15. Bölüm

4.9K 451 95
                                    


Bölümü beğendiyseniz lütfen oylayın. Sizin beğendiğinizi görmek beni daha bir teşvik ediyor. Daha hevesli ve istekli yazıyorum. Teşekkürler 😘😘😘😘😘

Üzerim de gördüğüm kırmızı ışıktan sonra. Orhan, "Güneş yere yat" diyerek üzerime atladı. Birlikte yere düştük. Orhan, benim üzerime düşmüştü. Ayrıca vurulup vurulmadığımı da bilmiyordum. Korkudan elim ayağım titriyor ve nefes almakta zorlanıyordum. Tüm vücudum ağrıyordu.

O sırada kulağıma sürekli, bağırma ağlama ve silah sesleri geliyordu. Orhan üzerimden çekilerek, "Güneş iyi misin" derken vücuduma bakınıyordu. Orhan'ın üzerimden kalkması ile rahat nefes alabilmiştim. Ayrıca ağırlıktan dolayı acıyan yerlerim azalmış, şu an sadece kolum, kafam ve birazda sırtım da acı vardı.

Orhan'a sesim titreyerek "bilmiyorum sadece kafam dirseğim ve sırtım acıyor. Vurulmadım galiba" dedim.

Orhan, benim sağıma soluma baktıktan sonra, "yok Allaha şükür vurulmamışsın" derken derince nefes aldı. Orhan, vurulmadığımı anlayınca yüzünde bir rahatlama olduğu bariz bir şekilde anlaşılıyordu.

Orhan, etrafı kontrol ettikten sonra koluna baktı ve kolunu tutması ile yattığım yerden oturur pozisyona gelerek, telaş içinde, "Kolun kanıyor Orhan. Kurşun sana isabet etmiş." Diye ağlayarak bağırıyordum. Orhan kolunu umursamadan beni sakinleştirmek için, " Güneş sakin ol. Sıyırmış sadece. Bundan bir şey olmaz. Sen sakın kafanı kaldırma. Adamların hedefinde sen varsın, anladığım kadarıyla. Burada bekleyeceğiz diğerleri hallederler. " Derken tekrar etrafı kontrol ediyordu.

Orhan'ın söylediklerini duyunca şaşkınlık korku endişe bütün duygular birbirine karışmış olarak "Nasıl yani beni mi öldürmek istediler? Ama neden? Benim kimseyle bir sıkıntım olmadı ki. Beni kaçıranlar yapmış olabilir mi? Niye böyle bir şey yapsınlar? Benden şüphelenmişlerse, beni vurmak istemişler olabilir." Diye kendi kendine konuşurken, hem soru soruyor hem de kendim cevabını söylüyordum.

Bu esnada aklıma bir anda kızlar geldi. Bu sefer kızlar için korkmaya başladım. Gözlerimi etrafta gezdirerek, "kızlar nerede? Onlara bir şey oldu mu? Orhan söylesene." Diye bağırdım. Orhan parmağıyla kızları göstererek, " bak güvendeler. Yanlarında Rüzgar ve Cihan var. Sakin ol" Diye arabanın arkasında saklanan arkadaşlarımı gösterdi.

Ada, Kadere sarılmıştı. Kader o esnada kafasını çevirerek bana baktı. Kader'in bakmasıyla durmuş olan göz yaşlarım tekrar akmaya başladı. Her zamanki olgunluğuyla benim onu duyacağım yükseklikteki ses tonuyla "sakin ol. Biz iyiyiz. Sen sakın çıkma oradan" diye bağırdı.

Kader'in sesini duyan Ada kafasını kaldırarak bana baktı. Gözleri ağlamaktan kan çanağına dönmüştü. O da Kader gibi bağırarak "Güneş, yalvarırım kafanı ey. Sakın kaldırma" diye bana talimat verdi.

Bunlar yaşanırken bizim tarafa bir sürü koruma doldu. Hepsi birden silahlarla karşılık veriyordu. Kafamı kaldırıp bakmadığımdan, adamların nereden ateş ettiklerini göremiyordum.

Bizim tarafın kalabalıklaşmasıyla, karşı taraf kaçmış olacak ki silah sesleri git gide azalmaya başladı. Bir sürenin sonun da tamamen kesildi.

Bu esnada Orhan sürekli etrafı gözetliyordu. Arada da beni sakinleştirmeye çalışıyordu. Ben ise Orhan'ın Kanayan kolunu gördükçe daha fazla panik yapıyordum. Kulunu sarmak için çıkarmış olduğum elbisemin kumaş kemeriyle, kolunu bağlamak için yalvarıyordum. Orhan "şimdi olmaz Güneş" diye itiraz ediyor benim sarmama engel oluyordu.

Tamamen kurşun seslerinin kesilmesiyle Rüzgar koşa koşa yanımıza geldi. Orhan'a hitaben "Abimi aradım. Kızları evlerine götürmemizi söyledi. Polisler gelirse karakol ile uğraşmasınlar, diye sıkı sıkı tembihledi. Kendisi yoldaymış. En hızlı şekilde geleceğini söyledi." Dedikten sonra, gözlerini etrafta gezdirerek, "Bizden sadece sen yaralısın, Orhan . Sefaya söyleyeceğim seni hastaneye bırakacak. Metin de kızları götürecek. Yanlarına on dan fazla koruma vereceğim. Kızları güvenli olarak evlerine bıraksınlar diye. " Dedi.

VAROLUŞ TAMAMLANDIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin