

"Biliyorum." Bakışlarındaki sıcaklık dünden beri ilk defa içime sindi ama o konuşmaya devam etti. "Onu kaybettikten sonra bir daha hissedemem sanmıştım. Kendimi her şeyden kaçırırsam eğer kimseyi kaybetmem birdaha sanmıştım. Yanıma ilk geldiğin gün, o yüzden sana da öyle davranmıştım hatta." Ufak bir gülümseme dudaklarına yayıldı. Yanağımı, ellerimin üstüne koyup onu görebileceğim daha rahat bir pozisyona geldim.

GÖKYÜZÜNÜN DANSIWhere stories live. Discover now