14. Bölüm

4.8K 461 123
                                    

Lütfen oy vermeyi unutmayın 😘😘😘😘😘

Banim başlattığım ve Ateş'in derinleştirdiği öpüşmemiz devam ederken tekrar ışıklar gitti. Ben birden geri çekildiğimde, Ateş yüzümde olan ellerini çekmeden " şiiit sakin ol. Ben buradayım." Dedi.

Yatakta bir şeylerle uğraşıyordu hareket halindeydi. Yarım dakika süre sonra, Ateş telefonunun ışığını açtı. Telefonun ışığı etrafı biraz aydınlatınca, Ateş ile göz göze geldik. Utandığım için hemen kafamı kucağımdaki ellerime indirdim. Bir süre daha Ateş'in bana baktığını hissede biliyordum.

Ateş parmaklarıyla çenemden tutup kaldırdı. Gözlerimi gözlerine sabitledikten sonra, " biraz önce olanlardan dolayı utanma. Ben bir sebep aramıyorum. Dediğim gibi, o an öpmek istedin ve öptün. Ben de karşılık vermek istedim ve karşılık verdim. Tamam mı?" dedi kafasını onaylamamı istediğini belli etmek için salladı.

Bende Ateş'in yaptığı gibi utanç içinde, kafamı sallayarak onu onayladım. Benim bu hareketim ile Ateş gülümseyerek, çenemden çektiği parmaklarına telefonu tekrar alarak, bir yerleri aradı. Ateş, telefon kulağında çok beklemeden karşı taraf açmış olacak ki sinirli bir ses tonu ile konuştu.

"Jeneratör niye çalışmıyor?" diye sordu. " bozulmuş da ne demek? Bunun bakımını yaptırmıyor muydunuz?" Derken sesi daha bir gür çıkmıştı. Biraz önce benimle konuşan adamdan şu an eser bile yoktu.

"Uzatma Sinan bir çaresini bulun." Dedi. Karşıdan ne söylendiyse Ateş daha bir sinirli, "sikeyim lan sizin yapacağınız işi. Kapat" dedi ve telefonu kapattı.

Telefonu kapatıp komidin in üzerine koyduktan sonra bana döndü. Yüzünde bıkkın bir ifadeyle "Jeneratör bozulmuş. Işıkların ne zaman geleceği belli değil. Yanımda kalmak isterimsin?" diye sordu.

Tabii benim canıma minnet, istemem yan cebime koy misali kafamı salladım. Ateş bacaklarımdan kolunu geçirdi. Bir kolunu da sırtıma yerleştirdikten sonra. Ben kucağında yataktan kalktı. Refleksle boynuna sarıldım. Şaşırarak baktığımı görünce, " benim yatağım daha geniş rahat edersin" dedi açıklama yapmak için.

Kafamı sallayarak onay verdim. Hala kendime kızıyordum. Nasıl böyle bir salaklık yapmıştım. Hiç bu kadar utanacak duruma düşürmemiştim kendimi. Ateş olgunlukla karşılamıştı. Bu aslında yeterli değildi benim için. Sonuçta duygularımı açığa vurmuş olabilirdim.

Ben bu düşüncelerle boğuşurken Ateş beni hiç zorlanmadan kucağında ilerliyordu. Telefonu cebine koyduğu için. Benim için zifiri karanlık olan ortam, Ateş için değildi. Bu yüzden çarpmadan bir yere geldik. Ateş'in sesini kulağımda hissettiğimde, " önümüzde kapı var kapının kolunu bulabilir misin?" diye sordu.

Aslında kapıyı kendi de açabilirdi. Onun için çok zor olmazdı. Beni tek koluyla bile kaldıracak güç var gibi gözüküyordu. Bunu dile getirmeden cevap verdim.

"Sanırım bulabilirim" dedim. Ve kapıya kolumu uzatıp, kolu aramaya başladım. Bir kaç denemeden sonra buldum ve açtım. Ateş ilerlerken tekrar kulağıma eğilerek, " aferin benim kızıma" diye benimle uğraştı.

Bende sinirlenerek omuzuna vurdum ve "gıcık niye dalga geçiyorsun" diye sitem ettim.

İlk defa gür bir kahkahasını duydum. Keşke görseydim diye iç geçirdim. Bu zamana kadar Ateş'in sadece yarım yamalak gülüşünü görmüştüm. Gülüşü gülerken çıkardığı ses kadar güzel miydi, merak ediyordum.

Ateş beni yatak olduğunu tahmin ettiğim yumuşak bir yere oturttu. "Ben üzerimi değiştirdikten sonra, mum bulmaya çalışacağım. Evde olduğunu sanmıyorum ama olmazsa çocuklara aldırırım" dedikten sonra adım atma sesi duymamla panik halinde seslendim.

VAROLUŞ TAMAMLANDIWhere stories live. Discover now