Sarı

514 70 55
                                    


Skinny Love

Şarkıyı açmayı unutmayın canlarım...💞 iyi okumalar!

Bir güneş doğar yaşadığın tüm acıların üstüne. Yeni bir gün ağarır zihninde koşuşturan düşüncelerinin arasından. Kafanı kaldırıp açık gökyüzüne bakarsın. Temiz havayı içine çekip tüm hayatın buna bağlıymış gibi gülümsersin tenine değip esen ufak rüzgara. Tüm bunları neden mi yaparsın?

Çünkü hayat çok zor.

Evet, bu hayat gerçekten çok zor ve senin buna ihtiyacın var. Senin; Güneş doğduğunda güneşe gülümsemeye, yağmur yağdığında gelen toprak kokusunu içine çekmeye ihtiyacın var. Sakın, "İhtiyacım yok." deme. Çünkü bu dünya üzerinde yaşayan herkes'in artık dayanamadığını hissettiğinde kaçacağı bir yere ihtiyacı vardı. Benim için o yer, eski tahta bir rıhtım oldu. Senin için yeni doğan bir gün olabilir. Yağan yağmur, esen rüzgar olabilir...

Unutma, güzel şeyler sen onları görebildikçe var olabilir.

"Savaş!"

Şaşkınlığım içimde kocaman bir karanlık gibi büyürken karşımdaki beden yavaş hareketlerle bana döndü. Gece mavisi gözleri nedenini bilmediğim bir şekilde kısık bakıyordu. Sinirli miydi o?

"Demek koridordan ses geldi?" Dedi kaşlarını kaldırarak. Önce anlamasam da masanın üstünde öğlen dolabıma tıktığım fotoğrafları görünce kalakaldım.

"Odamı karıştırman hiç sağlıklı değil." Dedim mırıltıyla. Ellerini, yumuşacık gözüken saçlarına daldırdı. Bana yansıtmadığı siniri bakışlarından taşıp zihnime yer edindi.

"Senin bana yalan söylemen gayet sağlıklı ama."

"Söyleyecektim." dedim. "Dönmeni bekliyordum." Gergince iç çekti. Sanki kafasında binlerce olay aynı anda yaşanıyormuş gibi bir karmaşa vardı gözlerinde. Bu kargaşayı tanıyordum çünkü, her gün ben de o kargaşanın mahkumuydum.

Çok düşünüyordu.

Çok düşünüyorduk.

"Kim olduğu konusunda bir fikrin var mı?" Umutsuzca kafamı salladım. Bu hareketimle tekrar derin bir nefes aldı.

Onun bu hali beni de gerdiğinden konuyu dağıtmak için konuşmaya devam ettim."Sen neden erken döndün? Ayrıca hemen anlat. Ne buldun, Denizin durumu ne?" İçimdeki karamsarlık biraz olsun yerini meraka bırakmıştı. Savaş'a baktığımda gözlerinin hala masadaki fotoğraflarda olduğunu gördüm.

En sonunda isteksizce fotoğrafları bir araya toplayıp dolaba koydu ve mavilerini bana döndürdü. "Senayı da al, sessizce merdinvenlerin başına gelin." Başka bir şey demeden kapıya yöneldiğinde ben de peşinden çıkıp hızlıca Sena'nın odasına girdim.

Kitap okuyarak yatağında uzanan Sena'nın şakın bakışlarına aldırmayıp elimle ona sessizce gelmesi için işaret yaptım. Ne olduğunu anlamış olmalı ki bir şey demeden beni takip etti. Bomboş koridorda sessizce merdivenlere ilerledik. Savaş ve Can'ın bizi merdivenlerin başında beklediğini görmemle ağzımı açmıştım ki, Savaş sözümü kesti.

"Sakın ses çıkarmayın, beni takip edin." Cümlesi ile laflarımı yutup sessizce merdivenleri çıkmaya başladım. O ölümcül merdivenleri yine çıkma düşüncesi gözümü korkutsa da ardından gelecek güzellik için değeceğini biliyordum.

Nefes nefese kaldığımız dördüncü katta Can'ın "Yukarıda altın falan olsa iyi olur." diye söylendiğini duydum. Bu sefer ben de ona katıldığımı gösterir şekilde kafa salladım. En sonunda balkona vardığımızda Sena ve Can'ın tepkisini çok merak ettiğimden gözlerimi onlara diktim ve yüzlerini izlemeye başladım.

GÖKYÜZÜNÜN DANSIحيث تعيش القصص. اكتشف الآن