Keder

180 15 116
                                    



Selam şekerlerim✨✨
Keyifli okumalar dileyerek şarkılarımızı bırakıp kaçıyorum, oy ve yorumlarınız beni çokkkk mutlu eder🥹❤️

yedinci ev- gitmeden önce

Cem Adrian- Emir Can İğrek - Bana unutmayı öğret

perdenin adındakiler- vedalardan bir buket

Melike Şahin- Pusulam rüzgar

Melike Şahin- Pusulam rüzgar

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.

✨☀️

Gidecek bir yol kalmadığını anladığın zaman, yeni bir yol çizmeye başlıyordun. İster tertemiz bir kağıda, istersen yaşanmışlıklarla kararmış bir kağıt parçasına. Aslında bakarsan, hiçbir önemi yok bunun. Bazı şeyleri aşman için gereken şey yeni bir sayfa değil, yalnızca kalemi tutabilecek cesaret ve birazda mürekkep. Sonuçta bir yolu yürürken hedefimiz her zaman gideceğimiz yer değil midir? Yolun başını kimse umursamaz. Yolun başına kimse dönmez, önemli olan sonucunda varacağın hedefin olur.

Geçmişin ıslak paçalarından akıttığı bir kız olarak, hayat mottomu bu yapmayı hep çok istemiştim. Yolun başına değil, sonuna bak...

Ama bir çemberin çizgileri, benim yolum olmuşsa nasıl bakabilirdim ki önüme? Benim yolumun sonu ile başı aynı kapıya çıkıyordu işte. Bu kadardı, böyleydi.

Sıcak bir gündü.

Yaz mıydı hatırlamıyorum ama geçirdiğimiz kısıtlı zamanı göz önüne alırsam yaz değildi. Yalnızca gökyüzünün güneşe ev sahipliği yaptığı bir bahar günü olmalıydı.

Kollarımdan biri, zaten orada olmak zorundaymış gibi Savaş'ın kolundaydı. Başım yorgunca omzuna düşmüş, önümüzdeki komediyi kocaman birer tebessümle izliyorduk.

"CANN!" diye bağırdı Sena bilmem kaçıncı kez. "Sen aptal mısın, çocuğa hemen uçurtmasını geri ver!" Sena'nın yüksek desibelli sesi ile Savaş yüzünü buruştursa da Can'ın gülümsemesi kahkahaya dönüştü ve elindeki uçurtmanın ipine daha çok asıldı.

Hemen yanımızdaki tahmini 7-8 yaşlarındaki ufak erkek çocuğu görüş açıma girince dudaklarımı büktüm ve Savaş'ın kolundan çıktım, çocuğun yanında diz çöktüm.

Çocuğun Candaki bakışları bana döndü ve kaşlarını çattı. Sanırım bizi sevmemişti, eh haksız sayılmazdı. "Hey, küçük adam." Dedim gülümseyerek. "Uçurtmanı geri istiyorsun sanırım, haklısın da." Kafamı döndürerek dünyadan bir haber uçurtmanın dolanan ipinden kaçan Can'a ve peşinden koşan Senaya baktım. Gülmemek için dudaklarımı dişlediğim sırada yanıma birinin geldiğini de hissettim. "Uçurtmanı alan sarışın çocuk var ya hani..." dedim Can'ı göstererek. Çocuk sinirle kafasını salladı. Kulağına doğru eğildim ve sadece ikimizin duyacağı desibelde mırıldandım. "Karınca görünce altına işeyecek kadar korkuyor." Çocuk gözlerini kocaman açarak bana bakınca kıkırdamaya başladı. Koşarak yanımızda uzaklaşırken Savaş'ın kollarımdan tutarak beni kaldırdığını hissettim.

GÖKYÜZÜNÜN DANSITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang