10.bölüm

5.3K 502 155
                                    

Merhaba iyi okumalar. 🤗🤗🤗

Gözlerim, odamın penceresinden yüzüme gün ışığının vurması ile aralandı. Uykumu alamadığım için gözlerimi tekrar kapattım. Uyumak için üzerimdeki örtüyü kafama çektim. Tekrar uykuya dalacakken, telefonum çaldı. Gözlerimi ve örtüyü açmadan elimi, örtünün altından çıkardım. Yatağımın yanındaki çalışma masama uzandım bir kaç arayışın ardından telefonumu buldum. Telefonu hızlı bir şekilde örtünün içine soktuktan sonra açıp cevap verdim. Arayanın kim olduğuna bakmadığım için uykulu ses tonuyla, " Efendim" dedim.

Karşıdan " Aferin benim prensesime. Efendisinin kim olduğunu öğrenmiş." Dedi o zayıf Türkçesiyle.

Arayanın kim olduğunu anlayınca hızlıca yattığım yerden, oturur pozisyona gelerek, telefonu kulağımdan çekip, arayana baktım. Gizli bir numaraydı. Tekrar telefonu kulağıma getirdikten sonra cevap verdim. "Sarı Bey neden aramıştınız?" dedim, bezgin çıkan bir ses tonu ile.

Karşıdan " Bu soruyu gerçekten soruyor musun prenses? Ben de seni zeki olarak biliyordum. Bu sorduğun soru ile beni şaşırıyorsun. Benim güzel prensesim." Derken eğlendiği ses tonundan anlaşılıyordu.

Haklı olduğunu biliyordum ama ne diye bilirdim ki. Zaman kazanmak için böyle bir soru yöneltmiştim. Kendime gelmek ve kafamı toparlamak için zaman yaratmak istiyordum.

Ciğerlerime, derin bir nefes çekerek, " Biliyorum ne istediğinizi. Ancak belgeleri bir türlü bulamıyorum. Her yere baktım. Kesinlikle barda yok bu belgeler. Ateş bey, yanında ne getirirse getirsin, bir şekilde onların içine de bakıyorum, ama bulamıyorum." Dedim. İsyan ederek.

İnandırıcı olsun diye biraz abartmak için "Hatta arabasına bile bakma fırsatım oldu. Orada da yoktu. Elimden geleni yaptım ama bulamıyorum. Hiçbir yerde yok. "Dedim. Ses tonumu ararken yorulduğumu anlatır gibi çıkararak.

İçimden inşallah inanmışlardır diye dua okurken, bir elimle saçlarımı karıştırıyordum.

Karşıdan " Evet biliyorum barda olmadığını. Ateş onu evinde tutuyor. Ancak evine girdiğinde bulabilirsin" diye sözünü tamamladı.

Telefondaki adamın tüm bunları bildiğimi anlamaması için , sesimi biraz sertleştirerek "Bunu biliyorsunuz, ama bana söylemiyorsunuz. Neden beni boşu boşuna uğraştırdınız? Kaç gündür yakalanma korkusuyla o lanet belgeleri arıyorum haberiniz var mı? Hadi yakalansaydım Ateş bey bana neler yapardı bunu düşündünüz mü?" diye çemkirdim.

Sarı denen adam telefonda gür bir kahkaha attı. Bir kaç saniye sonra "Biraz sakin ol prenses. Sana bunu söylemedik, çünkü senin bize ihanet edip etmeyeceğini öğrenmemiz gerekiyordu. Anlayacağın seni denedik ve sen de sınavı başarıyla geçtin. Bu seni rahatlatmasın sürekli gözümüz üzerinde olacak. " dedi.  Tehdit ederk.

Cevap vermemi beklemeden tekrar konuştu. "Duyduğum kadarıyla Ateş senden hoşlanıyormuş. Sen bu ilgiyi kullanarak, Ateş’in evinden o belgeleri alabilirsin. Bence bu şansı değerlendir derim. Yoksa o eve girme ihtimalin sıfır gibi bir şey. Eğer görünmez olabiliyor isen sorun olmaz" Dedi neşeli çıkan sesiyle.

Sarı denen adamın söyledikleri Ateş'in tahminlerini doğrular nitelikteydi. Ateş'in haklı olduğu diğer bir konuda, barda beni takip eden birileri vardı. Bu kadar çabuk haber alması, bunu kanıtlıyordu. Ama kimdi bu kişi? Çalışanlardan birimi, yoksa müşterilerden birimiydi?

Ben bunları düşünürken telefonun karşısından tekrar bir konuşma geldi. " Prenses neye şaşırdın ve sessizleştin? Söyle bakalım ." dedi yılışık yılışık.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now