12.bölüm

5.1K 480 123
                                    

İyi okumalar. Oy ve yorumlarınızı ihmal etmeyin. Teşekkürler 😘😘😘😘😘😘

Ateş'in bana yaptığı teklifi tabii ki kabul etmeyecektim. Ne zaman yakalanacağı belli olmayan biri yüzünden ülkemden aylarca yada yıllarca uzak kalamam. Sırf bu yüzden kabul etmemiş miydim, bu oyunu. Ateş belki haklı olabilir. Ancak bu tehlikeyi en başta göze aldım. Korkuyor muyum tabii ki de korkuyorum. Ancak korksam da korkmasam da hiçbir yere gitmeyeceğim.

Ben bunları düşünürken Ateş arabadan inmiş, arabanın ön kısmına yaslanarak, sigara içiyordu. Ateş'in yanına gitmek için arabanın kapısını açtım. Ayağıma takılmaması için eteğimi toplayarak arabadan indim. Benim, arabanın kapısını kapatmamla, Ateş dönüp baktı. Tekrar önüne dönerken, "Güneş arabada kal. Burası biraz esiyor üşüteceksin" dedi. Beni düşünür gibi.

Ateş'in söylediklerini umursamadan yanına gittim. Bende onun gibi arabaya yaslanıp kollarımı göğsümde bağladım. Konu açmak için bir şeyler konuşmaya karar verdiğim için herkesin klişe söylediği sözleri, bende söyledim. "hava çok güzel" diye söyledikten sonra söylediğim klişe için yüzümü buruşturarak, kendimden iğrendim. Tabii ki içimden kendimi azarlamayı ihmal etmedim. " ne kadar malısın Güneş. Hava çok güzel de, ne ya? Başka bir şey bulamadım mı? Allah kahretmesin seni, emi. Seni senin salaklığına bağışlıyorum, mal Güneş" diye kendime sövmekle meşgulken, Ateş, " sana söylediklerimi düşündün mü. Yada bir süre düşünecek misin" Derken bana dönüp bir kez olsun bakmadı.

Ateş'in tersine, ben ona dönerek kararlı olduğumu belirten net duruşumla, konuştum. "Hiç bir yere gitmiyorum. İşin başındayken sırf ülkemden, ailemden ve arkadaşlarımdan ayrı kalmamak için kabul etmiştim. Şu an da aynı sebepler geceli. Ne zaman yakalanacağı belli olmayan o şerefsiz yüzünden sevdiklerimden ayrı kalmayacağım" diye konuşmamı bitirirken. O da bana dönmüş, hem dinliyor hem de kararımdan emin olup olmadığımı anlamak için dikkatlice bakıyordu.

Bir süre daha beni inceledikten sonra, "emin misin" dedi. Ateşin bu sözüne içimden espri ile "yok ben emin değilim Güneşim" demek istedim ama bu soğuk espriyi yapmak, hiç akıllıca olmaz diye sadece kafamı sallamak ile yetindim.

Ateş'te aynı benim gibi kafasını anladım der gibi salladıktan sonra "o zaman iyi dinle beni" dedi. Sözlerine bir nefeslik ara verdikten sonra " artık herkes senin benim sevgilim olduğunu öğrendiler. Bunu zaten arabada da söylemiştim. Bu yüzden sana koruma vereceğim. Mahalledekilerden hariç seni gizlenmeden takip edecek ve seni koruyacaklar. Seni kaçıranlar, benim sevgilim olduğun için korumak istediğimi düşünecekler. Bu yüzden peşindeki korumadan ve senden şüphe duymayacaklar. Sana sordukları zaman bu şekilde açıklama yapman yeterli olacaktır. Ayrıca bara, haftada iki kez geleceksin. Evime gelmen gerektiğinde ben seni haberdar edeceğim. Burada kalmayı kabul ettiğin için bunlara uymak zorundasın. İtiraz etme gibi bir şansın yok. Oldu da benim kurallarıma ve söylediklerime uyumadığında. Bunun illaki bir cezası olacaktır." Derken ben araya girdim. "nasıl yani bana çocuk gibi cezamı vereceksin" dedim. Şaka olduğunu umarak.

Ateş, yüzünde belli belirsiz gülümsemesiyle " çocukça davranırsan çocuk gibi ceza alırsın. Olgun davranır da sözümü dinlersen çocuk gibi ceza almamış olursun." Derken işaret parmağıyla burnumun ucuna hafiften vurdu.

Bu ceza konusuna itiraz edecektim. Ancak Ateş’in o beni benden alan yarım gülüşü ve burnuma dokunuşu, itiraz etmemi engelledi.

Biz bir süre daha aynı şekilde manzarayı seyrettik. Çenesi düşük olan ben dayanamayıp, ona aklımdaki soruyu sormak istedim. Yönümü ona dönerek, " Ateş" diye seslendim. Ateş'te bana yönünü döndükten sonra " Efendim Güneş" dedi. Yüzüme baktığında hareketlerimden zor bir şeyin çıkacağını anlamıştı.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now