26. Bölüm

4.3K 364 135
                                    

Merhaba,

Arkadaşlar lütfen kitabımı okuduğunuzda oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin. Kitabımı yazarken sizin beğeniniz beni yeni bölüm yazma konusunda teşvik ediyor. Siz beğeninizi belirtmediğinizde ve oy vermediğinizde tüm iştahım kaçıyor ve yazmak istemiyorum. Lütfen okuduğunuzda kitabımı beğenirseniz bunu yorumlayarak ve oy vererek gösterin. Gösterin ki bende ayırdığım zamana değdiğini bilip yazarken daha azim ile yazayım. Hepinizi çok seviyorum. Keyifli okumalar diliyorum🥰😘🥰😘🥰😘

Güneş gözlerini açtığında denizin ortasındaydı. Gözlerini açması ile   bocalayarak suyun yüzeyinde kalamadı. Hemen sonrasında suya batmaya başladı. Neler olduğunu anlamasa da suyun yüzeyine çıkması  gerektiği için kendini toparlayarak yüzeye doğru yüzmeye başladı. Yüzeye çıktığında nefesini zor toparladı. Etrafın da birileri var mı diye bakındı. Ancak hiç kimseyi göremedi. Ne bir yat ne de bir tekene hiç biri yoktu. Yüzeyde kalabilmek için çırpınıyordu. Artık kollarında derman kalmamıştı. Bir umut ile tekrar etraf da göz gezdirdi.  Tekne, kayık artık hangisi olursa olsun birilerinin onu bulmasını istiyordu. Birileri duyar umuduyla “imdat” diye bağırdı.

Sıcaktan artık beyni kaynayacak duruma gelmişti. Tekrar “imdat kurtarın beni. Kimse yok mu?” diye denizin ortasında kimsenin olmayacağını bildiği halde bağırıyordu. Tam umudunun kesildiği yerde bir ses duydu.

Çok uzaklardan bir ses, “Güneşşş Güneşşşş korkma buradayım.” diye ona sesleniyordu. Adının söylendiğini duyan Güneş sesin  nereden geldiğini anlamak için tekrar etrafında bir tur atarak, “ imdaaaat imdaaat buradayım. Lütfen yardım et” diye olanca gücü ile bağırdı.

 Bağırdıktan sonra her hangi bir ses geliyor mu diye sessizlik içinde etrafını dinledi. Ancak ne etrafta kimse vardı ne de ses vardı. Güneş sıcağın etkisi ile yanlış anladığını düşündüğü için artık pes ediyordu. Çünkü suyun yüzeyinde kalmak için hiç mecali kalmamıştı. Son umut tekrar “imdattttt kurtarın beni” diye bağırarak yardım istedi. Etrafı kısa bir süre daha dinlese de hiç bir ses gelmedi. Artık kurtulma umudunun kalmadığını anlayınca,  göz yaşları içinde kendini suyun derinliklerine bıraktı. Suyun derinliklerinde  nefesini tutamayacak duruma geldiğinde. Nefesini yavaşça suyun içerisinde bırakmaya başladı. Güneş artık her şeyin bittiğini ve suyun derinliklerinde öleceğini kabullendiğinde birisi arkasından beline kolunu dolayarak Güneş'i suyun yüzeyine doğru götürdü. Güneş suyun yüzeyine çıkarıldığında. Gözlerini açıp arkasında onu kurtaranın kim olduğuna bakmak istedi. Kurtarıcısı Güneş’in dönmesine izin vermeden kulağına, “güzel gözlü melek, hiçbir yere gidemezsin” diye ona seslenmesi ile Güneş kurtarıcısını sesinden tanımıştı.

 ...

Ateş doktorun üzgünüm demesi üzerine deliye dönerek odaya girdi. Doktorun yakasından tutarak eline aldığı şok cihazını doktorun eline tutuşturdu. Ardından yüzü ve sesi korkutucu bir şekil alarak, “Güneş’in kalbi tekrar atana kadar durmayacaksın.” Diye dişlerinin arasından emir verdi.

Doktorun şaşkınlık yüzünden hareket etmemesi üzerine, “HADİİİ” diye bağırdı. Doktor Ateş’in bu tepkisi karşısında korku içinde hemşireye kafası ile işaret etti. Hemşireye verdiği işaretin sonrasında bir kez daha şok cihazını uygulaması için çalıştırdı. Bu deneme da, Güneş'in kalbinin atmasını sağlayamadı. Doktor tekrar Güneş’ in kalbinin üzerine koyduğu şok cihazını hemşireye kafası ile işaret verdiği sırada Ateş yüksek sesle “hadi güzel gözlü melek. Hadi! Dön artık. Yapma bunu bize. Aç gözlerini. Bak herkes senin gözlerini açmanı bekliyor.” Diye sanki Güneş onu duyuyormuş gibi konuştu.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now